Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/7 E. 2023/615 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN AZLİ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 02/01/2023 tarihli dava dilekçesi, 03/10/2023 tarihli tavzih dilekçesi ve 04/10/2023 tarihli duruşmadaki tavzih beyanlarıyla; davacı şirketin davalı şirketin %71 hisse ile ortağı olup Romanya Menşeli bir şirket olduğunu, diğer ortağın %29 hissi ile davalı … olduğunu, … ve hissedar olmayan …’ın davalı şirketin münferit yetkili temsilcileri olduğunu, davacı şirketin hissedarlarının ise %65 hisse ile …, %25 hisse … ve %10 hisse ile … olduğunu, davalı …’in davalı şirketin tek başına ve keyfi olarak yönettiğini, kaynaklarını suistimal ettiğini, ticari defter ve belgelerin tutulmasında usulsüzlük yaptığını, münferit temsil yetkisini kötüye kullanarak şahsi menfaat temin ettiğini, davalı şirketin her geçen gün borçlandırıp sermayesini erittiğini, …’in yönetim kurulu üyeliğinden azlinin istenilmesi karşısında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu için ve ayrıca bu davanın eki sayılan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine tedbirlere hükmedildiği için … A.Ş.’nin de davalı gösterildiğini, … A.Ş.’ye yönelik bunun dışında başka bir dava veya tespit taleplerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde tespitini istedikleri hususların …’in yönetim kurulu üyeliğinden azlinin gerekçesini oluşturmak için ileri sürdükleri talepler olduğunu, dava dilekçesindeki taleplerinin aksine şirket yöneticisinin azline karar verilmesi halinde re’sen kayyım tayininin de gerektiğini beyan ederek, davalı şirkete ait taşınmazların, taşıtların ve diğer malvarlığı değerlerinin satılıp elden çıkartılmasına gerek olup olmadığı, bunlardan hangisinin şirket ortaklarının lehine ve aleyhine olduğu ve davalı yönetici …’in şirket yönetiminde suistimalde bulunup bulunmadığı konularındaki taraflar arasındaki muarazanın menine (çekişmenin giderilmesine) ve suistimalde bulunan davalı …’in şirket yöneticiliğinden azline (şirketin diğer yöneticisinin tek başına şirketi temsil yetkisi olduğundan kayyım tayinine yer ve gerek olmadığına) karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dava dilekçesinde, şirket yöneticisinin azlinin istendiği davamız Yargıtay’ın müstekar içtihatlarına göre şirket yönetim kurulu üyesi …’e yöneltilmiştir. Ayrıca kayyım atanması talebimiz bulunduğundan yine Yargıtay uygulamaları doğrultusunda şirkette hasım gösterilmiştir açıklaması yapılmış ve hem … hem de … A.Ş. davalı gösterilmiştir.
Açılan dava Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiş, 02/01/2023 tarihli tensip tutanağı ile … ile … A.Ş. arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından şirket yönünden davanın tefrikine ve ayrı bir esas sıramıza (… E.) kaydedilmesine, …’e karşı açılan davanın ise … E. sıramız üzerinden görülmeye devam edilmesine karar verilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı şirket vekilleri, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını beyan ederek, davanın reddini ve bu davanın eki sayılan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile verilen tedbirlerin kaldırılmasını istemiştir.
Taraflarca davacı ve davalı şirketin temsiline ilişkin belge suretleri ibraz edilmiş, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirkete ilişkin ilgili belgeler getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyesinin Azli” davasıdır.
Somut olayda ; 06/09/2008 gün ve 26989 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 20/06/2008 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Arasında Hukuki Konularda Adli Yardım Anlaşması’nın 13. maddesi ve 5718 s. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. maddesi gereğince davacı şirketin teminat yatırmaktan muaf tutulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin … E. sayılı dosyasından tefrik kararı verilirken, davalılardan … ile … A.Ş. arasında bu dava yönünden zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı belirtilmiş ayrıca, Mahkememizce “…’e karşı açılan davanın şirket yöneticisinin azli, … A.Ş.’ye karşı açılan davanın ise tespit davası olduğu” şeklinde dava vasıflandırılması yapılmıştır.
