Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/419 E. 2022/231 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
MÜTEVEFFA (DAVALI) :
DAHİLİ DAVALILAR
(MİRASÇILAR) : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Açılan davanın 13/06/2011 tarihinde Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 11/07/2011 tarih ve … sayılı kararı ile dosyaların dağıtımının yapılarak iş bu dava dosyasının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı sırasına devredildiği, HSYK . Dairesinin 26.08.2014 tarih … sayılı kararı ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyetinin durdurulmasına karar verildiğinden, iş bu dosyanın mahkememiz … Esasına kaydedilerek/devredilerek yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 13/06/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı …’den alacağının tahsili için …’nin hissedarı olduğu babası olan …’nin davalı kooperatifte bulunan hissesine Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından haciz işlemi başlatıldığını, davalı …’nin de borçlu …’nin kardeşi olduğunu, diğer davalıların kooperatifin yönetim kurulu üyeleri olduğunu, 26/10/2007 tarihinde icra dosyasından kooperatif hissesinin 1/10’una haciz işlemi yapıldığını, yönetim kurulu üyeleri olan davalılarında kooperatif defterine bu haciz işlemini işlediklerini, davalıların …’nin ölümünden sonra kooperatifte bulunan 10 dairelik hissesinin mirasçıları tarafından sahiplenmemeleri nedeniyle düşdüğünden bahislen icra dosyasından konulan haciz işlemine itiraz ettiklerini, yapılan itiraz dilekçesinin tek kişi imzalı olup yasal olarak geçerli olmadığını, davalıların kötü niyetli olduklarını, muris …’nin kooperatifteki hisselerinin davalı … devrederek müvekkilinin alacağını semeresiz bırakmaya çalıştıklarını, davalı kooperatif üyelerinin usulsüz bir şekilde haciz şerhi hissenin devrini yaptıklarını, kooperatif hisselerinin düşürülmüş olduğunu düşünülse bile murisin ölümüne kadar düzenli olarak yatırılan hisse bedellerine yatırılan 600.000TL’nin üzerinden şerh işlemi yapılması gerekirken bu işleminde yapılmadığını, bu işlemi yapan davalıların tüm bunlardan sorumlu olduklarını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000TL alacağın davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı mahkememize vermiş olduğu 22/02/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava devam ederken vefat eden davalı …’in mirasçılarını davaya dahil ettiğini, davalı …’in mirasçılarını gösterir veraset ilamını sunduğunu, mirasçıların davaya dahil edilerek kendilerine tebligat yapılmasını talep etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 22/07/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; düşmüş bir kooperatif hissesine istinaden açılan davanın olamayacağını, icra dosyasından konulan haciz işleminin de yenilenmediğinden düştüğünü, ortada haciz kalmadığını, kooperatif hissesinin devrinin yapılmasından bu yana 4 yıl geçtiğini zaman aşımı defi söz konusu olduğunu, iş bu davanın da süresinde açılmadığından reddine karar verilmesini, kooperatif hissesine konulan haciz işleminin Yargıtay içtihatları doğrultusunda caiz olmadığını bu nedenle de açılan davanın hukuki yararının bulunmadığını, davacının mal kaçırmak için hisse devri iddiasına yönelikte ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, takip borçlusu ile müvekkilinin kardeş olduklarını ancak aralarında husumet bulunduğunu bu nedenle takip borçlusunu kurtarmaya yönelik bir işlem yapılmasının söz konusu olmadığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kooperatifi vekili mahkememize vermiş olduğu 28/06/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usul yönünden dava dilekçesindeki eksikliklerin giderilmesini, davacının iddiasının kooperatif hususu yönünden bir değerinin olmadığını, muris Halil Kahvecinin müvekkil kooperatifte 10 adet daire hissesinin bulunduğunu, vefat edinceye kadar toplamda 7.000,00TL para yatırdığını, murisin ölümünden sonra mirasçılarına usulünce tebligat yapıldığını ancak herhangi