Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
: 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 3-
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 29.01.2021 tarihinde … sevk ve idaresinde buluna … adına kayıtlı … plakalı araç … Caddesi … Caddesi Kavşağı Karatay/Konya adresinde … plakalı müvekkili … yönetimindeki araca çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkili …’ın kafatasının hasar aldığını, diğer müvekkili …’ın ise yaralandığını, kaza neticesinde müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını,
sürücü …’nın söz konusu kazanın oluşmasında asli kusurlu olduğunu, karşı tarafın kaza mahallinden kaçdığını, kazaya ilişkin olarak Konya . Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda davalı …’nın mahkum edildiğini, müvekkilinin zararların tazmini yönüyle davalı sigorta şirketine müracaatta bulunduğunu, ancak herhangi bir ödemede bulunulmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; davacı … açısından; ileride arttırılmak üzere 6100 s. HMK 107’ye göre 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL bakıcı giderinin, 50,00 TL SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan sağlık giderlerinin (sigorta şirketi açısından poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere) 29.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000 TL manevi tazminatın 29.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … … ve …’dan(sigorta şirketi hariç) müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … açısından; ileride arttırılmak üzere 6100 s. HMK 107’ye göre 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL bakıcı giderinin, 50,00 TL SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan sağlık giderlerinin (sigorta şirketi açısından poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere) 29.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000 TL manevi tazminatın 29.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … … ve …’dan(sigorta şirketi hariç) müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmemesi nedeniyle zamanaşımı nedeniyle reddine, KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, 29.01.2021 tarihli kazaya karışan … plakalı aracın kaza gününde müvekkil şirket ile ZMMS poliçesinin bulunmadığını, davacılarda sürekli maluliyet hali oluşmaması nedeniyle dava konusu taleplerin reddi gerektiğini, davacı …’ın sürekli maluliyeti olmadığı basit tıbbi müdahale ile geçecek yaralanamasının olduğu atk raporu ile sabit olduğunu, dava konusu kazada kusur durumunun tespitinin gerektiğini, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS Genel Şartları çerçevesinde yapılmasının gerektiğini, poliçe tanzim tarihi itibariyle geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri poliçe teminatı kapsamında olmadığından işbu taleplerin reddinin gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, faiz talebinin de hatalı olduğunu, davacıların ceza yargılaması sırasında şikâyetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikâyetçi tarafından dosyaya sunulmasının gerektiğini belirterek; öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, husumet yokluğu nedeniyle reddine, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Müvekkili davalının, dava konusu olan kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru ve dahlinin bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinden bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, müvekkili açısından davanın husumet yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkili davalının, kazaya karışan … plakalı aracı, kaza tarihinden önce …’ ya haricen satmış ve teslim ettiğini, iş bu haricen satış anından itibaren müvekkili davalının söz konusu araç üzerinde fiilen bir tasarrufu bulunmadığını, ancak davalı …’nın bu aracı üzerine teslim almaktan uzunca bir süre imtina ettiğini, davacıların taleplerinin oldukça fahiş olduğunu, dava dilekçesinde zikredilen ceza dosyasından alınan bilirkişi raporlarında müvekkili aleyhine yorumlanabilecek değerlendirmelerin de kabulünün mümkün olmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigorta kuruluşu kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar, davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandıklarını iddia ederek, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi gideri tazminatı ile manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur.
Davaya konu 29/01/2021 tarihli trafik kazasının, sürücü … idaresindeki, … plakalı kamyonetiyle … Yolu istikametinden … Caddesini takiben seyredip kavşak içinde. orta refüj ile bölünmüş … Caddesine giriş yaptığı sırada, aracının ön kısmı ile istikametine göre solundan, Bağlıyan Sokak istikametinden gelerek … Caddesini takiben seyredip kavşak geçişini yapan sürücü … idaresindeki … plakalı minibüsün sağ yan kısmına çarpması, çarpmanın etkisiyle minibüsün yan yatarak sürüklenmesi davacı …’ın ve minibüste yolcu olan davacı …’ın yaralanması ile sonuçlanan yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağı ile kazanın oluşmasında sürücü …’nın, 2918 Sayılı KTK’nun 57/1-a (kavşaklara yaklaşırken, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek) kuralını ihlal ettiği, sürücü
…’ın ise aynı kanunun, 52/1-a (Aracının hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak)
kuralını ihlal ettiğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasından alınan 02/10/2021 tarihli kusur raporunda sürücü …’nın asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce Adli Trafik Bilirkişisinden alınan 17/08/2023 tarihli raporda , dava konusu kazanın oluşmasında … plaka sayılı araç sürücüsü …’ % 75 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, 17/08/2023 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olması nedeniyle, davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın % 75 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı … tarafından işleten sıfatının bulunmadığı savunularak husumet itirazında bulunulmuş ise de, davalının kayıt maliki olduğu, karine olarak davalının işleten sıfatına haiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalının aksi yöndeki savunmalarını usulünce ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davalı …’ın husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine davalı sigorta şirketinin husumet itirazı yönünden yapılan değerlendirmede, davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından 11.05.2020 tarihinde tanzim edilen ZMMS poliçesinin vadesinin 11.05.2020-11.05.2021 olduğu, devamında davalı sigorta şirketi tarafından 21.01.2021 tarihinde zeyilname düzenlendiği, her ne kadar kaza 29.01.2021 tarihinde meydana gelmiş ise de Genel Şartların C.4. Maddesi uyarınca yeni bir poliçe düzenlenmediği sürece sigortanın 15 gün boyunca devam edeceği, dava dışı … Sigorta A.Ş. Tarafından tanzim edilen poliçenin kaza saatinden sonra düzenlendiği, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin husumet itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili tarafından 16.11.2023 tarihli dilekçe ile derdestlik itirazında ve ödeme yapıldığı iddiasına bulunularak bir takım deliller ibraz edilmiş ise de sigorta tahkim komisyonunu kararının davacılara ilişkin olmadığı, yine ibranamenin de başka şahıslara ilişkin olduğu (zira ikrarda ve ibranamede bahsi geçen kaza tarihi ile eldeki davaya konu kaza tarihinin farklı olduğu, yine ilgiliye ait TC kimlik numarasının davacının TC kimlik numarasıyla uyumsuz olduğu )sonucuna varıldığından bu yöndeki savunma ve itirazlara itibar edilmemiştir.
Bu aşamada öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 29/01/2021 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 20/07/2023 tarihli maluliyet raporu ile, davacı …’ın yaralanmasının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %5 oranında kalıcı sakatlığının bulunduğu, geçici iş göremezlik süresinin 3 hafta olduğu, davacının iyileşme sürecinde başkasının yardımına muhtaç olmadığı ve tedavi gideri zararının 1.000 TL olduğu, davacı …’ın yaralanmasının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 3 hafta olduğu, bu zaman zarfında 1 ay süre ile başkasının yardımına muhtaç olmadığı ve tedavi gideri zararının 3.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
04/10/2023 tarihli hesap raporu ile davacı …’ın geçici iş göremezlik zararını 1.665,04 TL, sürekli iş göremezlik zararını 235.694,74 TL olduğu, davacı …’ın ise geçici iş göremezlik zararını 8.477,70 TL, sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, bakıcı gideri zararının ise 3.577,50 TL olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacıların kaza esnasında emniyet kemerinim takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirleme bulunmamaktadır. Yine ceza dosyası içeriğinde de bu yönde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Davacılar vekili 08/11/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacı … yönüyle geçici iş göremezlik tazminatı istemini 1.665,04 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 235.694,74 TL’ye çıkardığı, davacı … yönüyle ise geçici iş göremezlik tazminatı istemini 8.477,70 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 3.577,50 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın % 75 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın yaralanmasının %5 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 235.694,74 TL, geçici iş göremezlik zararın 1.665,04 TL, iyileşme süresinde başkasının yardımına muhtaç olmadığı, tedavi gideri zararının ise 1.000 TL olduğu, davacı …’ın ise yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, geçici iş göremezlik zararının ise 8.477,70 TL olduğu, iyileşme süresi içinde 3.577,50 TL bakıcı gideri zararının bulunduğu, tedavi gideri zararının ise 3.000,00 TL olduğu, davalıların bu zararlardan müteselsilen sorumlu olduğundan davacıların maddi tazminat davalarının (tedavi gideri tazminatı istemi yönünden taleple bağlı kalınarak) kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafa davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvurunun hangi tarihte teslim edildiğinin tespitine yarayan belgelerini ibraz etmesi için kesin süre verilmesine rağmen herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Mecut dosya kapsamından da başvuru tarihi tespit edilemediğinden davalı sigorta şirketine yönelik dava yönünden temerrüt tarihi olarak dava tarihi dikkate alınmıştır.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, … -… )
Somut olayda, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları, davacıları yaralanmasının derecesi, paranın alım gücü, manevi tazminatın tatmin ve caydırıcılık fonksiyonu dikkate alınarak davacı …’ın manevi tazminat davasının kabulüne, davacı …’ın manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI …’IN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 8.477,70 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.577,50 TL bakıcı gideri tazminatı ve 50,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 12.105,20 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 15/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … ile davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 29/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
2-DAVACI …’IN MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 29/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
3-DAVACI …’IN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 235.694,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.665,04 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 237.409,78 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 15/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … ile davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 29/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine,
4-DAVACI …’IN MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 40.000,00 TL manevi tazminatın 29/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 20.459,86 TL harçtan, peşin, ıslah ve tamamlama birlikte alınan 5.112,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.347,22TL eksik harcın (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 12.785,20 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 3.200,00 TL. yargılama giderinin 1,28 TL ‘lik kısmının davacılardan, 3.198,72 TL’lik kısmının ise davalı … Sigorta A.Ş. ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Davacılar tarafından yapılan 5.112,64 TL harç giderinin (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 4.259,15 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan 179,90 TL harç gideri, 3.640,00 TL Meram Tıp Fakültesi Hastanesi rapor ücreti ve 3.834,80 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 7.654,70 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 6.375,42 TL yargılama giderinin (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 5.311,12 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacı … ‘ın Maddi Tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 12.105,20 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalılar … ve … Sigorta A.Ş. için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 50 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Sigorta A.Ş. ‘ne (eşit şekilde) verilmesine,
10-Davacı … ‘ın Maddi Tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 37.611,47 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalılar … ve … Sigorta A.Ş. için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 50 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Sigorta A.Ş. ‘ne verilmesine,
11-Davacı … manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ a verilmesine,
12-Davacı … ‘ın Manevi Tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023
Katip Hakim
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.