Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/10 E. 2023/87 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TC No : …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin genel kurul kararına istinaden kooperatiften peşin bedelli olarak 2011 yılında daire satın aldığını ve daire bedeli olan 100.000 TL’yi de peşin olarak ödediğini, kooperatifin 2013 yılı olağan genel kurulunda alınan karar gereği peşin ödemeler ile ilgili değerlendirme yapılarak 100.000,00 TL bedelle daire satın alanların bu ödemelerinin 140.000,00 TL sayılmasına ve bu bedel üzerinden kooperatif bitene kadar ödeme yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin peşin bedelle üye olmasına rağmen komşuluk ilişkilerinin bozulmaması için 140.000,00 TL’yi aşan kısmını da alt yapı ve genel giderleri karşılamak amacı ile ileride mahsuplaşmak üzere ödemeye devam ettiğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun müvekkilinin peşin ödemeli üye olduğunu gözardı ettiğini ve açıkladığı nedenlerle davalı kooperatife 101.663,00 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile ihraca yönelik 12/01/2015 tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatif başkanı sıfatı ile …’in Kooperatif Kanunu’na aykırı hareketlerine ilaveten yönetimde bulunduğu tüm dönemde vazifesini suistimal ederek, kendisine, kızı … ve damadı …’ı kooperatifte kayırdığını, kendi aidatlarını eksik ödediği gibi kızı ve davacı damadından da eksik aidat aldığını, menfaat sağladığını, davacının kooperatif başkanı …’in damadı olduğunu, davacının sabit fiyatla kooperatife üye olmadığını, davacının kooperatife ödemelerini ispat edemediğini ve açıkladığı nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yönetim kurulu ihraç kararının iptali ile davacının peşin bedelli kooperatif üyesi olduğunun tespiti isteminden ibarettir.
Açılan dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş ve bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde davacının ihraç kararının iptaline yönelik davasının kabulü ile … Konut Kooperatifi’nin 12/01/2015 tarihli ve … nolu ihraç kararının iptaline, davacının … Konut Kooperatifi’nin normal üyesi olduğunun tespitine, davacının menfi tespit davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 1. İhtarname tarihi olan 15/10/2014 tarihi itibariyle davacının davalıya 26.432,23 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 gün ve … E … K sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin 21/12/2022 gün ve … E … K sayılı ilamı ile ” … Yargıtay . HD’nin 26/4/2013 tarih, … E-… K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararının kalmayacağı zira, bu hususun dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesinin zorunlu olduğu ve mahkemece re’sen gözönünde bulundurulması gerektiği, mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, menfi tespit istemi bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre menfi tespit davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edileceği nazara alınmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde görülmediği…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş, 16/02/2023 tarihli celsede davacının menfi tespit davasının bu davadan tefrikine karar verilmiştir.
Tefrik kararı sonrasında eldeki davada kooperatif yönetim kurulu ihraç kararının iptalinin gerekip gerekmediğinin, davacının kooperatif üyesi olup olmadığının ve üyeliğinin türünün ne olduğunun belirlenmesi gerekir.
Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. Maddesine göre; Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı;”1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.” şeklindedir.
Somut olayda; Konya . Noterliği’nin 15/10/2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı kooperatifin 101.663,00 TL aidat borcunun 10 gün içinde ödenmesinin davacıya ihtar edildiği, yine aynı noterliğe ait 27/11/2014 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile davalı kooperatifin 101.663,00 TL aidat borcunun 1 ay içinde ödenmesinin davacıya ihtar edildiği, yine aynı noterliğe ait 20/01/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile kooperatif ihraç kararının davacıya ihtar edildiği, bu bakımdan ihraç prosedüründe şekli bir eksikliğin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin 2008 yılı olagan genel kurul toplantısında ”… Kooperatifin ihtiyacına göre sabit fiyatla daire satın almak isteyenlere peşin fiyatına en az 100.000,00 TL bedelle verilmesine …” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır. Bu karara istinaden kooperaif üyesi olanların peşin bedelli üye olacağı noktasında duraksama bulunmamaktadır.
Kooperatif yönetim kurulunun 15/09/2011 tarihli 24 numaralı yönetim kurulu kararı ile davacıya peşin bedelle daire satışına karar verildiği, kararın o dönem yönetim kurulu üyeleri olan … , … ve … tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.
15/09/2011 tarihi itibariyle kooperatif yönetim kurulu üyesi olan …, … ve …18/12/2017 tarihli celsede 15/09/2011 tarihli 24 numaralı yönetim kurulu kararı altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu ifade etmiştir.