bir cevap alamadıklarını bunun üzerine kooperatif ana sözleşmesine göre yönetim kurulu kararı ile hisselerin düşürülerek yeni üyeler alındığını, murisin ölümünden önce üye olduğunu, vefat ettiği tarih itibariyle de müvekkil kooperatifte harfiyat çalışmaları olduğu dikkate değer bir işlem yapılmadığını, davacının hisselerin muhafaza edilmesi ya da alacaklılarına ödeme yapılması iddiasının mümkün olmadığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve (muris) …’in birlikte mahkememize vermiş olduğu 28/06/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde; davalı … Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesini aynen tekrarla açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalılar vekili mahkememize vermiş olduğu 08/03/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde; müvekkillerinin muris davalı …’in mirasçıları olduğunu, dosyanın gelinen aşamada ve alınan raporlarla davacının davasını ispat edemediğinin açık olduğunu, müvekkilleri adına açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, Selçuklu Tapu Müdürlüğünden davaya konu devredilen taşınmazın devrine ilişkin bilgi ve belgeler ile tüm bağımsız bölümlerini gösterir tapu kayıtları celp edilmiş, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, İcra Müdürlüğünden dosyaya yapılan ödeme olup olmadığı araştırılmış, Ticaret Hukuku bilirkişisi ve muhasebe uzmanı bilirkişilerinden oluşan heyetten rapor alınmış, muhasebe ve finans uzmanı bilirkişisinden yeniden rapor alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, yürütülen icra takibi sırasında haczedilmiş olan kooperatif üyeliklerinin muvazaalı olarak devredildiği iddiasına dayalı alacak isteminden ibarettir.
Davacı vekili, müvekkilince başlatılan Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında dava dışı borçlu …’nin vefat eden babası …’den intikal edecek davalı kooperatifteki hisselere haciz konulduğunu, ancak haciz konulan hisselerin kooperatif yetkilileri olan davalılar … ve … tarafından danışıklı oldukları davalı …’ye mal kaçırma amacıyla devredildiğini ileri sürerek takiplerinin sonuçsuz bırakılmasından kaynaklı zararlarının tazminini dava etmiştir. Davalılar ise aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında davacının iddialarının usulen ve esasen yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davacı alacaklı … tarafından dava dışı borçlu … aleyhinde icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Söz konusu takip dosyasında davacının talebi üzerine, icra müdürlüğünün 26/10/2007 tarihli haciz işlemi ile dava dışı icra borçlusunun vefat eden babası/murisi …’nin davalı kooperatifteki beş adet hissesine fiili haciz işlemi uygulanmıştır. Bilahare davalı kooperatifin icra müdürlüğüne yazmış olduğu 06/12/2007 tarihli yazı ile; kooperatif üyelerinden …’nin vefatı sebebiyle kooperatif yönetim kurulunun 05/07/2007 tarih ve 54 sayılı kararı uyarınca mirasçılara üyeliği devam ettirmek isteyip istemediklerinin sorulduğunu, ancak mirasçılardan hiçbirisi üyeliğin devamı yönünde bir talepte bulunmadığından üyeliğin düşürülmesi yönünde karar alındığını, …’nin yatırmış olduğu 7.000 YTL aidattan haciz alacaklısının payına düşecek miktarın müracaat edildiği takdirde icra dosyasına ödeneceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bilahare davacının icra dosyasındaki vekili tarafından 28/12/2007 tarihli dilekçe ile yeniden haciz talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünün kooperatife hitaben yazdığı 25/12/2007 tarihli haciz yazısı ile, borçlunun ölü babasından intikal edecek hisselere/paralara haciz konulduğu, daha sonra icra müdürlüğünün 28/07/2008 tarihli yazısı ile borçlunun babasından düşen kooperatif hisseleri ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığının sorulduğu, bundan sonra ise takip alacaklısının borçlunun hissesine düşecek paraların icra dosyasına gönderilmesi yönünde herhangi bir talebinin olmadığı, icra müdürlüğünün de bu yönde kooperatife yazmış olduğu bir yazının olmadığı anlaşılmıştır.
Kooperatifler Kanunun 19.maddesinin son fırkası: “Bir ortağın şahsi alacaklıları, ancak ortağa ait faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilirler.
” hükmünü içermektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 31/05/2020 tarih, … E, … K. sayılı, 09/03/2017 tarih, … E. … K. Sayılı kararlarında ve daha birçok içtihatta Kooperatifler Kanunu’nun 19. maddesi gereğince, ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça kooperatif üyesinin kooperatif payının haczinin mümkün olmadığı vurgulanmıştır.
Dosya kapsamında aldırılmış olan 11/11/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 26/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, icra borçlusu …’nin murisi olan …’nin, davalı kooperatifte birinci etap beş üyelik ve ikinci etap beş üyelik olmak üzere toplam on adet üyeliğinin bulunduğu, bu üyeliklerin tercihli/peşin ödemeli üyelik olduğuna ilişkin dosya kapsamında ve incelenen kooperatife ait dokümanlarda herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle üyeliklerin normal kooperatif üyeliği niteliğinde olduğu, bu üyelikler uyarınca …’nin 7.000 TL aidat ödemesi yaptığı, normalde ödemesi gereken aidat tutarının ise 52.000 TL olduğu, bu noktada söz konusu üyeliklerin 45.000 TL borcunun olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından kooperatif üyesi …’nin üyeliklerinin peşin ödemeli üyelik olduğu ve … tarafından 600.000 TL kooperatife ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de, yukarıda belirtilen tespitler nazarında …’nin bu tutarda bir parayı kooperatife yatırdığına veya üyeliklerinin peşin ödemeli üyelik olduğuna ilişkin dosya kapsamında bir delilin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı Kooperatifin Ana Sözleşmesinin 16. maddesinde, ölen ortağın kanuni mirasçılarının 3 ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde, ortaklık hak ve yükümlülüklerinin kanuni mirasçılara lehine devam edeceği, mirasçıların temsilci tayin etmemeleri veya ortaklığa devam etmek istememeleri halinde, ölen ortağın alacak ve borçlarının 15. Madde hükümlerine göre tasfiye edileceği belirtilmektedir.
Davalı Kooperatifin Ana Sözleşmesinin 15. maddesinde ise, Devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Ancak ortaklığı sona erenlerin yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın 21. Madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal geri verilir, denilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, Kooperatif Yönetim Kurulu 05.07.2007 Tarih ve 54 Sayılı Kararı ile mirasçılardan, üyeliği devam edip etmeyeceklerini bildirmeleri veya 3 ay içerisinde biriken tüm aidat borçlarını yatırmaları, aksi takdirde ana sözleşmenin 15. Maddesi uyarınca üyeliğin tasfiyesine, mirasçıların veraset ilamıyla müracaatları halinde veraset ilamındaki hisselerine göre ödeme yapılmasına, mirasçı …’nin borcu için İcra Müdürlüğüne bilgi verilmesine karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda, Kooperatif Yönetim Kurulunun 05.07.2007 Gün ve 54 Nolu Kararının Teslim Formunda yer aldığı üzere, mirasçılara tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.
İİK’nun 106. Maddesi; ” Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir. Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacağı taşınır hükmündedir.
” hükmünü içermektedir.
İİK’nun 110. maddesi ise: ” Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir. Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi hâlinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir. Birinci fıkra gereğince haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur.
” hükmünü içermektedir.
