Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1099 E. 2023/294 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 29/03/2012 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davalı tarafın temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/01/2014 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, bozma kararına karşı davacı tarafın karar düzeltme kanun yoluna başvurması üzerine yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 11/09/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebi reddedilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve 22/11/2011 tarihli açıklama dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, davalının bir ara maddi sıkıntıya girmesi nedeniyle davalı şirket yöneticilerinin müvekkilinden ödünç para istediklerini, müvekkilinin de davalının … Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına 30/11/2007 tarihinde 100.000,00 USD karşılığı 118.000,00 TL ve yine aynı tarihte aynı şubedeki … nolu hesabına da 15.500,00 USD havale ettiğini, müvekkilinin verdiği ödünç miktarı olan toplam 115.500,00 USD nin iadesi için noterden ihtarname göndermesine ve ödeme olmaması üzerine davalı hakkında Konya 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 174.670,60 TL ve takipten itibaren işletilecek yasal faizi üzerinden giriştikleri icra takibine davalının süresinde haksız yere itiraz ederek takibi durduğundan bahisle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davacıdan her hangi bir şekilde ödünç para almadığını, müvekkili şirketin 2006-2007 yıllarında noter harçları, KDV, damga vergisi gibi kalemler nedeniyle masraflar yaptığını (anlatım kolaylığı için bundan sonra bunlara genel gider denilecektir), davacının ortak olması nedeniyle genel giderlerden payına 5.284,83 TL düştüğünü ve davacının daha önceden bu miktarı müvekkiline havale yoluyla ödediğini, davacının müvekkiline koymayı taahhüt ettiği bakiye 10.000,00 TL sermaye taahhüdü borcunun olduğunu, ayrıca davacının dava dışı … Holding A.Ş. den hisse satın alması nedeniyle 86.361,30 TL hisse bedeli borcunun olduğunu ve aynı şirkete 40.000,00 TL sermaye taahhüdü nedeniyle borcunun olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinde bunların göründüklerini ve 126.361,30 TL nin dava dışı … Holding A.Ş. ye davacı adına müvekkili tarafından ödendiğini, davacının müvekkiline olan 10.000,00 TL sermaye borcu ile birlikte toplam 136.361,00 TL nin şirketlere borçları nedeniyle davacının borçlu olduğunu, davacının müvekkili şirketin banka hesabına gönderdiği toplam 115.500,00 USD nin davacının mevcut bu borçları nedeniyle gönderildiğinin açık olduğundan bahisle davanın reddine ve davacının %40 dan az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap ve 10/11/2011 tarihli açıklama dilekçesi ile özetle; genel giderlerden müvekkilinin payına davalının defterlerinde gözüktüğü gibi 4.636,21 TL düştüğünü kabul ettiklerini, bu miktarın daha önceden ödenmesi nedeniyle dava konusu olmadığını, müvekkilinin davalıya 10.000,00 TL bakiye sermaye taahhüdü borcunun olduğunu ancak müvekkili tarafından davalı şirketin … A.Ş. ye olan borçlarından 16.995,00 TL lik ödeme yapıldığını, 10.000,00 TL lik sermaye borcuna karşılık müvekkilinin fazlasıyla 16.995,00 TL ödemede bulunduğunu, böylelikle müvekkilinin davalı şirkete her hangi bir borcunun olmadığını; cevap dilekçesinde geçen şekli ile müvekkilinin dava dışı … Holding A.Ş. ne 40.000,00 TL sermaye taahhüdü kapama veya 86.361,30 TL … Holding A.Ş. den aldığı hisse alımı borcu şeklindeki savunmaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin … Holding A.Ş. den aldığı hisselerin bedellerinin ve tüm borçlarının adı geçen … Holding A.Ş. ye ödendiğinin sundukları belgelerle açık olduğunu, kaldı ki müvekkilinin davalıya dava dışı … Holding A.Ş. ye ödeme yapması konusunda her hangi bir yazılı yada sözlü talimatının olmadığını, müvekkilinin dava dışı … Holding A.Ş. ne borcu olmadığı halde davalının 126.361,30 TL ödemesinin haklı ve yasal olmadığını ve bu durumun davalıya bir hak bahşetmeyeceğinden bahisle davalının savunmalarını yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan dava, ödünç sözleşmesine dayanılarak verildiği iddia edilen paranın iadesi amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.Mahkememizin 29/03/2012 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla verilen hükmün bozulmasına ilişkin T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/01/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zira öncelikle davacının sermaye borcunu davalı şirketin … AŞ.’ye olan borcundan 16.995 TL’yi ödemekle ifa ettiğinin kabulü doğru değildir. Sermaye borcunun diğer ortaklar gibi olağan usullerle ve davalı şirkete ödenmesi gereklidir. Mahkemece belirtildiğinin aksine davacının sermaye borcunu bu şekilde ödediğine ilişkin olarak davalının açık bir kabulü de yoktur. O halde bu konudaki ispat yükümlülüğü kendisine düşen davacı, davalı şirkete olan sermaye borcunu ödediğini ispatlayamamıştır.
