Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/590 E. 2023/635 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

MÜTEVEFFA :
DAVACILAR : 1-
: 2-
: 3-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 09/11/2017 tarihinde …’nın sürücülüğünü yaptığını, müteveffa …’nın yolcu olarak bulunduğu plakasız motosiklet ile …’un kullandığını, …’a ait … plaka sayılı tır ve … plaka sayılı dorsenin Adana Çevre Yolu üzerinde seyir halinde iken, yan yana seyrettikleri sırada, …’un kullandığı tırın motosikletin yanından motosikletin yolda sıkışacağı şekilde geçmesi sonucu direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü … BTM ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, yolcu …’nın ise kaldırıldığı Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 17/11/2017 tarihinde vefat ettiğini, soruşturma aşamasında tarafların kusur durumları ile ilgili olarak trafik bilirkişinden kusur raporu aldırıldığını, yine Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasından aldırılan Ankara ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 22/10/2018 tarih ve … sayılı raporunda motosiklet sürücüsü …’nın kendi yaralanması ve arkasındaki yolcunun ölümünde alt düzeyde tali kusurlu olduğu, olay mahallinde geriden gelerek …’nın sevk ve idaresindeki motosikleti sol yandan sıkıştıran çekici sürücüsü …’un asli kusurlu olduğu ve müteveffa yolcu …’nın kendi ölümünde alt düzeyde tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davalılar motosiklet sürücüsü …, tır sürücüsü … ve tır maliki … aleyhinde maddi ve manevi tazminat davasının açıldığını, bu esnada yeni bir delil ortaya çıktığı iddiası üzerine Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile yeniden yargılama yapılmış ve kazaya karışan tırın sanık …’a ait olmadığı gerekçesi ile sanık …’un beraatine karar verildiğini, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı beraat kararının kesinleşmesi üzerine Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/12/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile davalılar … ve … hakkındaki davanın reddine karar verildiğini, davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının ise … Esasında devam ettiğini, bu durumda …’nın ölümü ile sonuçlanan trafik kazasına karışan tır tespit edilemediğinden, olay faili meçhul olarak kalmıştır. … yapılan müracaatımız, kazaya karışan … plakalı aracın … poliçe numarası ile … Sigorta A.Ş. tarafından aynı kazadaki başkaca kazazede için tazminat ödendiği gerekçesi ile reddedildiğini, zorunlu dava şartı olan arabuluculuk müracaatından da netice alınamadığını belirterek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müteveffa … T.C. kimlik nolu …’nın kızı … T.C. kimlik numaralı 18/06/2016 doğumlu … için 1.000,00 TL., annesi … için 500,00 TL., babası … için 500,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecekü faiziyle birlikte davalı … tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranı ve teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, kazaya yaya olarak kaşına ve vefat eden davacıların desteğinin kusur durumunun araştırılmasının gerektiğini, … plaka sayılı aracın geçerli bir poliçesinin bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğu yönünden iddia edilen kusurlu hali ve kusur oranını kabul etmediklerini, davacının avans faizi isteminin haksız olduğunu belirterek; davanın usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar, davaya konu trafik kazası neticesinde desteklerinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur.
Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1. maddesine göre; Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak; a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için, ç) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedenselzararlar için, d) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedenselzararlar için başvurulabilir.
Konya . Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E … K sayılı kararına karşı yeniden yargılama isteminde bulunulması üzerine Konya . Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/03/2021 tarihli … E … K sayılı ilamıyla kazaya karışan tırın … plakalı araç olmadığı belirlenerek bu araç sürücüsünün üzerine atılı suçtan beraatine karar verilmiştir. Dolayısıyla … Yönetmeliği’nin 9/1-a. maddesi uyarınca somut olayda davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından aldırılan 22/10/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda, sürücü …’nın tali kusurlu olduğu, plaka tespit edilemeyen TIR sürücüsünün asli kusurlu olduğu, müteveffa …’nın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 20/11/2022 tarihli Adli Trafik Bilirkişisi raporu ile, faili meçhul sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen Tır’ın bu kazanın oluşumunda %70 (yüzde yetmiş) oranında kural ihlalinin olduğu, tescilsiz … Marka Motosiklet Sürücüsü …’ ise % 20 (yüzde yirmi) oranında kural ihlalinin olduğu, yolcu Müteveffa …’ ise bu kazada yine aynı kanunun %10 (yüzde on) oranında kural ihlalinin olduğu belirtilmiştir.