Yukarıda yer verilen İİK’nun 106 maddesinde belirtilmiş olan sürelerin 6352 sayılı kanunun 22. maddesi ile değiştirilmeden önceki hali taşınırlar için 1 yıl, taşınmazlar için 2 yıldır. Dava konusu icra dosyasında en son haciz yazısı 28/07/2008 tarihinde yazıldığından dava konusu uyuşmazlıkta 1 yıl ve 2 yıllık sürelerin dikkate alınması gerekmektedir. 28/07/2008 tarihli hacizden sonra alacaklı vekilinin haczedilen paraların icra dosyasına gönderilmesi yönünde bir talebi bulunmadığından hacizlerin dava tarihi itibariyle düşmüş olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan olgular, değinilen mevzuat hükümleri ve Yargıtay içtihatları ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde; dava dışı müteveffa …’nin davalı kooperatifte on adet normal üyeliğinin bulunduğu, bu üyeliği sebebiyle davalı kooperatife toplam 7.000 TL aidat ödemesi yaptığı, davacının başlattığı icra takibinde 26/10/2007 tarihli haciz işlemi ile bu üyeliklerden beş adedine haciz konulduğu, ancak kooperatif tarafından daha sonra tashih yapılarak hacizlerin on adet üyeliğe teşmil edildiği, Kooperatifler Kanunu’nun 19. maddesinin amir hükmü ve yukarıda belirtilen Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, kooperatif üyeliğinin haczinin mümkün olmadığı, haczin ancak kooperatif dağıldıktan sonra veya ferdileşme işlemi yapıldıktan sonra mümkün olduğu, haciz tarihi itibariyle davalı kooperatif tasfiye edilmediğinden veya ferdileştirme işlemleri yapılmadığından davacının üyelik üzerine koydurmuş olduğu hacizlerin bir hükmünün olmadığı, bir an için hacizler geçerli olsa bile; yukarıda belirtilen kooperatif ana sözleşmesinin 15. ve 16. maddeleri ile bu maddelere uygun olarak alınan kooperatif yönetim kurulunun 05.07.2007 Tarih ve 54 Sayılı kararı uyarınca …’nin mirasçılarına çıkarılan ihtarlı tebligata rağmen mirasçılardan hiçbirisinin üyeliği devam ettirme yönünde bir talebinin olmaması sebebiyle üyeliklerin düştüğü, üyeliğin düşmesi sebebiyle 7.000 TL aidat tutarından icra borçlusuna düşecek olan payın Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. … K . veraset ilamı uyarınca 3/36 oranında 583,33 TL olduğu, sözü edilen bu paraya icra müdürlüğünce 28/07/2008 tarihli haczin konulduğu, bu tarih itibariyle yürürlükte olan İİK’nun 106. maddesine göre taşınırlar için satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, hacizden itibaren sözü edilen 1 yıllık süre zarfında davacının paraların icra dosyasına gönderilmesine ilişkin bir talebinin olmaması nedeniyle iadesi gereken üyelik aidatına konulan haczin de düştüğü, davacı tarafından hacizlerin uygulanmadığı ya da haczedilen paraların tahsilinin yapılmadığı yönünde icra mahkemelerine açılmış herhangi bir şikayet davasının olmadığı, bu itibarla davacının alacağının semeresiz bırakıldığı iddiasının kabule değer olmadığı, kaldı ki üyeliklerin davalı …’ye muvazaalı olarak devredildiğine ilişkin iddianın da kesin ve inandırıcı delillere ispat edilemediği kanaatine varılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin alınan 148,50TL harçtan alınması gereken 80,70TL harcın mahsubu ile fazla alınan 67,80TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 7,80TL vekalet harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’ye verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 7,80TL vekalet harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’ne verilmesine,
6-Dahili davalılar …, … ve … tarafından yapılan 7,80TL vekalet harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile dahili davalılar …, … ve …’e verilmesine,
7-Davalılar …, … ile dahili davalılar …, … ve … vekilleri yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davacı … ve vekili ile davalı … vekili ve davalı kooperatif vekilinin yüzüne karşı, davalı (müteveffa) … mirasçıları vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …