Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/441 E. 2022/86 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP : .

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAHİLİ DAVALI : 2-
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı tarafın davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … numaralı takip dosyasına vaki haksız ve kötüniyetli itirazının iptaliyle takibin aynen devamına asıl alacağın yüzde kırkından az olmamak üzere icra/inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin … Mah. … Sk. … nolu daireyi, 23.07.2007 tarihinde 20.000,00 TL, 05.09.2007 ‘de 24.500,00 TL bedel ödeyerek toplamda 44.500,00 TL’ye … Tic.Ltd.Şti ile yapmış olduğu sözleşme ile satın aldığını, 17.09.2007 tarihinde kooperatife B tipi üye olarak kaydı yapıldığını, 2008 yılı temmuz ayında kendisine gösterilmiş olan daireyi teslim aldığını, Elektrik, su aboneliklerini aldığını, ancak tapu devir işlemlerinin yapılmadığını, bununla ilgili olarak kooperatif ve şirketle olan görüşmelerinin de netice vermediğini, müvekkilinin peşin bedelle bu daireyi aldığını ve B tipi üye olduğunu, alınan kararlara göre müvekkilinden aidat talep edilmesinin mümkün olmadığını, bütün bu hususlar nazara alındığında müvekkilinin aidatlarını peşin ödeyerek kooperatife B Tipi üye olduğunu, dolayısıyla aldat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi yapıldığını ve işbu davanın açıldığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilerek, davacının kötüniyet tazminatı ödemesine yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Davanın, kooperatif aidat alacağına dayalı olarak yapılan icra takibine davalı tarafından yapılan vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak kooperatif genel kurulu kararı doğrultusunda davalının herhangi bir aidat borcu olup olmadığı, davalının peşin bedelli üye olup olmadığı, var ise aidat borcu miktarının ne kadar olduğu hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hukmü uyarınca, ortakla hak ve yükümlülüklerinde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışılmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmuşsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alımdaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe yada benimsenmedikçe 1163 sayılı Yasanın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçeli konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili ortağı genel kuruldur. Genel kurulda, hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullara ve eşitlik ilkesi gerektiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlal edeceğinden yok hükmündedir. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı kooperatifler kanunu’nu 23. madesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan bir genel kurul kararı, daha önce oluşan üyelik statüsünden davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden yok hükmündedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle talep edilen aidat miktarına göre sulh hukuk mahkemesi davaya bakabilmektedir. Ancak davalı peşin bedelli ortak olduğunu iddia etmekte olup taraflar arasında üyeliğin niteliği bakımından bir uyuşmazlık mevcuttur. Bu durumda; yani 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile üyenin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde, üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, üyenin peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir.
Davalının davacı kooperatife peşin bedelli üye olup olmadığının yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırma ve tartışma görevi 1163 Sayılı Kanun’un 99. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Mahkemenin bu nedenlerle görev hususunu re’sen gözetip görevsizlik nedeniyle davanın reddine verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar vermesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 05/07/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve peşin bedelli ortak olan davacının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikteki daha sonraki genel kurul kararlarının peşin bedelli ortaklar yönünden yok hükmünde olmasına göre, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İlk derece mahkemesi kararına karşı asıl ve birleşen davada davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi tarafından, peşin bedelli ortak olan davacının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikteki daha sonraki genel kurul kararlarının peşin bedelli ortaklar yönünden yok hükmünde olduğu , asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. ” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 06/10/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu miktarın ödendiği … ödeme tarihinde kooperatifin yönetim kurulu başkanı olduğunun sabit olduğu, onun hesabına gönderilen bu miktarların kooperatifin muhasebe hesaplarına aktarılmamasının kooperatif tüzel kişiliği ile yönetim kurulu başkanı arasında bir iç ilişki sorunu olduğu, bu iç ilişkinin dışında kalan … açısından söz konusu miktarların ödenmiş olduğu, iç ilişkinin … ve haleflerini bağlamayacağı, ayrıca kooperatif tüzel kişiliği imzalı ve ceza davasına konu yapılan yazıda davaya konu miktarların dönemin yönetim kurulu başkanı olan … zimmetinde bulunduğunun bizzat kooperatif tarafından kabul edildiği, ödemelerin kooperatif hesabına aktarılmadığı savunmasına tüzel kişilerde sürekliliğin esas olması nedeniyle itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacıya üyelik devreden … davalı kooperatife 18.05.2007 tarihinde yaptığı 8.000,00 TL, 12.03.2008 tarihinde yaptığı 975,00 TL, 20.05.2009 tarihinde yaptığı 700,00 TL tutarındaki ödemeler nedeni ile davacının davalı kooperatife bu tutarlar kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Söz konusu sözleşmede iki yönetim kurulu üyesinin imzasının bulunduğu, her ne kadar bononun kooperatifi bağlamayacağı kabul edilse de, iç ilişki gereği senedin denetim hizmeti üzerine verildiğinin sabit olduğu ve davacının ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ilkesi gereği isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 49.611,16 TL’lik kısmına yönelik itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraflar vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ” denilmiştir.
7.T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tacir olan davalı şirket tarafından alacaklı olmadığı halde davacı aleyhine icra takibine girişilmesi davalının kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Bu durum karşısında mahkemece; davalı aleyhine İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. ” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davaya dayanak T.C. Konya . İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takip alacaklısının davacı olduğu, takip borçlusunun davalı olduğu, davacının kooperatif genel kurulunun kararlarına dayanarak Haziran 2010-Aralık 2011 tarihleri arasında kooperatife aidat borcu olduğundan bahisle icra takibine geçtiği, takibe dayanak asıl alacak miktarının 6.600,00 TL olduğu, işlemiş faiz alacağının ise 435,08 TL olmak üzere toplam alacak miktarının 7.035,08 TL olduğu, davalı/borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın davacıya tebliğ edilmediği, davanın süresinde açılmış olduğu görüldü.
Davalı cevap dilekçesinde peşin bedelli üye olduğunu, kendisinden aidat talep edilemeyeceğini iddia etmesi üzerinde davacı kooperatife ait defter ve belgeler üzerinde alanında uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, dosya içerisinde yer alan 07/03/2013 ve 14/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının üye kayıt ve yevmiye defterlerinin incelenmesinde davalının peşin bedelli olmak üzere kooperatif üyeliğini kazandığı, nitekim kooperatifin 30/06/2000 Tarihli 1999 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karar gereğince davalının B tipi peşin bedelli üye olduğu, B tipi(peşin bedelli) üyelerin kat farkı, elektrik, su ve doğalgaz sayaç katılım payları dışında herhangi bir ödemede bulunmayacaklarının kararlaştırıldığı, yine kooperatifin 09/08/2009 Tarihinde yapılan 2008 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı ile 18/04/2010 tarihinde yapılan 2009 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında 30/06/2000 tarihli Genel Kurul Kararının iptali ile B tipi (peşin bedelli) üyelerden aidat toplanmasına karar verildiği ifade edilmiştir.
Davacı tarafından 30/06/2000 tarihli Genel Kurul Toplantısının iptali hususunda T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmış, ilgili Mahkemenin 06/05/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla davacının davasının reddine karar verilmiş, davacının temyiz kanun yoluna müracaatı ise T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla temyiz başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Yargıtay ilamı akabinde bu ilama ilişkin olarak davacı tarafından Karar Düzeltme Kanun Yoluna müracaat edilmiş, ilgili talep ise T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 31/05/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme başvurusu reddedilerek karar kesinleşmiştir. Yüksek Mahkeme incelemesinden geçen karar da nazara alındığında davalının 30/06/2000 tarihli Kooperatif Genel Kurulu kararıyla peşin bedelli üye olduğu hususu kesinleşmiştir.