Ancak, davacı vekilinin 03/10/2023 tarihli dilekçesindeki tavzih beyanları ve 04/10/2023 tarihli duruşmadaki tavzih açıklamaları karşısında, davalı … A.Ş.’ye yönelik açılan dava yönünden Mahkememizin yaptığı “tespit davası” vasıflandırılmasından vazgeçilmiş, … A.Ş.’ye karşı açılan dava da “şirket yöneticisinin azli” davası olarak vasıflandırılmış, bu şirkete karşı başka bir dava ve tespit talebinin olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı tarafın tavzih beyanları karşısında, Mahkememizce davalı şirkete karşı açılan dava da şirket yöneticisinin azli olarak vasıflandırılmasına (vasıflandırma değişikliğine gidilmesine) rağmen, şirket ve yöneticisi arasında bu dava yönünden zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması ve usul ekonomisi gereğince davacı tarafın davaların tekrar birleştirilmesi talebi kabul edilmemiştir.
Yargıtay . HD’nin 15/01/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, “Dava anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden azli, kabul edilmemesi halinde yetkilerinin sınırlandırılması ve şirkete yönetici kayyım atanmasına ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Dairemizin … esas 2015/2472 karar 24.02.2015 tarihli kararında da belirtildiği gibi azil yetkisi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri gereği münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup [… , Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s.406-407], somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamaktadır.”
Yargıtay HGK’nun 14.04.2022 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Gerek davacı gerekse davalı sıfatı tamamen maddi hukuka göre belirlendiğinden sıfat konusu usul hukuku sorunu değildir ve bu sebepledir ki sıfat yokluğundan verilecek bir karar yine işin esasına yönelik bir karardır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır… Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (… , s. 1157 vd.)”
Her ne kadar … A.Ş. ortaklarından davacı … tarafından, davalı …’in dışında ayrıca davalı … A.Ş. aleyhine de anonim şirket yönetim kurulu üyesinin azli için bu dava açılmış ve tefrik sonucu … A.Ş.’ye ilişkin dava … E. sıramız üzerinden görülmüş ise de; öncelikle yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere 6102 s. TTK’nin 364 ve 408. maddeleri gereğince yönetim kurulu üyelerinin azil yetkisi sadece anonim şirket genel kuruluna ait olup, bu durumun tek istisnası TTK’nin 334/2. maddesidir. 6102 s. TTK’nin 334/2. maddesinde ise anonim şirkette pay sahibi olan kamu tüzel kişilerinin yönetim kurulundaki temsilcilerinin yine bu kamu tüzel kişileri tarafından görevden alınabileceği düzenlenmiş olup davamıza uygulanma imkanı da yoktur.
Davacının dava yoluyla …’in anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinden azlini isteyebileceği bir dava mevcut olmadığından, ilgili şirket ile azli istenilen yöneticisi arasında zorunlu dava arkadaşlığından da bahsedilemeyeceği, dolayısıyla böyle bir azil davasının ilgili yöneticinin yönetim kurulu üyeliğini yaptığı şirkete karşı da açılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin, bu davamızın eki sayılan … D.İş sayılı dosyasında … A.Ş. aleyhine bir kısım tedbirlere hükmedilmesinin de, davacı şirketin iddialarının aksine anonim şirketi yönetim kurulu üyesinin azli davasında … A.Ş.’ye dava açılmasını mümkün kılmayacağı kabul edilmiştir.
Davalı şirkete karşı anonim şirket yönetim kurulu üyesinin azli davasının açılamayacak olması ve yine yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nin emsal kararında da belirtildiği üzere, husumet (sıfat) yokluğunun her aşamada ve re’sen nazara alınması gereken bir hukuki durum olması nedeniyle davacının davasının pasif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davacı şirket ile davalı şirketin münferit yetkili temsilcileri olan … ile … arasında birçok hukuki ihtilaf ve uyuşmazlık bulunması karşısında, davacı şirketin ve davalı şirketin bu davada temsili yönünden temsil kayyımı davaları açılması sağlanmış ve davacı şirketin temsili için Mahkememizin … E. sırası üzerinden, davalı şirketin temsili için de Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırası üzerinden dava açıldığı anlaşılmış ise de; sıfat yokluğundan her aşamada ve re’sen karar verilmesinin gerekmesi karşısında, davacı şirketin temsil kayyımı tayinine ilişkin Mahkememizin … E. sayılı davasının sonucu ile davalı şirkete temsil kayyımı tayinine ilişkin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2023 gün ve … E. … K. (sayılı istinaf aşamasında olan) kararının kesinleşmesinin beklenilmesinden de vazgeçilmesine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacı … ‘nin davalı … A.Ş.’ye karşı açtığı davanın pasif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Mahkememizin bu dosyasının eki sayılan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirlerin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal kaldırılmasına,
3-Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınıp, bu dosyamıza aktarılan teminatın 6100 s. HMK’nin 392/2. maddesindeki şartların oluşması ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL. harcın mahsubu ile kalan 89,95 TL. harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı şirket temsilcisi ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2023

Başkan Üye Üye Katip