Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/6 E. 2023/614 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ :
DAVA :
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 02/01/2023 tarihli dilekçesiyle; davacı şirketin davalı şirketin %71 hisse ile ortağı olup Romanya Menşeli bir şirket olduğunu, diğer ortağın %29 hissi ile davalı … olduğunu, … ve hissedar olmayan …’ın davalı şirketin münferit yetkili temsilcileri olduğunu, davacı şirketin hissedarlarının ise %65 hisse ile …, %25 hisse … ve %10 hisse ile … olduğunu, davalı …’in davalı şirketin tek başına ve keyfi olarak yönettiğini, kaynaklarını suistimal ettiğini, ticari defter ve belgelerin tutulmasında usulsüzlük yaptığını, münferit temsil yetkisini kötüye kullanarak şahsi menfaat temin ettiğini, davalı şirketin her geçen gün borçlandırıp sermayesini erittiğini beyan ederek, davalı şirkete ait taşınmazların, taşıtların ve diğer malvarlığı değerlerinin satılıp elden çıkartılmasına gerek olup olmadığı, bunlardan hangisinin şirket ortaklarının lehine ve aleyhine olduğu ve davalı yönetici …’in şirket yönetiminde suistimalde bulunup bulunmadığı konularındaki taraflar arasındaki muarazanın menine (çekişmenin giderilmesine) ve suistimalde bulunan davalı …’in şirket yöneticiliğinden azline (şirketin diğer yöneticisinin tek başına şirketi temsil yetkisi olduğundan kayyım tayinine yer ve gerek olmadığına) karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dava dilekçesinde, şirket yöneticisinin azlinin istendiği davamız Yargıtay’ın müstekar içtihatlarına göre şirket yönetim kurulu üyesi …’e yöneltilmiştir. Ayrıca kayyım atanması talebimiz bulunduğundan yine Yargıtay uygulamaları doğrultusunda şirkette hasım gösterilmiştir açıklaması yapılmış ve hem … hem de … A.Ş. davalı gösterilmiştir.
Açılan dava Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiş, 02/01/2023 tarihli tensip tutanağı ile … ile … A.Ş. arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından şirket yönünden davanın tefrikine ve ayrı bir esas sıramıza (… E.) kaydedilmesine, …’e karşı açılan davanın … E. sıramız üzerinden görülmeye devam edilmesine karar verilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, davacı tarafın davalı taraf aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde 19/12/2022 gün ve … D.İş … D.İş sayılı kararla ihtiyati tedbir verilmesini sağladığını, açılan davanın amacının bu tedbirin devamını sağlamak olduğunu, 6100 s. TTK’de anonim şirkette yöneticilerin azlini düzenleyen bir davanın bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin dava yoluyla değil, yalnızca genel kurul kararları ile azledilebileceklerini, davalı …’in de yönetim kurulu üyesi olduğunu, dava yoluyla görevden alınamayacağını, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Taraflarca davacı şirketin ve davalı şirketin temsiline ilişkin belgeler ibraz edilmiş, davalı tarafça davacı şirket vekillerinin azledildiğine dair 21/12/2022 tarihli azilname sunulmuş, davacı taraf 22/12/2022 tarihli yeni vekaletname ibraz etmiş, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirkete ilişkin belge suretleri getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyesinin Azli” davasıdır.
Somut olayda ; 06/09/2008 gün ve 26989 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 20/06/2008 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Arasında Hukuki Konularda Adli Yardım Anlaşması’nın 13. maddesi ve 5718 s. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. maddesi gereğince davacı şirketin teminat yatırmaktan muaf tutulmasına karar verilmiştir.
…. ve … tarafından, … A.Ş. ile … aleyhine yönetim kayyımı tayinine ilişkin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırası üzerinden açılan davanın Mahkememizin … E. sayılı davası ile birleştirildiği görülmüştür. Gerek temsil sorunları ve gerekse Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada Mahkememizdeki bu davanın bekletici sorun yapılmasının gerekebilecek olması nedeniyle 2. tefrik kararı verilerek, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın … E. sayılı davadan tefriki yapılmış ve birleşme yoluyla gelen davanın Mahkememizin … E. sırasına kaydı sağlanmıştır.
Yargıtay . HD’nin 15/01/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, “Dava anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden azli, kabul edilmemesi halinde yetkilerinin sınırlandırılması ve şirkete yönetici kayyım atanmasına ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Dairemizin … esas … karar 24.02.2015 tarihli kararında da belirtildiği gibi azil yetkisi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri gereği münhasıran genel kurula hasredilmiştir. Bu durumun tek istisnası TTK 334/2 hükmü olup [… , Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s.406-407], somut olayda şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı tanıyan bir hükmü bulunmamaktadır.”
Yargıtay HGK’nun 14.04.2022 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Gerek davacı gerekse davalı sıfatı tamamen maddi hukuka göre belirlendiğinden sıfat konusu usul hukuku sorunu değildir ve bu sebepledir ki sıfat yokluğundan verilecek bir karar yine işin esasına yönelik bir karardır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Başka bir anlatımla, dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Bu karar, davanın dinlenemeyeceğine ilişkin bir karar olmayıp, yine davanın esasına ilişkin bir karardır. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (… , s. 1157 vd.)”
Her ne kadar … A.Ş. ortaklarından davacı …. tarafından, davalı … aleyhine anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinden azli için bu dava açılmış ise de; yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere 6102 s. TTK’nin 364 ve 408. maddeleri gereğince yönetim kurulu üyelerinin azil yetkisi sadece anonim şirket genel kuruluna ait olup, bu durumun tek istisnası TTK’nin 334/2. maddesidir. 6102 s. TTK’nin 334/2. maddesinde ise anonim şirkette pay sahibi olan kamu tüzel kişilerinin yönetim kurulundaki temsilcilerinin yine bu kamu tüzel kişileri tarafından görevden alınabileceği düzenlenmiş olup davamıza uygulanma imkanı da yoktur.
Yine yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nin emsal kararında da belirtildiği üzere, husumet (sıfat) yokluğu her aşamada ve re’sen nazara alınması gereken bir hukuki durum olduğundan davacının davasının aktif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davacı şirketin münferit yetkili temsilcileri olan … ile … arasında birçok hukuki ihtilaf ve uyuşmazlık bulunması karşısında davacı şirketin bu davada temsili yönünden temsil kayyımı davası açılması sağlanmış ve Mahkememizin … E. sırası üzerinden açılan temsil kayyımı tayini davasının halen derdest olduğu anlaşılmış ise de, sıfat yokluğundan her aşamada ve re’sen karar verilmesinin gerekmesi karşısında temsil kayyımı tayinine ilişkin Mahkememizin … E. sayılı davasının sonucunun beklenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının aktif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL. harcın mahsubu ile kalan 89,95 TL. harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 18 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …