Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/124 E. 2023/786 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – TC Kimlik No: … …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacı ile davalı arasında bulunan ticari ilişkinden kaynaklı olarak davalıdan alacaklı
olduğunu, davacı tarafından 29/06/2021 tarihinde 185.000,00 TL. tutarlı ürün sattığını, davacı ile
davalı görüşmüş ancak davalı borcun bir kısmını ödemekten kaçındığını, faturaya konu borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takiplere özgü icra takibi başlatıldığını, İcra takip dosyası borçlusu davalı yapılan takibe haksız yere kötü niyetli olarak itiraz
ettiğini, Borçlunun itirazı sonucunda da icra takip dosyası hakkında durdurma kararı verildiğini, davalı/borçlu ile yapılan ara buluculuk görüşmeleri sonucunda da anlaşmaya
varılamadığı belirterek; davanın kabulü ile davalının Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı şirket tarafından verilen dava dilekçesinde, faturadan kaynaklı borçlu olunduğunu
ve borcun ödenmesinden kaçınıldığını, bundan dolayı Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya kapsamında icra takibi başlatıldığını ve bu takibe müvekkil tarafından yapılan itirazın yerinde olmadığını, davacı ve davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı bir alacak ilişkisi olduğunu, bu alacak neticesinde ise davalı borç konusu olan parayı elden nakit ödediğini, nakit ödeme sonrasında
ödeme yapılmış olan fatura esas alınarak icra takibi başlatıldığını, elden para ödendiğine ilişkin
olayın, tanıklarla sabit olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu fatura bedelinin ödenip ödenmediği, davacının bu faturadan kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa alacak tutarının takip tarihi itibariyle ne kadar olduğu hususlarından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 65.000,00 TL asıl alacak ve 9.135,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.135,62 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağı olarak 29/06/2021 tarih ve 185.000,00 TL bedelli faturanın gösterildiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için de eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre itirazın iptali davasında; i) İlamsız takip yapılmış olması, ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi, iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.09.2019 tarihli ve … E., … K.; 25.11.2020 tarihli ve … E., … K. sayılı ilamları)
Dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; davanın kabulü hâlinde takibin devamı hükmünü de içerecektir.
Bu kapsamda itirazın iptali davası; icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. (Yargıtay HGK’nın 22/11/2022 gün ve … E … K sayılı ilamı)
Eldeki davada, uyuşmazlığın her iki tarafı tacir olup, uyuşmazlık konusu iş her iki tarafın da  ticarî işletmesi ile ilgilidir. Bu nedenle fatura ve faturaların delil olma niteliği üzerinde de durmakta yarar vardır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) fatura tanımlanmamıştır. Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir. Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesine göre; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Sözleşme ilişkisinin inkâr edilmesi durumunda öncelikle akdi ilişkinin ispat edilmesi gerekmektedir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından  ticarî defterlerine kaydedilmesi, faturaya konu hizmetin sunulduğuna karine teşkil eder. (Ems: Yargıtay HGK’nın 22/11/2022 gün ve … E … K sayılı ilamı)
Karinenin varlığı hâlinde, karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini ispatla yükümlüdür. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Karine söz konusu olduğunda, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir. (Yargıtay HGK’nın … E … K sayılı ilamı)
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 18/10/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, takibe konu faturanın davacı defterinde kayıt olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 65.000,00 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça ticari defterler ibraz edilmediği gibi davalının ödeme savunmasında bulunması karşısında ispat yükü davalı üzerinde olup davalının ödeme savunmasını kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı ödeme savunmasına dayanak yazılı bir delil ibraz etmemiştir. Davalı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış, davalının yemin teklifi uyarınca isticvabına karar verilen davacı şirket temsilcisi takibe konu fatura bedelinin bakiyesinin ödenmediğine dair yemin etmiştir. Bu kapsamda, faturaya konu hizmetin davalıya sunulduğu, faturaya istinaden kısmi ödeme yapılmış ise de bakiye kısmının ödenmediği, davacının fatura nedeniyle ve takip tarihi itibariyle davalıdan 65.000,00 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varıldığından davanını kabulüne karar verilmiştir.
Davacının feri nitelikteki icra inkar tazminatı istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise takibe itirazın haksız olması ve alacağın likit kabul edilmesi nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 65.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-65.000,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 13.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.440,15 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 739,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.700,79 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 3.120 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 919,26 TL harç gideri ve 1.484,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.403,26 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2023

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.