Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/544 E. 2023/422 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 11.05.2022 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki … adına kayıtlı … plakalı aracın çarpışması neticesi meydana gelen kazada … ‘in aracının içerisinde olan davacı …’in ağır yaralanarak sakat kalmış olduğu, … plakalı araç kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş., … plakalı araç kaza tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı olduğu, araç içerisinde olan davacı …’in meydana gelen kazada kusuru bulunmadığı, meydana gelen kazada ağır yaralanan davacının malul kalmış olduğu, kusuru bulunmayan ve meydana gelen kazada ağır yaralanan malul kalan davacıya sürekli işgöremezlik tazminatı geçici işgöremezlik tazminatı, geçici ve sürekli bakıcı gideri, SGK’nın karşılamadığı tedavi giderinin, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı tazminatın poliçe limitinin tamamının (maddi tazminat) ödenmesi için davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını ve gerekli evrakların gönderilmiş olduğunu, ancak talebe cevap verilmediği, talebin anlaşma da sağlanmamış olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirtilerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL sürekli iş göremezlik zararının, 100 TL geçici iş göremezlik zararının, 100 TL bakıcı gideri zararının, 100 TL tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 400 TL nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderler ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı …’in, 11.05.2022 tarihinde meydana gelen kaza sonucu malul kaldığı iddiasıyla, davalı … A.Ş. nezdinde sigortalı … plakalı araca ait 21.12.2021 – 21.12.2022 vadeli … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine istinaden müvekkili aleyhine davanın ikame edildiğini, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemesi olduğunu, davacının eksik evrakla müvekkiline başvuruda bulunduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle de usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğu, KZMSS sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alındığını, davacı tarafın kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, kusur oranının tespitinin gerektiğini, davacıda kaza anında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespitinin gerektiğini, müterafik kusur durumunun tespitinin gerektiğini belirterek; davanın öncelikle usulden, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; kazaya karışan … adına kayıtlı … plakalı aracın müvekkili nezdinde -… poliçe no ile 01.06.2021 – 01.06.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, müvekkilinin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, sorumluluğunun bedeni zararlarda 500.000,00-TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmenin davayı kabul anlamına gelmediğini, davacı tarafın müvekkili sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, davaya konu kazada kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, müvekkili sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından Sayın Mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının ve geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmasının gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı da ayrıca belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araçta meydana gelen teknik bir arızanın kazanın oluşmasına sebebiyet verip vermediği hususunun da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, her şekilde davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde etkili olan tüm unsurların irdelenerek tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere istenebilecek faizin yasal faiz olabileceğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigorta kuruluşu kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacı, davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandığını iddia ederek, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi gideri tazminatı istemlerinde bulunmuştur.
Davaya konu 11/05/2022 tarihli trafik kazasının … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın … Caddesini takiben seyir halinde iken olay mahalli ışık kontrollü kavşağa istikametine yanan kırmızı ışıkta geldiği sırada aracının sağ yan kısımları ile, istikametine göre yolun sağından yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın ön kısmı ile çarpışması neticesinde meydana geldiği, kaza tespit tutanağı ile kazanın oluşmasında …’ın asli, …’in ise tali kusurlu olduğu, davacının kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olduğu ve kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olduğu anlaşılmıştır.
03/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile kazanın oluşmasında … plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, kaza tespit tutanağı ile rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla yeni bir kusur raporu tanzimine karar verilmiştir. Bu kapsamda tanzim ettirilen 17/04/2023 tarihli ATK raporu ile de … plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, raporun olayın oluş şekline ve mevcut dosya kapsamına uygun olması nedeniyle Mahkememizce de kazanın oluşmasında … plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. … plakalı aracın ZMM sigortacısı olup, kazanın oluşmasında … plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusur olmadığından bu davalıya yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. ise kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortacısı olup, anılan yasal düzenlemelere istinaden davacının zararından sorumlu olduğu açıktır.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasında düzenlenen 19/10/2022 tarihli uzlaştırıcı raporuna göre taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı dolayısıyla CMK anlamında eldeki davanın açılmasına engel bir durumun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E… K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında Konya BAM . HD’nin anılan görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 11/05/2022 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
SEÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 23/12/2022 tarihli maluliyet raporu ile, davacının yaralanmasının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre % 4 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 109 gün, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 1 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
23/12/2022 tarihli rapordaki değerlendirilmelerin dosya kapsamına uygun olduğu kabul edildiğinden davacının kalıcı sakatlık oranının % 4, geçici iş göremezlik süresinin 109 gün, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 1 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
30/05/2023 tarihli hesap raporu ile, davacının sürekli iş göremezlik zararının 42.153,23 TL, geçici iş göremezlik zararının 4.701,72 TL ve bakıcı gideri zararının 5.004,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar 30/05/2023 tarihli raporda davacının bakiye iş göremezlik zararının 4.701,72 TL olduğu tespit edilmiş ise de, SGK tarafından yapılan ödeme tutarının toplam 13.163,20 TL olduğu, bilirkişi tarafından yapılan mahsup tutarının ise 13.163,07 TL olduğu, bilirkişi tarafından mahsup yapılırken hesap hatası yapıldığı, davacının bakiye geçici iş göremezlik zararının (17.864,79 – 13.163,20 =) 4.701,59 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olduğu, ceza dosyası içeriğinde de aksine bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 01/06/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 42.153,23 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 4.701,72 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 5.004,00 TL’ye ve tedavi gideri tazminatı istemini 5.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde yaralanan davacının bu yaralanmasından kaynaklı sürekli iş göremezlik zararının 42.153,23 TL, geçici iş göremezlik zararının 4.701,59 TL, bakıcı gideri zararının 5.004,00 TL ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortacısı olması nedeniyle oluşan bu zarardan sorumlu olduğu sonucuna varıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVALI … SİGORTA A.Ş.’YE YÖNELİK DAVANIN REDDİNE,
2-DAVALI … SİGORTA A.Ş.’YE YÖNELİK DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 42.153,23 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.701,59 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.004,00 TL bakıcı gideri tazminatı ve 5.000,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 56.858,82 TL tazminatın dava tarihi olan 03/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 3.884,02 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslahla birlikte alınan 273,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.610,32 TL eksik harcın davalı … Sigorta A.Ş.’dan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.600 TL. yargılama giderinin, 0,01 TL’lik kısmının davacıdan, 1.599,99 TL’lik kısmının ise davalı … Sigorta A.Ş.’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 273,70 TL harç giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL harç gideri ve 5.993,17 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.073,87 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 6.073,85 TL yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Sigorta A.Ş., kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 0,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. ‘ne VERİLMESİNE,
9-Davalı … Sigorta A.Ş., kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. ‘ne VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.