Taraflarca 20/11/2022 tarihli rapora karşı itiraz üzerine aldırılan aldırılan 30/01/2023 tarihli Adli Trafik Bilirkişisi ek raporu ile, faili meçhul sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen Tır’ın bu kazanın oluşumunda %70 (yüzde yetmiş) oranında kural ihlalinin olduğu, tescilsiz … Marka Motosiklet Sürücüsü …’ ise % 30 (yüzde yirmi) oranında kural ihlalinin olduğu, yolcu Müteveffa …’ ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce, 20/11/2022 tarihli ve 30/01/2023 tarihli raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi yönüyle aldırılan Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinin düzenlediği 18/03/2023 tarihli raporu ile, … plaka sayılı TIR ( Çekici+Dorse) sürücüsü …’ un 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 54/a-3 maddesini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda%70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, tescilsiz motosiklet sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 55/a-b maddelerini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’ nın kural ihlalinin olmadığı belirtilmiştir.
18/03/2023 tarihli raporda kazaya karışan aracın … plakalı araç olduğu kabul edilerek rapor tanzim edildiğinden, aynı heyetten kazaya karışan aracın belirlenemediği kabul edilerek ek rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Bu kapsamda Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinin düzenlediği 20/07/2023 tarihli ek raporu ile, plakası tespit edilemeyen ve faili meçhul TIR ( Çekici+Dorse) sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 54/a-3 maddesini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda%70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, tescilsiz motosiklet sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 55/a-b maddelerini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’ nın kural ihlalinin olmadığı belirtilmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinin düzenlediği 20/07/2023 tarihli ek raporu ile mevcut raporlar arasındaki çelişkilerin giderildiği ve dolayısıyla plakası tespit edilemeyen aracın kazanın oluşumunda % 70 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Aktüer bilirkişisi düzenlemiş olduğu 15/08/2023 tarihli bilirkişi raporu ile dava dışı …’ın destek zararının 9.676,32 TL, davacı …’nın destek zararının 522.893,72 TL, davacı …’nın destek zararının 107.089,34 TL ve davacı …’nın destek zararının 148.992,87 TL olduğu belirlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda desteğin kaza esnasında kaskının takılı olmadığı17/11/2017 tarihli ölü muayene tutanağındaki desteğin kafa kemiklerinde kırıkların bulunduğuna yönelik tespit dikkate alındığında oluşan zarardan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Her bir hak sahibinin destek zararından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında dava dışı …’ın destek zararının 7.741,05 TL, davacı …’nın destek zararının 418.314,97 TL, davacı …’nın destek zararının 85.671,47 TL ve davacı …’nın destek zararının 119.194,29 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı … sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup, toplam zarar poliçe limitinin üzerinde olduğundan garame hesabı yapılması gerekir. Garame hesabı sonrasında davacı …’nın talep edebileceği destek tazminatının 218.797,23 418.314,97 TL, davacı …’nın talep edebileceği destek tazminatının 44.809,97 TL ve davacı …’nın talep edebileceği destek tazminatının 62.343,89 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı vekili, 18/09/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatının 218.797,23 TL’ye, …’nın destekten yoksun kalma tazminatının 44.809,97 TL’ye, …’nın destekten yoksun kalma tazminatının 62.343,89 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında desteğin herhangi bir kusurunun olmadığı, kazaya karışan aracın plakasının tespit edilememesi nedeniyle oluşan zarardan davalı … sorumlu olduğu, ancak … sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğu, dolayısıyla garame hesabı sonrasında davacı …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 218.797,23 TL, …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 44.809,97 TL, …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 62.343,89 TL olduğu sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI …’NIN DAVASININ KABULÜ ile, 218.797,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
2-DAVACI …’NIN DAVASININ KABULÜ ile, 44.809,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
3-DAVACI …’NIN DAVASININ KABULÜ ile, 62.343,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
4-Alınması gereken 22.265,71 karar ve ilam harcından, peşin ve ıslahla birlikte alınan 1.187,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.078,56 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.560 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.267,85 TL harç gideri ve 6.599,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 7.866,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara (eşit oranda) VERİLMESİNE,
7-Davacı …, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 34.819,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
8-Davacı …, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
9-Davacı …, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya VERİLMESİNE,
10-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.