Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/611 E. 2023/48 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : ÖZEL DENETÇİ ATANMASI
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili 09/09/2022 tarihli dilekçesiyle; davacıların davalı şirketin ortağı olup azınlık hisseye sahip olduklarını, davalı şirketin çoğunluk hissesine sahip olanların ise uzun yıllardır şirket yönetimini oluşturduklarını, taraflar arasında şirket yönetiminden kaynaklanan çok sayıda davalar bulunduğunu, şirket genel kurul toplantılarının zamanında yapılmadığını, şirket gelirlerinin gerçeğe uygun olarak şirket ticari defterlerine işlenmediğini, şirketin keyfi yönetildiğini, davalı şirketin yapılan 28/03/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında da davalı şirkete özel denetçi atanması için talepte bulunmalarına rağmen taleplerinin genel kurulda reddedildiğini, özel denetçi atanmasına ilişkin şartların oluştuğunu beyan ederek, davalı şirketin gelirlerinin kayıt dışı tutulup tutulmadığı, şirkete ait dükkan kira gelirlerinin kayıtlara işlenip işlenmediği, hem otel hem de dükkanlar yönünden ikiz sözleşmeler yapılarak gelirlerin resmiyette çok düşük gösterilmek suretiyle devletin ve ortakların zarara uğratılıp uğratılmadığı konusunda özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Davacılar tarafından davalı şirkete ait 28/03/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı sureti ile taraflar arasındaki diğer dava dosyalarından alınan bilirkişi raporları suretleri dosyamıza sunulmuş, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirkete ait ilgili belge suretleri getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “anonim şirkete özel denetçi atanması” davasıdır.
Somut olayda ; davacılar genel kurul toplantısında taleplerinin reddedilmesi üzerine mahkemeden davalı şirkete özel denetçi atanmasını istemişlerdir.
Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de, duruşma açılmış, her iki taraf vekilleri duruşmada dinlenilmiştir.
6102 s. TTK’nin 438. maddesine göre, “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.”
Madde gerekçesine göre, “…Paysahibinin genel kurulda özel denetim talebini yapabilmesi için gündemde bu konuda madde bulunması şart değildir… Talebin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, paysahibinin bu öneriyi yapabilmesi bir önşarta ve bazı maddî şartların varlığına bağlanmıştır. Maddî şartlar bir anlamda gereklilik şartlarıdır. Önşart, özel denetim istenen konuda, bilgi alma veya inceleme hakkının kullanılmış olmasıdır. Bu şartın gerçekleştiği genel kurul tutanağıyla ispatlanır (m. 422). Önşart özel denetimi bilgi alma hakkına bağlamakla, iki kurumun birlikte yorumunu gerekli duruma getirmektedir. Önşart, bilgi vermenin baştan savarcasına yapılmasını da önlemek amacına yöneliktir. Birinci maddî şart, özel denetimin paysahipliği haklarının, özellikle oy hakkının kullanımı yönünden gerekli olmasıdır. Başka bir deyişle, paysahibinin bu öneriyi yapabilmesi için, oyunu kullanabilmesi yönünden bilgi alması gerekli olmalıdır. Bu bağlantı ile şirket dışı menfaat sağlamak, bir kararı önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak özel denetim kurumun kötüye kullanılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. İkinci şart, özel denetimin konusunu belirli olayların oluşturmasıdır. “Belirli” ile, belli türde, nitelikte ve önemde olay kastedilmemiştir. “Belirli”, olay bağlamında tanımlanabilen, içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir. Belirli konu şirketin herhangi bir işi, işlemi, kararı, finansal durumu, finansman ihtiyacı, hakim şirketin (işletmenin) kararları veya şirkete verdiği kayıplar olabilir… Özel denetim talebinde sadece paysahibi bulunabilir. İntifa hakkı ve tahvil sahibine ve alacaklılara bu hak tanınmamıştır… Bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış paysahibi ile özel denetim isteyen paysahibinin aynı kişi olması zorunlu değildir; ancak konu aynı olmalıdır. Genel kurulda bu konuda talepte bulunma, mahkemeye başvuru için tüketilmesi gerekli bir aşamadır… Mahkeme, şartların mevcut olup olmadığını inceleyerek kararını verir. Hükmün lafzına göre, incelemenin dosya üzerinden yapılması gerekir. Talebin bir eda davası şeklinde ileri sürülmesine ve mahkemenin tarafları dinlemek istemesine engel bulunmamakla birlikte, zorunluğun kurumun amacı ile bağdaşmayabileceği düşünülmektedir.”
6102 s. TTK’nin 439. maddesine göre de, “(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.”
Madde gerekçesine göre, “…Üç aylık süre hak düşürücüdür… Mahkemenin, azlığın talebi üzerine özel denetçi atayabilmesi için, 438 inci maddedeki şartların somut olayda varolup olmadıklarını incelemesi yanında, ikinci fıkrada yer alan şartı da araması gerekir. Söz konusu ek şart, kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle şirketin veya paysahiplerinin zarara uğratılmış olmasıdır. İhlâl anonim şirketler hukukunun yazısız kurallarına aykırılığı da kapsar. Bu ek şartın usul hukuku anlamında muteber delillerle ispatı şart koşulmamış, ikna edici olgularla veya inandırıcı bir şekilde ortaya konulması yeterli görülmüştür. Zarar ile borçlar hukuku anlamında malvarlığı eksilmesi kastedilmiştir.”
6102 s. TTK’nin 440. maddesine göre ise, “(1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
(2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.”
Madde gerekçesine göre, “Mahkeme kararını vermeden dilekçe sahibini (sahiplerini) dinlemek zorunda olduğu gibi bütün maddî ve şekli şartları da aramakla yükümlüdür. “İkna edici” olma şartı burada değerlendirilir. Mahkeme meslekî bilgi ve deneyimine göre “ikna edici” olma unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğine karar verir. Mahkemenin talebi yerinde görmesi durumunda, talep çerçevesinde özel denetimin konusunun belirlemesi zorunludur.”
Her ne kadar davacılar tarafından davalı Anonim Şirket’e özel denetçi tayin edilmesi istenilmiş ise de; yukarıda yazıldığı gibi genel kurulda talepte bulunmadan önce özel denetçi atanması istenilen konuda bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin dava şartı yerine getirilmediğinden davacıların davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, bu dava şartı eksik olduğundan diğer şartların incelenmesine ve değerlendirilmesine usul ekonomisi gereğince gerek görülmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacıların davasının özel dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL. maktu ret karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL. harcın mahsubu ile kalan 99,20 TL. harcın davacılardan (eşit oranda) alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacılar avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekilleri için 9.200 TL. maktu vekalet ücretinin davacılardan (eşit oranda) alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacılara (eşit oranda) iadesine,
Dair ; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, 6102 s. TTK’nin 440/2. maddesi gereğince kesin olarak ve oy birliğiyle karar verildi. 01/02/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …