Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/582 E. 2022/511 K. 01.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA ….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …. E. – …. K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : KONYA TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ-Vatan Cd. No:1 Selçuklu/KONYA
DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …) – ….(Tebligat Kanunu’nun 25/A maddesi gereğince tebligat yapılacaktır.)
2- … – (T.C. Kimlik No: …) – ….
3- … – (T.C. Kimlik No: …) – …
4- … – (T.C. Kimlik No: …) – …
5- … – (T.C. Kimlik No: …) – …
6- … – ….
DAVA : TASFİYE MEMURU TAYİNİ
DAVA TARİHİ : ….
KARAR TARİHİ : ….
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ….

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı … Müdürlüğü 25/08/2022 tarihli dilekçesiyle; davalılardan …. aleyhine açılan dava sonunda, Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2010 gün ve …. E. …. K. sayılı ilamı ile bu şirketin feshine karar verildiğini ancak, tasfiye memuru atanmadığını, verilen kararın kesinleştiğini, aynı mahkemenin söz konusu kararın infazını Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden istediğini, kararda tasfiye memuru atanmamış olmaması nedeniyle kararın infazının yapılamadığını, feshine karar verilen davalı şirket yönetim kurulu üyelerine tasfiye memuru belirleyip, tescil ve ilan ettirmeleri için TTK’nın 33. maddesi gereğince ihtarname gönderildiğini ancak, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin TTK’nın 33. maddesindeki şartların oluşmadığı, tasfiye memuru belirleyemeyecekleri ve tescil isteminde bulunamayacaklarına dair itiraz dilekçesi gönderdiklerini beyan ederek, feshine karar verilen davalılardan …..’nin tasfiye prosedürünü yürütecek ve süreç sonunda şirket kaydının Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden silinmesini talep edecek tasfiye memuru veya memurlarının atanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. …. K. sayılı kesinleşmiş ilam sureti dosyamıza getirtilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tasfiye Memuru Tayini” davasıdır.

Somut olayda ; Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2010 gün ve …. E. ….. sayılı ilamı ile davacı ….’nın açtığı dava sonunda, davalı ….’nin (mülga) TTK’nın 435. maddesi gereğince feshine karar verildiği, fesih kararı ile birlikte tasfiye memuru atanmadığı, verilen kararın temyiz edilmemesi üzerine 30/06/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı … Müdürlüğü tarafından 6102 s. TTK’nın 33. maddesi gereğince işlem yapılmış ise de, 6102 s. TTK’nin 33. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36. maddeleri gereğince tescile davet ve icbar uygulamasının şartları oluşmadığı gibi, Mahkememizdeki bu dava, tescile icbar davası da değildir. Her ne kadar dava dilekçesinin talep kısmında, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi 6102 s. TTK’nın 33/3 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36/2. maddesi gereğince talep edilmiş ise de, dava tescile icbar davası olmayıp, tasfiye memuru atanması davası olduğundan, bu davanın yasal dayanağının da 6102 s. TTK’nın 33. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 36. maddelerinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesinde de belirtildiği üzere, hâkimin bir davaya uygulanacak hukuku re’sen tespit görevi bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, maddi vakıaları dile getirmek tarafa, hukuki vasıflandırma ise hâkime ait bir görevdir. Mahkememizce dava tasfiye memuru tayini davası olarak vasıflandırılmıştır.
Davanın, tasfiye memuru tayini davası olarak vasıflandırılması karşısında; bu davayı açma hakkının, tasfiyesine karar verilen ve henüz tüzel kişiliği devam eden şirket ile bu şirketin yönetim kurulu üyelerine ve ayrıca fesih davası açan ….’na (T.C. ….’na) ait olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün önceki fesih davasında taraf sıfatının bulunmadığı gibi, ek dava niteliğinde olan tasfiye memuru tayini davasında da Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün herhangi bir taraf sıfatının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Yargıtay 3. HD.nin 21.02.2017 gün ve 2016/13540 E. 2017/1715 K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, “davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır… Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., İstanbul 2001, s. 1157 vd.).”
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … Müdürlüğü’nün bu davada aktif husumet ehliyetinin (taraf sıfatının) bulunmadığı belirlenmiş, bu hususun her aşamada ve re’sen nazara alınması gereken hukuki bir durum olduğu anlaşılmış olduğundan, davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu ret karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara re’sen tebliğine,

5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,

Dair ; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 01/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸ ¸ ¸ ¸
¸