Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/498 E. 2023/66 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında kurumsal abonelik sözleşmesinin akdedildiğini, davalı şirket ile akdedilmiş olan bu sözleşme kapsamında düzenlenmiş olan Ekim 2020 ve Ocak 2021 tarihli 12.597,20 TL tutarlı faturalara ödeme yapılmadığını belirterek; davanın kabulüne, asıl alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber ödenmesine, dava yargılama giderleri ile davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği hususlar hukuki ve kanuni mesnetten ari, hukuken ihticaca salih ve hükme medar olabilecek nitelikte olmadığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı dava dilekçesinde müvekkili şirketten 12.597,20 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, bunun gerçek olmadığını, müvekkili şirketin hiçbir borcunun olmadığını, alacaklı olduğu iddia edilen aylara ait, iade faturaların kesildiğini, söz konusu faturaların kabul edilmediğini, müvekkil şirketinde davacı tarafın düzenlediği faturayı kabul etmediğini, iade faturası düzenlediğini belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı tarafından davalı aleyhine tanzim edilen Ekim 2020 ile Ocak 2021 dönemine ilişkin faturalardaki hizmetin davalıya sunulup sunulmadığı, davacının bu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesine göre; İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 08/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı defterlerinin, 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2020 ve 2021 yılında E-Defter uygulamasında olduğu, E-Defter Beratlarının yıl içerisinde yasal süresinde verildiği, noter tasdikine tabi Envanter defterinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiği,2020-2021 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalının davacı şirketin Ekim 2020 dönemine ilişkin düzenlediği faturaya 04.11.2020 tarihinde iade faturası ve Ocak 2021 dönemine ilişkin faturaya ise 25.01.2021 tarihinde iade faturası düzenlediği, dava konusu faturaların karşılığında iade faturasının düzenlenmesi karşısında iade faturasına konu bedelin mahsubu ile davalının davacı şirkete borçlu olarak görünmediği tespit edilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi görevlendirilmesi yapılarak bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça ticari defter ve belgelerin bulunduğu yer bildirilmiş ise de; ticari defterlerin bilirkişi incelemesine hazır edilmediği, davacı çalışanları tarafından bilirkişiye sözlü açıklamalar yapıldığı bilirkişi tarafından bildirilmiştir. Defter ve belgelerin bilirkişiye tevdi edilmemesi nedeniyle davacının defter ibrazından kaçındığı kabul edilmiştir.
Somut olayda, her ne kadar davaya konu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı ise de, davalının bu faturalara istinaden iade faturası tanzim ettiği, iade faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defter ibrazından kaçınması karşısında davalı defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, davacının faturalara konu hizmeti sunduğunu usulünce ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin olarak alınan 215,13 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,23 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.560 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.