Her ne kadar Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 gün ve … E … K sayılı kararı ile davacının üyeliğinin normal bedelli üyelik niteliğinde olduğu kabul edilmiş ise de; anılan kararın kaldırılmasıyla tamamen ortadan kalktığı, kaldırma kararı sonrasında özellikle önceki kararın her iki tarafça da istinaf edilmesi karşısında bu kabulün taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmesinin mümkün olmadığı, dolaysıyla delillerin tekrar değerlendirilmesine engel herhangi bir durumun bulunmadığı, önceki kararda sehven 15/09/2011 tarihli 24 numaralı yönetim kurulu kararı yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, bu yönetim kurulu kararı değerlendirilmeksizin verilen kararın dosya kapsamına uygun olmadığı, zira davalı kooperatifin 2008 yılı olağan genel kurul toplantısında peşin belli üyelik alımı konusunda karar alındığı, 15/09/2011 tarihli 24 numaralı yönetim kurulu kararı ile ise davacının peşin bedelli üye olarak üyeliğe kabulüne karar verildiği, bu karar tarihi itibariyle yönetim kurulu üyeleri olan dava dışı …, … ve …’nün bu karardaki imzaların kendilerine ait olduğunu ifade ettikleri, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasının bu dava dosyası ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, anılan ceza dosyasında her ne kadar belirtilen yönetim kurulu üyeleri sanık olarak bulunmakta iseler de 15/09/2011 tarihli 24 nolu yönetim kurulu kararındaki imzaların kendilerine ait olduğunu ifade etmelerinin kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik bir ifade olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı, anılan yönetim kurulu kararının geçerli bir karar olduğu, mevcut delil durumu itibariyle ilgili yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, kooperatifin bu karar nedeniyle zarar görmesi halinde oluşan zarar nedeniyle ilgili yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açmak suretiyle rücu edebileceği dolayısıyla varsa bu karardaki sakatlığın davacıya karşı ileri sürülemeyeceği sonucuna varıldığından davacının peşin bedelli kooperatif üyesi olduğu kabul edilmiştir.
Davacıya gönderilen ihtarnamelerde belirtilen aidat borcunun ve işlemiş faiz miktarları ile bilirkişi tarafından hesaplanan aidat borcu ve işlemiş faiz miktarları arasında fark olduğu gibi dava tarihinde yürürlükte bulunan 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca TBK’nın 88. ve 120. maddelerine göre hesaplama yapılması gerektiği, bu durumda faiz miktarının daha da düşük olacağının sabit olması ( Kooperatif genel kurul toplantılarında %5 ve %10 arasında faiz oranının kabul edildiği ve bu miktarın anılan kanun maddelerine göre fahiş olduğu) karşısında davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerin içeriğinin gerçek borç miktarını yansıtmadığı anlaşıldığından davanın bu nedenle kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Bu aşamada belirlenmesi gereken diğer bir husus ise davacıya gönderilen ihtarnamelerdeki borcun gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı hususudur. Zira ihtarnamede belirtilen borç tutarı ile gerçek borç tutarı arasında fahiş bir farkın bulunması halinde hem davacıya gönderilen ihtarnameler, hem de davacı hakkındaki ihraç kararı usulsüz sayılacaktır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 12/05/2020 tarihli rapor ile davacının 1. ihtarname tarihi tarihi itibariyle yaptığı ödeme tutarının 134.000 TL olduğu, davacının peşin bedelli üye olduğunun kabul edilmesi halinde 1. ihtarname tarihine kadar ödemesi gereken toplam tutarın 169.080,00 TL olduğu, davacının yaptığı 134.000 TL’lik ödemenin mahsubundan sonra davacının 1. ihtarname tarihi itibariyle borçlu olduğu tutarın 35.080,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda; her ne kadar davacıya 101.663,00 TL tutarındaki borcun ödenmesi için ihtarname gönderilmiş ise de davacının 1. ihtarname tarihi itibariyle borçlu olduğu tutarın 35.080,00 TL olduğu dolasıyla ihtarnamede belirtilen borç ile gerçek borç arasında aşırı bir farklılık bulunduğu, bu farklılık nedeniyle ihtarnamenin ve dolasıyla ihraç kararının yerinde olmadığı sonucuna varıldığından davalı kooperatifin 12/01/2015 tarihli … nolu yönetim kurulu ihraç kararının iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile davalı … Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 12/01/2015 tarihli ve … nolu İHRAÇ KARARININ İPTALİNE, DAVACININ DAVALI KOOPERATİFİN PEŞİN BEDELLİ ÜYESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Peşin ve tamamlama olarak alınan toplam 1.763,70 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.583,80 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 253,20 TL harç gideri ve 2.798,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.051,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.