Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/603 E. 2022/513 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …. E. – …. K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO : ….
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … …. UETS
DAVALILAR : 1- ….
VEKİLLERİ : Av. ….UETS
2- ….
3- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … – Av. … – …. – [….] UETS
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : ….
KARAR TARİHİ : ….
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ….

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı … Belediyesi vekili 15/06/2005 havale tarihli dilekçesiyle; davalılar ve … aleyhine alacak davası açarak, 1005 nolu gişede yapılan denetimler sonucu Elkart sistemi ile ilgili olarak 850.974 TL. tutarında Elkart bilet kredi satışlarını aşan miktarda satış yapıldığının belediye müfettişlerince tespit edildiğini, davalılardan …..nin Elkart sisteminin işletilmesi ihalesini alan ve bu sistemin güvenliğinden sorumlu olan şirket olduğunu, sözleşmenin 11. maddesi, idari şartnamenin 18. maddesi ve teknik şartnamenin 15. maddesi gereğince sistemin güvenliğinden …..nin sorumlu olduğunu, bu şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı belediyenin zarara uğradığını, diğer davalıların 1005 nolu gişeyi işlettiklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı belediyenin zarara uğratılması nedeniyle 5.000 TL. ile sözleşmenin 11. maddesine ilişkin cezai şarttan doğan 5.000 TL. olmak üzere toplam 10.000 TL. alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasında davalılardan ….. tarafından iş bölümü itirazında bulunulmuş, mahkemenin iş bölümü itirazını kabul etmesi üzerine Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/03/2006 gün ve …. E. …. K. sayılı ilamı ile iş bölümü (görev) itirazının kabulü ile dosyanın Konya Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme işleminin gecikmesi üzerine Mahkememizin uyarısı ile dosya Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş ve Mahkememizin …. E. sırasına kaydedilmiştir. Gönderme kararı sonrası dosya Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sırasına kaydedilmiş, Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 gün ve …. E. …. K. sayılı kararı ile davanın mahkememizin …. E. sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin …. E. sayılı birleşmiş haldeki 3 davasının yapılan yargılaması sonunda Mahkememizin 16/09/2019 gün ve …. E. …. K. sayılı ilamı ile davacının Mahkememizin …. E. sayılı davasının derdestlik gereğince açılmamış sayılmasına, birleşen Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı davası ile birleşen Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Konya BAM ….. HD’nin 24/05/2022 gün ve …. E. …. K. sayılı ilamı ile, Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasında verilen iş bölümü gereğince gönderme kararının görevli mahkemeye gönderilmesi için 6762 s. mülga TTK’nın 5. maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizliğe ilişkin usul hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre tarafların gönderme konusunda süresinde talebinin bulunmasının gerektiği, böyle bir talep olmadan dosyanın gönderilmesi karşısında davanın açılmamış sayılmasının gerektiği gerekçesiyle Mahkememizin kararı kaldırılarak dosya tekrar Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin …. E. sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin …. E. sayılı davasının ilk duruşmasında birleşen davalardan Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı davasının tefriki ile ayrı bir esas sırasına kaydına karar verilmiş ve tefrik edilen (öncesi Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı olan) dava Mahkememizin …. E. sırasına kaydedilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiği;
Dava, “alacak” davasıdır.
Yargıtay HGK’nin 23.06.2010 gün ve 2010/15-310 E. 2010/345 K. sayılı emsal içtihadına göre, “1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 193. maddesi; “Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır. Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Kanunda belirtilen ayrık hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
Bu itibarla, görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında “dava dosyasının talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesine” karar vermekle yetinir. Dava dosyasını resen görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için, davacının 10 gün içinde görevli (yada görevsizlik kararı veren) mahkemeye başvurarak davalıya tebligat yaptırması gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılır.
Görevli mahkemeye başvurmak için öngörülen “10 günlük süre” hak düşürücü nitelikte bir süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvuru bir tahrik dilekçesi ile veya tebligat masrafını yatırarak olur. Bu dilekçe için bir şekil öngörülmemiştir. Bu dilekçe bir dava dilekçesi değildir. Dilekçede, davanın görevli mahkemede görülmesi için gerekli işlemlerin yapılması istenir. Sözü edilen 10 günlük başvuru süresi içinde görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvurarak, karşı tarafa yapılacak tebligat giderinin ve varsa dosya gönderme masrafının ödenmesi gerekli ve yeterlidir.
Dava dosyasını alan görevli mahkeme, ilk olarak, 10 günlük süre içinde görevli (veya görevsiz) mahkemeye başvurulmuş olup olmadığını re’sen inceler. Mahkeme, 10 gün içinde başvurulmadığını tespit ederse, başkaca bir işlem yapmadan, kendiliğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verir. Süresinde başvurulduğunu tespit ederse de yargılamayı sürdürür.”

