Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/482 E. 2023/662 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – TC No : …, …
: 2- … – TC No : …, …
VEKİLİ :
DAVALI : … – TC No : …, …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı alacaklı … tarafından davacı müvekkiller aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak takip dayanağı olan 01.11.2021 düzenleme, 01.12.2021 vade tarihli ve 39.600,00-TL bedelli bonoya ilişkin müvekkillerin alacaklı …’a karşı herhangi bir borcu olmadığından söz konusu takip hukuka aykırı olduğunu, söz konusu bononun kira sözleşmesine istinaden teminat senedi olarak verildiğini, kira sözleşmenin özel şartlar bölümünün 13. Maddesinde bu husus açıkça kayıt altına alındığını, davalı hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosya üzerinden bedelsiz senedi kullanma suçu açısından soruşturmanın yürütüldüğünü, davacı müvekkilleri ile davalı arasında borç ilişkisinin olmadığını, bononun hukuka aykırı şekilde takibe konu edildiğini belirterek; dava konusu icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davacı müvekkillerin davalı alacaklı …’a karşı borçlu olmadıklarının tespitine, davalı alacaklı …’ın davacı müvekkillerine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasını yazılı delille ispatının gerektiğini, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare yer almadığını, davacıların dayanak olarak ileri sürdükleri kira sözleşmesinde şüpheye mahal vermeksizin senet özelliklerin bahsedilmediğini, kaldı ki davalı müvekkilinin sözleşmede taraf olarak yer almadığı ve yine sözleşmede bahsi geçen senedin davalı müvekkili tarafından teslim alındığına dair yazılı bir delil sunulmadığını, takip konusu senedin kayıtsız ve şartsız bir borç ödemesini öngördüğünden senedin temelindeki ilişki eldeki davada incelenemeyeceğini, bu nedenle davacılar tarafından ileri sürülen kira sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığından senedin bedelsiz hale geldiği iddialarının eldeki davada dinlenebilir bir tarafının bulunmadığını, davalı …’un avalist olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek; davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya ve takibe konu bononun teminat senedi niteliğinde olup olmadığı, teminat senedi niteliğinde ise teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, davacıların bu bono nedeniyle borçlu olup olmadıkları ve varsa davacıların borçlu olmadıkları tutarın ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Davalı …’ın Konya. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibi ile davacı … ve davacı … aleyhine 01/11/2021 keşide tarihli, 01/12/2021 vade tarihli, 39.600,00 TL bedelli bonoya istinaden 39.600,00 TL asıl alacak, 156,23 TL işlemiş faiz, 118,80 TL komisyon olmak üzere toplam 39.875,03 TL tutarındaki alacağın tahsilini talep ettiği,
Takibe konu bononun keşidecisinin davacı …, avalistinin …, lehtarının ise … olduğu, bono üzerinde bononun teminat bonosu olduğuna dair herhangi bir yazı bulunmadığı,
01/01/2021 tarihli kira sözleşmesinin … tarafından kiracı sıfatıyla, (sözleşmede açıklık yoksa da mevcut dosya kapsamına göre) …’un kefil sıfatıyla imzaladığı, kiraya verenin … olduğu, ancak …’in sözleşmede imzasının bulunmadığı, sözleşmenin özel şartlarının 13. maddesi ile kiracıdan 39.600,00 TL depozito senedi alındığının belirtildiği,
Davacı … ve davacı …’un şikayeti üzerine Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı dosyasında davalı … hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma neticesinde 24/12/2022 gün ve … sayılı karar ile takipsizlik kararı verildiği,
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı dosyasında ifadesi alınan …’in, kendisine ait taşınmazlarla …’ın ilgilendiğini, …’ın kendisine, … ve … ile 2021 yılında kira sözleşmesi imzaladığını ve aynı zamanda 39.600,00 TL bedelli senet aldığını bildirdiğini ifade ettiği,
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26/01/2023 tarihli yazı cevabı ile davacıların ve davalının tacir kaydının bulunmadığını bildirdiği,
Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 19/01/2023 tarihli yazı cevabı ile, …’ın herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, …’un 30/11/2021 tarihinde faaliyetini terk ettiğini ve işletme hesabına göre defter tuttuğunu bildirdiği,
Meram Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 19/01/2023 tarihli yazı cevabı ile, …’un gayrimenkul sermaye iradı yönünden vergi kaydının olduğunu, faaliyetini 31/12/2018 tarihi itibariyle terk ettiğini ve bilanço esasına göre defter tutamadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacılar davaya ve takibe konu bononun teminat senedi niteliğinde olduğunu iddia etmiş, davalı ise bu iddiayı kabul etmemiştir.