Yine mahkemece davalı şirketin ikinci kalem savunmasını ispatlamak amacıyla dava dışı … Holding AŞ.’nin defterlerine dayanamayacağının kabulü de doğru olmamıştır. Zira 1086 sayılı HUMK.’nın 333-336. maddeleri (6100 sayılı HMK.’nın 221. maddesi) uyarınca, aynı Yasa’nın 326. maddesinde (HMK.’nın 219. maddesi) beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yeddinde ise mahkemece onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir. Bu durumda herkes elindeki belgeyi ibraz etmek zorundadır. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta da mahkemenin davalının ikinci kalem savunmalarını ispatlamak amacıyla dava dışı … Holding AŞ.’nin defterlerine dayanabileceğini kabul etmesi ve bu şirketin defter ve kayıtlarını da incelemesi gereklidir.
Ayrıca 6762 sayılı TTK.’nın 325. maddesi uyarınca idare meclisi lüzumlu defterleri tutmak ve muayyen müddet içinde geçen … yılına ait bilançoyu kanun hükümleri gereğince tanzim ve umumi heyet toplantısından en az on beş gün önce pay sahiplerinin tetkikine arz etmekle mükelleftir. Buna göre yönetim kurulu üyeleri, bu konuda açık bir … bölümü yapılmamışsa, kendi tutmakla yükümlü bulundukları defterlerdeki aleyhlerine olan kayıtlarla bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta da davacı …, ana sözleşme ile yönetim kurulu üyeliğine getirilmiş, en son 21.06.2007 tarihli genel kurul toplantısında yeniden bu göreve seçilmiş, 24.09.2008 tarihli genel kurul toplantısında ise tekrar seçilmemiştir. Davalı şirketin ikinci kalem savunmasında dayandığı tüm hususlar da ticari defter ve kayıtlarında yer almaktadır. Dolayısıyla mahkemece, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri arasında, defterlerin tutulması konusunda yapılmış bir … bölümünün bulunup bulunmadığının incelenmesi, böyle bir … bölümü yapılmamışsa veya defterlerin tutulmasından davacının sorumlu olduğu konusunda bir … bölümü yapılmışsa, dava konusu dönemde davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacının, kendi aleyhindeki davalı defter ve kayıtlarından sorumlu olup olmayacağının değerlendirilmemesi de doğru olmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 31/10/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu durumda cevap ve 2. cevap dilekçelerinde kötüniyet tazminatı talebi bulunmadığı ve daha sonraki aşamalarda özellikle ön inceleme duruşmasının yapılmasından sonra verilen dilekçe ile savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olan kötüniyet tazminatı verilmesi talebine karşı davacı yanca açıkça savunmanın genişletilmesine muvafakat edildiği şeklinde beyanda bulunulmadığından, süresinde talep bulunmaması nedeni ile kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerekirken mahkemenin davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İcra takibinin açıldığı tarihte davacı alacaklı bankanın, davalı kefil açısından icra takibine girişmekte haksız olduğu anlaşılmış ise de, sadece bu durum tek başına davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispatlayamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle bölge adliye mahkemesince verilen nihai kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.DAVA DIŞI … HOLDİNG A.Ş’NİN TİCARİ DEFTER VE BELGELERİNİN İNCELENMESİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk dairesinin 09/01/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı Yüksek Mahkemenin bozma ilamı çerçevesinde dava dışı … Holding A.Ş’nin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için ilgili ticaret mahkemesine müzekkere yazılmış, kolluk marifetiyle araştırma yaptırılmış, ticaret merkezinde araştırma yaptırılmış, taraflarca bildirilen kişi ve kurumlar ile ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarında görünen mevcut şirket ortakları, yetkilileri nezdinde araştırma yapılmış LAKİN dava dışı … Holding A.Ş’nin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi mümkün olmamıştır.
