Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/32 E. 2023/86 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İLGİLİ İCRA DOSYASI : Konya . İcra Dairesi … Esas
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/01/2018 tarihinde … nolu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı müvekkili …’na ait … plakalı kamyonun sürücüsü … idaresinde iken Anamur Aydıncık D 400 karayolunda orta rejüje çıkarak tek taraflı kaza yaptığını ve kaza sonucu hasara uğradığını, müvekkili tarafından davalı sigorta şirketine araçtaki hasar ve zarar kaybını ödemesi için ihtarda bulunulduğunu ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibinin durdurulduğunu, kazadan sonra yapılan görüşmelerde davalı sigorta şirketi tarafından 39.000,00 TL ödeme teklif edildiğini, kamyonun piyasa değerinin 65.000,00 TL olduğunu, bu nedenle ödemenin kabul edilmeyerek ihtarname gönderildiğini, itirazların haksız olduğunu ve açıkladığı nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, zararın sigorta teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının sigorta hukuku gereğince yüklenmiş olduğu yükümlülüklere riayet etmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, sigortacının sorumluluğunun sigorta bedeli ile sınırlı olduğunu, sigorta bedeli rizikonun gerçekleştiği andaki sigortalı menfaatin değerini aşsa bile, sigortacının uğranılan zarardan fazlasını ödemeyeceğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Açılan dava ilk önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 gün ve … E … K sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin 26/10/2022 gün ve … E … K sayılı ilamı ile ”… Öncelikle, davalının icra takibine itirazında yetki itirazında da bulunduğu anlaşılmakla, ön sorun olarak yetki itirazının incelenmesi gerekir. Her ne kadar mahkemece, ön inceleme celsesinde davalı vekilinin yetki itirazı ile aktif husumet yokluğu itirazlarının reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, anılan ara kararın herhangi bir gerekçe içermemesi yerinde görülmediği gibi, bu tür sözleşmeye dayalı davalarda genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu, bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.8. maddesi hükmünde, sigortacı aleyhine açılacak davalarda, davalı sigortacının merkezinin veya sigorta sözleşmesini yapan yetkili acentenin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi ile rizikonun meydana geldiği yer mahkemesinin de yetkili mahkeme olarak kabul edildiği, yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olup, kesin olmayan nitelikte yetki kurallarından olduğu, davalı tarafça da icra takibine süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmış olmakla, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takibin varlığı işbu itirazın iptali davasında dava şartı olup, mahkemece re’sen nazara alınması gerektiğinden, davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın yerinde olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekir …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu sıra üzerinden devam edilmiştir.
Davalının icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine yönelik itirazı hakkında yapılan değerlendirmede; 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi atfı nedeniyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği, dolayısıyla sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinin de yetkili olduğu, takibin konusunun para borcuna ilişkin olması karşısında 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairelerinin de yetkili olduğu, KASKO Genel Şartları’nın C.8. maddesinde yer alan yetkiye ilişkin kuralın kesin yetki kuralı niteliğinde olmadığı, bu hükmün 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinin uygulanmasına engel olmadığı, davacı alacaklının yerleşim yerinin Konya ili olması karşısında davalı tarafın icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varıldığından, davalının icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar verilerek davanın esası yönünden incelemeye geçilmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının …, takip borçlusunun ise … Sigorta Şirketi olduğu, takip çıkışının 25.267,46 TL olduğu, bu tutarın 24.063,00 TL’lik kısmının asıl alacak, 1.204,46 TL’lik kısmının ise işlemiş faiz olduğu ve asıl alacağın 21.063,00 TL’lik kısmının hasar bedeli, 3.000,00 TL’lik kısmının ise gelir kaybından oluştuğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 19/01/2018 tarihinde düzenlenen BİRLEŞİK KASKO POLİÇESİ’nin incelenmesinde vade tarihinin 19/01/2018-19/01/2019 arası döneme ilişkin olduğu, davaya konu kazanın da 24/01/2018 tarihinde meydana geldiği hususları dikkate alındığında hasarın poliçenin vade tarihleri içinde gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 23/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu tarafik kazası nedeniyle davacının aracında 21.063,00 TL tutarında hasar oluştuğu ve davacının araç mahrumiyet zararının ise 3.375,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
KASKO Genel Şartları’nın ”Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar ” başlıklı A. 4.8. maddesine göre; Aracın sigorta kapsamına giren tam veya kısmi bir zarara uğraması nedeni ile tam hasar halinde tazminatın ödenmesine, kısmi hasar halinde hasarın giderilmesine kadar olan sürede poliçede bu korumaya ilişkin belirtilen limitle sınırlı olmak üzere kullanım ve gelir kaybından doğan zararlar ancak ek sözleşmeyle teminat altına alınabilir.
