Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/464 E. 2022/777 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RET

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 27/05/2016 tarihinde … plakalı aracın sürücüsünün seyir halindeyken sıkışan trafikte durmak zorunda kaldığını, … – … plakalı davalı firmaya ait kamyonun aracın sol tarafına geçerek aracın sol kısmına çarptığını, kazadan sonra bu kamyonun olay yerini terk ettiğini, kaza sonucu araçta maddi hasar meydana geldiğini, … plakalı aracın sahibine toplam 7.250,00 TL ödeme yapıldığını, ödenen bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, haksız itiraz nedeniyle takibin durduğunu ve açıkladığı nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptalinden ibarettir. Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin 7.250 TL asıl alacak ve 661,56 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.911,56 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının 27/05/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle ödenen tutarın rücuen tahsili olarak gösterildiği itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Açılan dava ilk önce mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiş, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde davacı tarafça davaya konu trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/07/2019 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamına karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Konya BAM . HD’nin 26/05/2022 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda davacının, 3. kişinin kasko sigortacısına ödediği tazminatla ilgili ödeme belgesinin bir suretinin davacı tarafından dosyaya sunulmadığı gibi mahkemece de müzekkere ile istenmediği, ayrıca mahkemece davacının icra takibinde dayandığı rücu sebebiyle ilgili değerlendirme yapılmadığı, kusura ilişkin değerlendirme yapılarak karar verildiği görülmüş olup bu sebeple öncelikle davacının, 3.kişinin kasko sigortacısına ödediği tazminatla ilgili ödeme belgesinin bir suretinin davacı tarafından dosyaya sunulmasının istenmesi ya da müzekkere ile istenmesi daha sonra da davacının icra takibinde dayandığı rücu sebebi yönünden delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği…” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu sıra üzerinden devam edilmiştir.
Kaldırma kararına istinaden ilgili sigorta şirketlerine müzekkere yazılmış ve her iki sigorta şirketi de davaya konu trafik kazası neticesinde açılan hasar dosyalarından birer sureti dosyamıza göndermiştir. Hasar dosyalarının incelenmesinde kaldırma kararından önce dosya arasına alınan hasar dosyası ile kaldırma kararından sonra dosya arasına alınan hasar dosyaları arasında herhangi bir farklılığın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamına göre; Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir.
Somut olayda davacı sigorta şirketi sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiği iddiasıyla dava dışı zarar görene yaptığı ödemeyi sigortalısından rücuen tahsilini istemektedir. Bu kapsamda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğini ve araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ispatlamak zorundadır. Zira davacı sigorta şirketi ZMMS poliçesi kapsamında sigortalısının kusurlu hareketlerle başka birine zarar vermesi halinde oluşan zarardan yasa gereği sorumlu olup, sigortalısının sorumlu ve kusurlu olmadığı durumlarda sigortacının sorumluluğundan bahsetmek mümkün değildir. Diğer ifadeyle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı hallerde davacı sigorta şirketinin dava dışı zarar görenlere karşı herhangi bir sorumluğu bulunmamaktadır. Kaldırma kararı öncesinde taraflarca ibraz edilen deliller dosya arasına alınmış ve davaya konu trafik kazasının oluşmasında kimlerin hangi oranda kusurlu olduğuna dair rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir. Ancak 20/06/2018 tarihli, 22/10/2018 tarihli, 19/06/2019 tarihli ve 21/03/2019 tarihli raporlarda mevcut delillerden kazanın oluşmasında kimlerin hangi oranda kusurlu olduğunun tespitinin mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir. Kaldırma kararı sonrasında 13/10/2022 tarihli celsede davacı tarafa davaya konu trafik kazasının oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının hangi delillerle ispatlanacağının açıklanması istenilmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından bu ara karara istinaden 27/10/2022 tarihli beyan dilekçesi ibraz edilmiş ise de bu dilekçe içeriğinin sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının ispatına elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; her ne kadar sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasından sonra olay yerine terk ettiği sabit ise de davacı tarafça trafik kazasının oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispatlanamadığı, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı zarar görene ödeme yapılmasının tek başına bu ödemenin sigortalıya rücu edilebilmesi için yeterli olmadığı, bunun yanında sigortalı araç sürücüsünün kusurunun da ispatlanması gerektiği, davacı tarafça sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının ispatına elverişli bir delil ibraz edilmediği sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının feri nitelikteki tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise takibe itirazın haksız olduğunun kabulü mümkün olmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Peşin olarak alınan, 135,11 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 54,41 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 7.911,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.