Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 29/11/2021 tarihinde müvekkili şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik
kazasının meydana geldiğini, … plakalı aracın onarım için … Konya Yetkili Servisi olan … Otomotiv isimli firmaya 08/12/2021 tarihinde giriş yaptığını, aracın müvekkiline tekrar 17/02/2022 tarihinde teslim edildiğini, müvekkili şirketin kamu
kurum ve kuruluşlarına araç kiralayan bir firma olduğunu, söz konusu aracın da Konya Meram Belediyesi’nde kiralık olarak bulunduğunu, aracın kullanılamadığı süreçte müvekkili şirket tarafından belediyeye farklı bir araç tahsis edildiğini, müvekkili şirketin bu nedenle zarara uğradığını, aracın tamir süresinin uzamasının servisin yedek parça siparişinin yurt dışından gelmesi olduğunu, müvekkili şirketin bu konuda bir kusurunun olmadığını ve mağdur olduğunu, müvekkili şirketin zararının davalıdan tazmin edilmesi gerektiğini belirterek; ilerde alacaklarını artırma hakları saklı kalmak üzere, 200,00 TL araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybı alacağının arabulucuğa başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu kaza ile ilgili araç onarımının
davacı, sigorta şirketi ve dava dışı bayi ile yürütüldüğünü, müvekkili şirketin olaya hiçbir
şekilde dahli olmadığını, bayiliklerin her birisinin kendi tüzel kişilikleri olduğunu ve kendi
namlarına ticari faaliyette bulunduklarını, müvekkili şirketin servislere hiçbir dahli
bulunmadığını, müvekkili şirketin Türkiye çapında 60’ın üzerinde yetkili servisi
bulunduğunu, her gün birçok aracın bu servislere giderek farklı hizmetler aldığını, aracın
serviste kaldığı sürenin kazadan kaynaklandığını, aracın ayıplı olmasından kaynaklanan bir
durum olmadığını, onarımı veya değişimi gereken her parça için eksper onayı
beklendiğinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, tamir süresinin gecikmesinde
kendilerinin bir kabahati olamayacağını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacıya ait aracın onarımının ne kadar sürdüğü, onarım süresinin makul olup olmadığı, aracın ortalama ne kadar süre içinde onarılabileceği, makul onarım süresi aşılmış ise bu durumdan davalının sorumlu olup olmadığı, onarım süresinin aşılması nedeniyle davacının kar mahrumiyeti yaşayıp yaşamadığı, varsa mahrumiyet tutarının ne kadar olduğu, oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmadığı ve davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarından ibarettir.
Davacı, aracın onarımının makul süre içinde yapılmaması nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek oluşan zararın tahsilini istemiş, davalı ise davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasında, aracın onarımının dava dışı … Otomotiv … A.Ş. tarafından yapıldığı noktasında bir uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık varsa gecikmeden doğan zarardan davalının ithalatçı/üretici/bayilik veren sıfatıyla dava dışı … … A.Ş. ile birlikte sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı ile dava dışı … … A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin incelenmesinde, taraflar arasında acentelik ilişkisinin bulunmadığı, sözleşmenin 1.2. maddesi ile bu husususun açıkça hükme bağlandığı, sözleşme ile davalı yedek parça, aksesuar vb. tedarik etmeyi üstelendiği, dava dışı … … A.Ş.’nin de satış, pazarlama, tamirat ve bakım işlerini kendi nam ve hesabına yapmayı üstlendiği, bu kapsamda dava dışı … … A.Ş.’nin acente, davalının ise müvekkil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla … … A.Ş.’nin eylem ve fiillerinden davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği hükümleri uyarınca davalının dava dışı … … A.Ş. ile birlikte oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu iddia etmiştir.
Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 58 inci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. 6502 sayılı yasanın 1. maddesine göre; Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Aynı yasanın 2. maddesine göre; Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Yine 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Anılan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; yasa ve yönetmelik hükümlerinin salt tüketici işlemi niteliğine haiz ilişkilere uygulanacağı açıktır. Somut olayda ise taraflar tacir olup, tüketici sıfatına haiz olmadıklarından, diğer ifadeyle taraflar arasında tüketici işlemi niteliğine haiz herhangi bir ilişki bulunmadığından eldeki uyuşmazlığa anılan yönetmelik hükümlerinin uygulanması, varsa oluşan zarardan yönetmelik hükümleri uyarınca davalının sorumlu olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı … … A.Ş. arasında davacıya ait aracının onarımının yapılmasına yönelik eser sözleşmesi niteliğine haiz akdi ilişki bulunduğu, … … A.Ş. ile davalı arasında acentelik ilişkisinin bulunmadığı, yine tarafların tacir sıfatına haiz oldukları ve aralarındaki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde olmadığı, dolayısıyla Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği hükümlerinin eldeki uyuşmazlığa uygulanmasının mümkün olmadığı, bu kapsamda davacının aralarında herhangi bir akdi ilişki bulunmayan davalıya husumet yöneltmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın, mahsubu ile bakiye 99,20 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle suçüstü ödeneğinden karşılanan 3.200,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 7/2 maddesine göre tayin ve taktir olunan 32,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2023
Katip Hakim
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.