Davacı tarafça gelir kaybından doğan zararlarında teminat alındığına dair ek sözleşme yapıldığı ispatlanamadığı gibi bu yönde bir iddiada da bulunulmamıştır. Bu nedenle davacının 3.000,00 TL tutarındaki gelir kaybına yönelik talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı, hasarın teminat kapsamında olmadığını, teminat kapsamında olduğu kabul edilse dahi muafiyetlerin ve kıymet artışının zarardan mahsup edilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
KASKO Genel Şartları’nın A.4.15. Maddesine göre; Sigorta kapsamına giren bir olaydan doğmadıkça ve böyle bir olayla sonuçlanmadıkça aracın mekanik, elektrik ve elektronik donanımında meydana gelen her türlü arızalar, kırılmalar ile lastiklerde meydana gelen zararlar ancak ek sözleşmeyle teminat altına alınabilir.
Somut olayda hasar, genel şartlarının A.1. Maddesi kapsamında kalan olaydan ötürü meydana geldiğinden davalının bir takım hasarların teminat kapsamında olmadığı yönündeki iddiası kabul edilmemiştir.
KASKO Genel Şartları’nın B.3.3.2.3. maddesine göre; Kısmi hasar halinde, onarım masrafları ve onarımın layıkı ile yapılabileceği en yakın yere kadar olan gerekli çekilme ve nakil masrafları ödenir. Onarım sonucunda araçta bariz bir kıymet artışı meydana gelirse, bu fark tazminat miktarından indirilebilir. Bu şekilde indirim yapılabilmesi için hangi parçalara ne oranda indirim yapılacağının poliçede yazılı olması gerekir. Ancak, her hâlükârda, meydana gelen kıymet artışı dolayısıyla tazminat miktarından indirilecek kısım ödenen tazminatın rücuen tahsil edilme imkanı oranına göre azaltılır. 
Genel şartların anılan maddesinde açıkça belirtildiği üzere kıymet tenzilinin uygulanabilmesi için poliçede belirleme olması şarttır. Taraflar arasında düzenlenen poliçe incelendiğinde kıymet tenzili yönünden bir belirleme bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının kıymet tenziline yönelik itirazı kabul edilmemiştir.
Yine poliçenin incelenmesinde (Cam Hasarı Notu Bölümü) cam muafiyeti uygulanacağına dair açık ve net bir belirleme bulunmadığından davalı cam muafiyeti uygulanması gerektiğine yönelik iddiasını ispat etmelidir. Ancak davalı tarafça bu hususun ispatına yarayan bir delil sunulmamıştır.
Anılan nedenlerle sigorta kapsamında olan trafik kazası nedeniyle davacının uğramış olduğu 21.063,00 TL tutarındaki(hasar) zarardan davalının sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmış ve takibin bu tutardaki asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
KASKO Genel Şartları’nın B.3.3.4.1. Maddesine göre; Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur. 
İşlemiş faiz yönünden yapılan incelemede ise hasar ihbarının 26/01/2018 tarihinde yapıldığı, davalının ihbar tarihinden itibaren 45 gün sonra 14/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında alacağa 799,82 TL faiz işlediği anlaşılmakla bu tutardaki işlemiş faiz alacağı üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde rehin sözleşmesi ibraz etmiştir. Sözleşmenin incelenmesinde 12/07/2016 tarihinde … plakalı araç üzerine dava dışı … lehine rehin tesis edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bu sözleşme ile rehin tesis edilmiş ise de Konya İl Emniyet Müdürlüğü’nün 03/12/2018 tarihli yazı cevabının incelenmesinde araç üzerinde halen mevcut bir rehnin mevcut olmadığı anlaşıldığından davalının aktif husumet yokluğu itirazı yerinde görülmemiştir.
İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Her ne kadar davacı icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 21.063,00 TL asıl alacak ve 799,82 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 21.862,82 TL alacağın tahsili yönüyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 1,493,45 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 504,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 989,43 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 504,02 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL harç gideri ve 1.122,62 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.158,52 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 858,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 7.650,71 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.