Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ :
2- … – (T.C. Kimlik No: …) …
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı arsa sahibi … ile diğer davalı yüklenici … arasında tapuda ‘… İli … İlçesi …. Mah. … Ada … Parsel”de kayıtlı taşınmaz için Konya .Noterliği’nin 03.07.2017 tarihli … yevmiye numaralı ‘düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi’ yapıldığını, yüklenici …’ın sözleşme doğrultusunda … İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel … Nolu Bağımsız Bölüm ile … nolu bağımsız bölümü davacıya bedeli karşılığında sattığını ve tapuda davacı adına tescil edildiğini, davalı …’ın bir kısım inşaatı yaptıktan sonra inşaatı tamamlamadan bıraktığını, diğer davalı …’ da Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile sözleşmenin feshi ve tapu iptal tescil davası açtığını, mahkemece sözleşmenin geriye etkili olarak feshine ve tapu kayıtlarının iptali ile arsa sahibi adına tesciline karar verildiğini, kararın da 27.09.2021 tarihinde kesinleştiğini, davacının bedelini ödeyerek satın almış olduğu 2 adet taşınmazın tapusu da işbu mahkeme kararı doğrultusunda iptal edildiğini ve arsa sahibi adına tescil edildiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici inşaatı tamamlaması halinde gelecekte sahip olacağı daire hakkını inşaat daha bitmeden 3. kişilere devrettiğini, müteahhidin inşaatı tamamlamasa dahi 3. Kişinin müteahhitle birlikte arsa sahibine başvurma imkanının mevcut olduğunu, davacının yüklenicinin arsa sahibinden alacağına ilişkin talep ve dava hakkı olduğunu yüklenicinin arsa sahibinden olan alacağına ilişkin olarak yüklenici resmi şekilde düzenlenen alacağın temliki ile davacıya alacağını temlik etmekle; yüklenici arsa sahibinden alacağının olduğunu ikrar ettiğini, …’nın arsasına yapılan imalat bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğini, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere yüklenici, davalı …’nın arsasına yapının A Blok inşaatının %17’lik kısmı kadar inşaatı yaptığını, …’nın da bu doğrultuda arsasına yapılan imalat bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğini, öncelikle dava konusu taşınmazda inşaata devam edilmesi halinde tespit imkanı kalmayacağından taşınmazın üzerine ihtiyati tedbir konulmasının gerektiğini ve İİK m. 257 gereğince; davalıların taşınır, taşınmaz, banka hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini belirterek, davalı … tarafından davacıya satılan ve tapuda davacı adına tescil edilen, akabinde mahkeme kararı ile tapusu iptal edilen 2 adet taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin (davalı …’nın, arsasına yapılan inşaatın; yapı teslim, zemin etüt, proje, fenni mesuliyet, mühendislik, mimarlık, inşaat ruhsatı, iş güvenliği ve işçi sağlığı masrafları ile inşaat maliyeti vs. dahil olmak üzere imalat bedelinden müvekkil payına düşen kısmıyla sorumlu olması kaydıyla) HMK 107.maddesi gereğince şimdilik 20.000 TL’sinin işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, belirsiz alacak davası ikame edilemeyeceğini, HMK’nun 389. Maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin, ayrıca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)” davasıdır.
Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı TTK 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” düzenlemesi ile Ticaret Mahkemelerinin baktığı davalar ya iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olacak yada TTK da düzenlenen hususlar ile TTK 4. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ki davalar olacaktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1. maddesi uyarınca ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde belirtildiği üzere her iki tarafın da tacir olduğu ve “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, kanun gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. Dolayısıyla TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda ; davacının davalı yükleniciden satın aldığı 2 adet taşınmaz için dava açtığı, davacının tacir olmadığı ve davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, davacının 2 adet taşınmaz satın aldığından tüketici vasfında da olmadığı anlaşılmakla, (Konya .Hukuk Dairesi … E. … K.) Mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemelerin asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaati ile davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın, 6100 sayılı HMK uyarınca Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-3-6100 sayılı HMK 20 Maddesi uyarınca, Mahkememizce verilen görevsizlik kararı sonucunda taraflardan birinin karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesinin gerektiği, aksi taktirde davaya görevli mahkemede devam edilmemesi halinde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARINA,
5-6100 sayılı HMK 20, 31/2.madde ve bendleri uyarınca, davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde, yargılama giderleri konusunda karar tayinine,
6-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince; harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece KARAR TAYİNİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2023
Katip … Hakim …
Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.