Taraflar arasında somut uyuşmazlıkta çözülmesi gereken sorun davalının Genel Kurul Kararı ile kooperatife peşin bedelli üye olarak kabul edilmesinden sonraki dönemde yeni alınan Genel Kurul Kararları ie kendisinden aidat talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yukarıda detayı verilen hükme emsal alınan T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 05/07/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından açıkça anlaşıldığı üzere usulüne uygun olarak genel kurul kararı ile peşin bedelli üye olarak kabul edilen kooperatif ortağının kazanılmış haklarını ihlal eder mahiyette sonradan aidat alınacağına ilişkin genel kurul kararları peşin bedelli üyeler yönünden yok hükmünde olacaktır.
Bu nedenle yapılan açıklamalar ve somut olayımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı kooperatif üye kayıt ve yevmiye defterlerinin incelenmesinde davalının peşin bedelli olmak üzere kooperatif üyeliğini kazandığı, nitekim kooperatifin 30/06/2000 Tarihli 1999 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karar gereğince davalının B tipi peşin bedelli üye olduğunun teyit edildiği, davacı tarafından davalının peşin bedelli üye olarak alınmasına dair 30/06/2000 tarihli Genel Kurul Toplantısının iptali hususunda T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davanın reddedildiği ve Yüksek Mahkeme incelemesinden geçerek kesinleştiği, dolayısıyla davalının 30/06/2000 tarihli Kooperatif Genel Kurulu kararıyla peşin bedelli üye olduğu hususunda bir ihtilaf kalmadığı, davalının üzerine düşen akçeli yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği, davacı kooperatif tarafından sonraki genel kurul kararları ile durumunu ağırlaştıracak şekilde kendisinden aidat alınmasına ilişkin kararları da yok hükmünde olduğu anlaşılmakla davacının haksız davasının reddine karar verilmiş, kooperatif defterlerinden davalının herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen davacının, davalı aleyhine takibe girişmesinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alınarak takibe dayanak esas alacak miktarının %20’si oranında kötüniyet tazminatı mahkum edilmesine karar verilmiştir.
IV.BEKLETİCİ MESELE HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
Her ne kadar davacı 30/06/2000 tarihli Genel Kurul Kararının iptali yönelik açmış oldukları davalarının T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/05/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla reddedildiği ve ilgili ilamın kesinleştiğini ANCAK ilgili kararda imzaları bulunan kooperatif yöneticilerinin ceza mahkemesinde mahkum olması sebebiyle aynı genel kurul kararının iptaline yönelik yeniden açmış oldukları T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesini talep etmişler ise de;
İlgili kooperatif yönetim kurulu üyelerinin T.C. Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin 10/02/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla zimmet, 1163 sayılı Kanuna Muhalefet, sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, bu karar üzerinde davacı tarafından 30/06/2000 tarihli Genel Kurulu Kararının iptaline yönelik olarak yeniden T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davanın ilgili Mahkemenin 29/09/2000 tarih ve … Esas-… Karar sayılı dosyasıyla yine reddedildiği lakin henüz kesinleşmediği, söz konusu ceza dosyasında kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin ceza aldığı, davalının peşin bedelli üye olmasına dair kararın Yönetim Kurulu Kararı olmadığı aksine kooperatifin en geniş yetkilerine sahip olan Genel Kurul kararı olduğu kaldı ki yukarıda detayı verilen
T.C.Yargıtay . Hukuk Dairesinin 06/10/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alındığında bu durumun kooperatifin iç işleyişini ilgilendirdiği anlaşılmakla ilgili kooperatifin 30/06/2000 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik yeniden açılan ve ilk derece mahkemesince reddine karar verilen T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesizin yargılama bir yenilik katmayacağı anlaşılmakla yargıda hedef süre uygulaması da nazara alınarak bu yöndeki 18/01/2021 tarihli ara karardan vazgeçilerek hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre dava değeri üzerinden %20 oranında hesaplanmak suretiyle 1.407,16 TL TAZMİNATIN DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 69,40 TL harcın mahsubu ile kalan 11,30TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip Hakim …