2.DAVALI ŞİRKETİN TİCARİ DEFTER VE BELGELERİNİN İNCELENMESİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk dairesinin 09/01/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı Yüksek Mahkemenin bozma ilamı çerçevesinde dosyanın Ticari İşletme ve Şirketler Muhasebesi Alanında uzman 3 kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdii ile davacının hangi tarihler arasında davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, davacının yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönem süresince ticari defter ve kayıtların tutulması yönünde yönetim kurulu üyeleri arasında bir … bölümü yapılıp yapılmadığı hususunda rapor aldırılmış, 30/01/2023 Tarihli Heyet Raporunda;
*Davacının T.C. Konya . Noterliğinin 02/06/2006 Tarih ve … Yevmiye numarasıyla tasdik edilmiş Karar Defterinin 02/06/2006 Tarih, (1) sıra ve (1) numaralı yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğine seçildiği,
*24/09/2008 Tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyeliklerinde değişikliğe gidildiği, bu tarihten sonra davacının davalı şirket yönetim kurulunda bir görev almadığı,
*Davacının görev yaptığı süre zarfında ticari defter ve kayıtların tutulması yönünde yönetim kurulu üyeleri arasında bir … bölümü bulunmadığı,
*Davalı şirketinin 2007 ve 2008 yılı Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter Defterlerinin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
3.NETİCE: Yukarıda yapılan açıklamalar, bilirkişi heyet raporu, Yüksek Mahkeme ilamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde:
a-Sermaye Koyma Borcu Açısından Yapılan Değerlendirmede: Her ne kadar davacı aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında, davalı şirkete banka aracılığı ile havale göndermek suretiyle ödünç verdiğini ve bu iddiasına dayanak olarak delil mahiyetinde bir takım dekontlar ibraz etmiş ise de söz konusu dekontların incelenmesinde herhangi bir açıklama bulunmadığı, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları gereğince açıklama içermeyen havalelerin borcun söndürülmesi amacıyla gönderildiğinin kabulü gerektiği, ödünç iddiasını ispat külfetinin iddia sahibi davacı üzerinde olduğu, davalının aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında davacı tarafından gönderilen havalenin 10.000,00 TL’lik kısmının şirket ortağı olan davacının sermaye borcuna karşılık olarak ödendiği yönünde savunmada bulunduğu, her ne kadar davacı sermaye borcunu davalı şirketin … A.Ş.’ye olan borcundan 16.995 TL’yi ödemekle ifa ettiği ileri sürmüş ise de sermaye borcunun diğer ortaklar gibi olağan usullerle ve doğrudan davalı şirkete ödenmesi gerektiği anlaşılmakla davacının bu kalem yönüyle açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir.
b-Dava Dışı Şirkete İlişkin Sermaye Borcu ve Hisse Devir Bedeli Açısından Yapılan Değerlendirmede: Yukarıda izah edildiği üzere bozma ilamı sonrasında (35) celsede ve (9) yılda yapılan tüm araştırmalara rağmen dava dışı … Holding A.Ş.’nin ticari defter ve belgelerinin temini ile üzerinde inceleme yapılması mümkün olmamıştır. Mahkememizce Yargıtay . Hukuk dairesinin 09/01/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı Yüksek Mahkemenin bozma ilamı çerçevesinde davacının hangi tarihler arasında davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, davacının yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönem süresince ticari defter ve kayıtların tutulması yönünde yönetim kurulu üyeleri arasında bir … bölümü yapılıp yapılmadığı hususunda rapor aldırılmış, 30/01/2023 Tarihli Heyet Raporunda Davacının T.C. Konya . Noterliğinin 02/06/2006 Tarih ve … Yevmiye numarasıyla tasdik edilmiş Karar Defterinin 02/06/2006 Tarih, (1) sıra ve (1) numaralı yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 24/09/2008 Tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyeliklerinde değişikliğe gidildiği, bu tarihten sonra davacının davalı şirket yönetim kurulunda bir görev almadığı, Davacının görev yaptığı süre zarfında ticari defter ve kayıtların tutulması yönünde yönetim kurulu üyeleri arasında bir … bölümü bulunmadığı, Davalı şirketinin 2007 ve 2008 yılı Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter Defterlerinin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu anlaşılmıştır. Gerek davalının uyuşmazlık konusu havalelerin yapıldığı dönemlerde muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulması, gerekse de davacının söz konusu tarihlerde davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olması ve yönetim kurulu üyeleri arasında ticari defter ve belgelerin tutulması hususunda bir görev dağılımı bulunmaması nazara alınarak davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde davacı tarafından ödünç olarak gönderildiği iddia edilen havalelere ilişkin olarak 40.000 TL’lik kısmının davacının hissesini devraldığı … Holding AŞ.’ye olan sermaye borcuna, 86.361,30 TL’nin de aynı şirkete olan hisse devir bedeli borcuna karşılık davalıya ödendiği anlaşılmış olup dava konusu dönemde davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacının, tutmakla yükümlü olduğu kendi aleyhindeki davalı defter ve kayıtlarından sorumlu olacağına kanaat edilmekle bu kalemler yönüyle açılan davasının da reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
c-Kötüniyet Tazminatı Açısından Yapılan Değerlendirmede: Her ne kadar davalı vekili yargılamanın ilerleyen safhalarında davacının takibe girişmekte kötüniyetli olduğu iddiasıyla tazminat talebinde bulunmuş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 31/10/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere davalının yasal süre içerisinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmadığı VE DAHİ yine yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında her ne kadar davacı icra takibine girişmekte haksız ise de takibe girişmekte kötüniyetli olduğunun ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu, lakin dosya içerisinde yer alan mevcut delil durumu nazara alındığında davacının eldeki takibe girişmekte kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir delil bulunmadığına kanaat edilmekle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartların oluşmadığına kanaat edilmekle davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Dava açılırken peşin olarak alınan 1.720,90 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL maktu harcın mahsubu ile fazla alınan 1.541,00‬TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 103,50TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı ve 5,40TL vekalet harcı, 2.700,00TL bilirkişi ücreti gideri, 2.221,55TL talimat ve posta gideri olmak üzere toplam 5.030,45TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 27.200,78TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. YARGITAY . HUKUK DAİRESİ NEZDİNDE TEMYİZ KANUN YOLUNA müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023

Katip … Hakim …