Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/756 E. 2023/867 K. 26.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E.- … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
DAVALI :
DAVA : LİMİTED ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN ÇIKARMA
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı 28/11/2023 tarihli dilekçesiyle; tarafların … Ltd. Şti.’yi birlikte kurduklarını, ortaklıklarının halen devam ettiğini, şirket müdürlüğüne 10 süre ile davalının getirildiğini, taraflar arasında anlaşmazlıklar ve geçimsizlikler bulunduğunu, davalının şirkete karşı görevlerini yerine getirmediğini beyan ederek, davalı …’ın … Ltd. Şti.’nin ortaklığından çıkartılmasını, davalının %60 payının şirkete devredilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı, bu davanın şirket tarafından açılması gerektiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Konya Ticaret Sicili Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve tarafların ortak oldukları şirkete ait ilgili belge suretleri dosyamıza getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Limited Şirket Ortaklığından Çıkartma” davasıdır.
Yargıtay . HD’nin 08/02/2016 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, “dava, limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkin olup dava, 18.07.2013 tarihinde yani 6102 sayılı TTK’nın 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 640. maddesinin 3. fıkrası gereğince haklı sebebe dayalı olarak ortağın şirketten çıkarılması için şirket dava açabilir. Ortağın bir başka ortağın şirketten çıkarılmasını isteyebileceğine dair yasada düzenlenmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin bu davayı açabilmesi için de aynı yasanın 616. maddesinin birinci fıkrasının h bendi gereğince, genel kurulun bu konuda bir karar vermesi gerekir. Bu durumda, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gözetilerek davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”
Somut olayda; her ne kadar davacı ortak tarafından, davalı ortak aleyhine, dava dışı şirketteki ortaklıktan çıkartılması için bu dava açılmış ise de; yukarıda yazılı Yargıtay . HD’nin emsal kararında da açıklandığı üzere, limited şirketlerde bir ortağın ortaklıktan çıkartılmasını ancak şirketin isteyebilecek olması, ortaklardan herhangi birisinin bu davayı açamayacak olması nedeniyle davacının aktif husumetinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Yargıtay HGK’nun 14.04.2022 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Gerek davacı gerekse davalı sıfatı tamamen maddi hukuka göre belirlendiğinden sıfat konusu usul hukuku sorunu değildir ve bu sebepledir ki sıfat yokluğundan verilecek bir karar yine işin esasına yönelik bir karardır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Başka bir anlatımla, dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Bu karar, davanın dinlenemeyeceğine ilişkin bir karar olmayıp, yine davanın esasına ilişkin bir karardır. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (… . 1157 vd.)…”
Yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nin emsal içtihadında da belirtildiği üzere sıfat eksikliğinin her aşamada ve re’sen değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle, davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu ret karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak olan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.26/12/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …