Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/567 E. 2022/553 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
FERİ MÜDAHİL OLMAK
İSTEYEN :
VEKİLLERİ:
DAVA : ANONİM ŞİRKET OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNA ÇAĞRI İZNİ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 15/08/2022 tarihli dilekçesiyle; davacının davalı şirketin ortaklarından olduğunu, diğer ortağın … olduğunu, davacının çoğunluk hissesine sahip olmasına rağmen şirketin fiilen … tarafından yönetildiğini, … ile davacı şirket yetkilileri arasında ciddi bir diyalog eksikliği olduğunu, davalı şirketin … tarafından kötü yönetildiğini, aşırı borçlandırıldığını, şirkete ait bilgi ve belgelerin davacı şirkete verilmediğini, şifahi olarak genel kurul toplantısı yapma taleplerinin de kabul edilmediğini, gönderilen ihtarnamelere rağmen de genel kurul toplantısı yapılmadığını beyan ederek, davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapılmasına izin verilmesini ve bu işlemleri yapmak üzere bir kayyım tayin edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı vekilinin talebi üzerine dava duruşmalı olarak görülmüştür.
Davalı vekili, davanın öncelikle hukuki yarar ve yönetim kurulundan talepte bulunmaya ilişkin diğer dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi takdirde davanın esastan reddini istemiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Anonim Şirket Olağanüstü Genel Kuruluna Çağrı İzni” davasıdır.
6102 s. TTK’nın 411/1. maddesine göre, “Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir.
6102 s. TTK.’nin 412. maddesine göre de, “(1) Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.”
Somut olayda; Her ne kadar davalı şirket münferit yetkili temsilcisi ve ortaklarından … tarafından fer’i müdahale talebinde bulunulmuş ise de, …’in davalı şirketin temsilcilerinden olması nedeniyle fer’i müdahale talebi reddedilmiştir.
Davada çözülmesi gereken asıl sorun, davacının bu davaya açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve yönetim kurulundan talepte bulunmaya ilişkin diğer dava şartının yerine getirip getirilmediği sorunudur.
Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre; davacı şirketin ortaklarının %71 hisse ile davacı şirket ve %29 hisse ile dava dışı … olduğu, … ile …’in 02/03/2022 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle davalı şirket münferit yetkili temsilcileri olarak atandıkları anlaşılmıştır.
Ayrıca davacının sunduğu belgelerden, davacı şirketin ortaklarının …, … ve … olduğu, yine … ile …’in davacı şirketin de 30/06/2004 tarihinden (ve görev uzatma tarihi olan 05/11/2021 tarihinden) itibaren 05/11/2071 tarihine kadar 50 yıl süreyle münferit yetkili temsilci olarak atandıkları anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından, davalı şirketin yönetim kurulundan şifahi olarak genel kurul toplantısı yapılması istenildiği iddia edilmiş ise de; bu husus davacı tarafından ispatlanamamış, yönetim kurulunun kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak toplantıya çağrılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yine davacı tarafından, hakim ortak olmalarına rağmen ticari defter ve belgelerin kendilerine gösterilmediği iddia edilmiş ise de; 6102 s. TTK.’nin 392. maddesi gereğince, şirket ortağı olarak veya yönetim kurulu başkanı olarak mahkeme kararı ile istenilen ticari defter ve belgelere ulaşılması mümkün görüldüğünden bu yöndeki iddialar da yerinde görülmemiştir.
Davacının 6102 s. TTK.’nin 411. maddesi gereğince davalı şirketin (diğer) yönetim kurulu üyesinden genel kurul toplantısı yapılması hususunda noter kanalıyla ihtarname ile talepte bulunulması gerekirken, ihtarname yönetim kurulu üyesine değil, doğrudan davalı şirkete gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin münferit yetkili temsilcilerinden …’ın aynı zamanda davalı şirketin de münferit yetkili temsilcilerinden olması, öncelikle davalı şirket yönetim kurulu münferit yetkili temsilcilerinden … tarafından, davalı şirket yönetim kurulunun usulünce yönetim kurulu toplantısına davet edilmesi, yasa ve ana sözleşmelere uygun olarak yönetim kurulu kararı alınması, karar alındığı takdirde münferit yetkili temsilci olarak … tarafından davalı şirketin genel kurulu toplantısının yapılması mümkün görüldüğünden davacının bu davada hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı şirket yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması veya toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması halinde ise, 6102 s. TTK.’nin 410. maddesine göre mahkemeden gerekli iznin istenilmesi ya da 411 ve 412. maddesine göre yönetim kurulundan (davalı şirket diğer yönetim kurulu münferit yetkili üyesi …’ten) genel kurul toplantısı yapılması konusunda noter aracılığıyla talepte bulunulduktan sonra 7 iş günü içerisinde toplantı yapılmazsa mahkemeden izin alınması gerekirken, noter ihtarnamesinin davalı şirket yönetim kurulu (münferit yetkili) üyesi …’e değil doğrudan davalı şirkete gönderilmesi nedeniyle de 6102 s. TTK.’nin 411. maddesindeki yönetim kurulundan talepte bulunulmaya ilişkin dava şartının da eksik olduğu sonucuna varılmıştır.
Gerek hukuki yarar dava şartı, gerekse 6102 s. TTK.’nın 411. maddesi gereğince yönetim kurulundan talepte bulunulmaya ilişkin dava şartı bulunmadığından, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir masraf tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili için 9.200 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından davalı şirketin temsiline ilişkin olarak sunulan belge aslının mahkeme emanetinden çıkartılarak, bu dosyamız arasına konulmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı şirket vekili ve temsilcilerinden … ile davalı şirket vekili ve temsilcilerinden …’in yüzüne karşı, 6102 s. TTK’nin 412. maddesi gereğince kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2022

Başkan Üye Üye Katip