Dava (15/06/2005) tarihi ve ilk gönderme (27/03/2006) tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 s. mülga TTK’nin 5. maddesine göre, “Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.
Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
İkinci fıkrada yazılı hallerde, munhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbikı gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmıyan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez.
Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.”
Yine aynı tarihler itibariyle, yürürlükte bulunan 1086 s. mülga HUMK’un 193. maddesine göre de, “Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur.
Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir.
Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Kanunda belirtilen ayrık hükümler saklıdır.”
Dosyanın incelenmesinde, Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalı tarafın görev (iş bölümü) itirazının kabul edilerek 27/03/2006 gün ve …. E. …. K. sayılı ilamı ile davacı vekili, davalı …. vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı dosyanın görevli ve yetkili Konya Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği ancak, davacı tarafından süresi içerisinde dosyanın Konya Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi konusunda tarafın bir talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nin 24/05/2006 gün ve 2006/19-258 E. 2006/313 K. sayılı emsal içtihadına göre de, “6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 nci maddesinde genel hükümlerden ayrık olarak yapılan düzenleme ile, Asliye Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü niteliğinde kabul edilmiş; münhasıran iki tarafın arzusuna tabi bulunmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediğinin yalnız ilk itiraz olarak öne sürülebileceği; itirazın varit görülmesi halinde, dosyanın gönderildiği mahkemenin davaya bakmaya mecbur olduğu, ticari bir davanın hukuk mahkemesinde, ticari olmayan bir davanın Ticaret mahkemesinde görülmesinin hükmün bozulması için yalnız başına kâfi bir sebep teşkil etmeyeceği belirtilmiş; anılan maddenin son fıkrasında “Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi olduğu müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur” denilmek suretiyle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193 üncü maddesine yollamada bulunulmuştur.
Görevsizlik ve yetkisizlik kararlarıyla ilgili olarak, davanın görevli ya da yetkili mahkemede yürütülmesine ilişkin usul işlemlerini ve bunların süresini düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3 ncü maddesinde “Her iki halde, karara karşı temyiz süresinin sona erdiği veya Yargıtayın onama kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağırı kağıdı tebliği ettirilmesi gerekir.” Hükmü öngörülmüştür.
Önemle vurgulanmalıdır ki, görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle davanın reddi halinde yapılacak işleme ve bunların tabi oldukları sürelere dair usul hükümleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 5 nci maddesinin son fıkrası gereğince işbölümünden kaynaklanan gönderme kararlarında kıyas yoluyla uygulanırken; gönderme kararlarının, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarından farklı özelliklerinin göz önünde bulundurulması zorunludur.

Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.04.1967 gün 12/3 sayılı ve 11.10.1976 gün 5/5 sayılı kararlarında; Türk Ticaret Kanunu’nun 5 nci maddesine göre ileri sürülen iş sahası ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine, işe görevli mahkemede bakılabilmesi için yapılacak usulü işlemleri süre yönünden sınırlamış olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3 ncü maddesindeki on günlük sürenin hangi tarihte başlaması gerektiğinin tespitinde, gönderme kararlarının özelliklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği, ilke olarak benimsenmiştir.
Anılan İçtihatlarda, gönderme kararlarının verildikleri anda kesin oldukları vurgulandıktan sonra, nihai nitelikte olmalarına karşın müstakilen temyiz edilemeyip esası halleden hükümle beraber temyiz edilebilecekleri belirtilmiş; 24.04.1967 gün ve 12/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, gönderme kararlarının nitelikleriyle bağdaşmayacak şekilde masraf ve avukatlık ücretine hükmolunması halinde, kararın salt bu kısmının temyiz olunabileceği ve bu halde kararla birlikte yalnızca temyiz ve cevap dilekçesinin Yargıtay’a gönderileceği, dosyanın da karar gereği görevli mahkemeye tevdi edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yine, 11.10.1976 gün ve 5/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, gönderme kararının az yukarıda sayılan özellikleri göz önünde tutularak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3 ncü maddesinde öngörülen 10 günlük sürenin, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim olunan kararlarda kararın verildiği, gıyapta verilen kararlarda ise kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi sorunun çözümünde; gönderme kararlarının, yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına konu edilen ve özellikle, verildikleri anda kesin olma niteliğinin göz önünde bulundurulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu haliyle, temyizi kabil kararlar için öngörülen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 161/1 inci maddesindeki “Müddet gün olarak tayin edilmiş ise tefhim veya tebliğ edildiği gün hesaba katılmaz” hükmünün; gönderme kararı üzerine 10 günlük başvurma süresinin hesabında uygulanması olanaklı değildir.
Aksi düşünce, gönderme kararlarının niteliğine uygun olmadığı gibi, yasa koyucunun ticari işlerde süratin sağlanmasına yönelik amacına da aykırıdır.
Şu hale göre; işbölümü ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında yazılı 10 günlük sürenin hesabında, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim edilen kararlarda, kararın verildiği günün nazara alınacağı; bir başka ifadeyle, 10 günlük yasal sürenin, gönderme kararının verildiği gün başlayacağında kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.”
Yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nin emsal içtihadında belirtildiği üzere, gönderme kararı verildiği anda kesin olup, yüze karşı verilen (tefhim edilen) kararın verildiği günden itibaren 10 günlük hak düşürücü süre içerisinde davacının dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini istemesi gerekirken hiçbir talebinin olmadığı 10 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği, yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nin emsal 23.06.2010 gün ve 2010/15-310 E. 2010/345 K. sayılı emsal içtihadına göre de davanın bu şekilde talep olmadan gönderildiği mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Bu dosyada davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,

5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (ve dava değerinin 10.000 TL. olduğunun kabulü ile) vekille temsil edilen davalılar vekilleri için 9.200 TL. nispi vekalet ücretinin davacı …’sinden alınarak davalılar ….. ile …’ya (eşit oranda) verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,

Dair ; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸ ¸ ¸ ¸
¸