Bir teminat senedinden söz edilebilmesi için ya senedi düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile senedi vermiş olması gerekir. Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var ise ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Başka bir deyişle kambiyo senedinin teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağı için senet hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; borçlu tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Dolayısıyla senet metninden anlaşılan bu def’î mutlak def’î niteliğinde olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise senedin sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, kambiyo senetleri kural olarak mevcut bir borç için düzenlendiklerinden, teminat maksadıyla düzenlenmeleri istisnaidir ve bu durumun da soyutlukla yakından ilişkisi bulunmaktadır. Nitekim senet metnine teminat amacıyla verildiğinin yazılması hâlinde senedin soyutluğu ortadan kalkmakta ve devir kabiliyeti sınırlanmakta, bu ibarenin yazılmaması hâlinde ise keşidecinin teminat iddiasının ispatlanması, lehtarla sınırlı olmak üzere, yazılı delile ihtiyaç göstermektedir. (Hukuk Genel Kurulunun 15.09.2020 tarihli ve … E., … K. sayılı ilamı)
Kambiyo senetlerine ilişkin menfi tespit davalarında dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair ispat yükünün kime ait olduğu da gelinen aşama itibariyle üzerinde durulması gereken bir diğer husustur. Bu kapsamda genel ispat kurallarına ilişkin olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince, bir kambiyo senedinin teminat senedi olduğundan bedelsizliğine dair iddia ile açılan menfi tespit davasında ispat yükü, iddia olunan bu vakıadan kendi lehine hak çıkaran senet borçlusuna ait olacaktır. Zira borçlu olunan bir senede ilişkin açılan menfi tespit davasında senedin bedelsiz olduğuna dair iddianın ispatı sonucu verilecek olan karar ile sorumluluk ortadan kalkacaktır. Bu tür bir karar ile lehine hak kazanan, dava konusu senet borçlusu olduğundan anılan senedin bedelsiz olduğuna dair iddianın ispat yükü de yine senet borçlusu üzerindedir. Ayrıca bir temel alacağın varlığına karine teşkil eden kambiyo senedinin teminat senedi olduğundan bahisle bedelsizliğine dair iddianın ispatı, karinenin aksini iddia eden senet borçlusu tarafından gerçekleştirilmelidir. Menfi tespit davasının konusunu oluşturan senedin bedelsizliğine dair iddiayı ispat yükü üzerinde olan senet borçlusu bu iddiasını, HMK’nın 201. maddesi gereğince ancak yazılı delille/kesin delille ispatlayabilir. Zira bir kambiyo senedine bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, değeri ne olursa olsun tanıkla ispat olunamayacaktır. Senede karşı senetle ispat kuralı olarak adlandırılan bu kuralın karşı tarafın muvafakati ve HMK’nın 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcı olarak adlandırılan iki istisnası mevcut olup anılan iki durumun gerçekleşmesi halinde senede karşı tanıkla ispat mümkündür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun… E … K sayılı ilamı)
Somut olayda, bono üzerinde teminat kaydı bulunmamakta olup, kira sözleşmesinin özel şartlarının 13. maddesi de davaya konu bononun teminat bonosu olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu kapsamda ispat yükü davacılar üzerinde olup, davacıların bononun kira sözleşmesinin teminatı olduğunu yazılı delillerle ya da kesin delillerle ispatlamaları gerekir. Her ne kadar … kendisine ait taşınmazın, … tarafından davacılara kiraladığını ve …’ın 39.600,00 TL tutarında senet aldığını ifade etmiş ise de; …’in anılan ifadesinin eldeki dava yönünden ikrar olarak değerlendirilmesi diğer ifadeyle kesin delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. …’in bu ifadesi, kira sözleşmesinin davacılar ile … adına davalı … tarafından akdedildiğini göstermekte olup, eldeki uyuşmazlık ise bononun bu sözleşmenin teminatı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dolayısıyla, bu ifadenin davacıları ispat külfetinden kurtardığının kabulü mümkün değildir. Her ne kadar resen ticari defter incelemesi yaptırılabilir ise de; özellikle davalının tacir sıfatına haiz olmaması nedeniyle defter incelemesi yaptırılmasına gerek duyulmamıştır. Davacılar teminat iddiasının ispatına elverişli yazılı delil ibraz etmediklerinden kendilerine yemin delili hatırlatılmış, yemin teklifi uyarınca ifadesi alınan davalı teminat iddiasının doğru olmadığını belirtmiştir.
Anılan nedenlerle davacı tarafça bononun teminat bonosu niteliğinde olduğu yazılı veya kesin delillerle ispatlanamadığından davanın ve tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacıların tazminat istemlerinin REDDİNE,
3-Peşin olarak alınan 1.361,93 TL harçtan, alınması gereken 539,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 822,23 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacılara (eşit oranda) iadesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.560 TL. yargılama giderinin, davacılardan (eşit oranda) alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair ; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2023

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.