Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2022/586 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RET

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin davacıdan alacağını tahsil için Konya . İcra Müdürlüğünde … esas Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, davalının da söz konusu bu takibe süresi içinde itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu itiraz ve bunun gerekçeleri nin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup tamamen takibi durdurmaya yönelik olduğunu, müvekkilinin “… İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel … Numaralı Bağımsız Bölüm” de kayıtlı bulunan Mesken niteliğindeki taşınmazı davalı şirketten satın aldığını, ilgili taşınmaza ilişkin tapu işlemleri tamamlanarak, bu taşınmazın mülkiyetinin müvekkiline geçtiğini, tapu harcının yarısı alıcı yarısı satıcı tarafından ödenmesi gerektiğini, taraflar arası yapılan sözlü anlaşmada da; daha sonra ödenecek satış bedelinden davalının hissesine düzen tapu masraflarının mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının ödemesi gereken tapu masraflarını müvekkilinin ödediğini, ancak davalı tarafından hissesine düşen tapu bedelini satış bedelinden mahsup etmeyerek satış bedelinin tamamını tahsil ettiğini, müvekkilinin hak kazanmış olduğu alacakların tahsilini sağlayabilmek adına, karşı tarafın sorumluluktan kaçma amacıyla yapmış olduğu ve tamamen takibi durdurma niyetli bu haksız itirazın iptali gerektiğini, bu nedenle Borçluların borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının Teminatsız ya da uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalıların yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına, haksız itirazdan ötürü %20 inkar tazminatı, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Dava konusu gayrimenkulün tapu devri yapılmadan önce taraflar arasında satışın nasıl gerçekleşeceği, taşınmazın bedeli, ödeme planı vb. hususların düzenlediği 22.07.2020 tarihli bir sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşmenin tapu masrafları başlıklı 5.5.5.1. maddesinde ” Bu sözleşmeye konu konut’un arsa payının Alıcı’ya tapuda ferağı sırasında ödenecek tapu harçlarının ve masraflarının tamamı Alıcı tarafından ödenir. ” hükmünün yer aldığını, yani davacının iddia ettiği gibi taraflar arasında sözlü değil, yazılı bir anlaşmanın söz konusu olduğunu ve anlaşmaya göre satış ve devir işlemi gerçekleştirildiğini, dairenin satım bedeli tespit edilirken bahse konu tapu harçlarının alıcı tarafından ödeneceği kararlaştırıldığı için satış bedelinin buna göre belirlendiğini, davacının tanık dinlenmesine ilişkin muvafakatlerinin bulunmadığını, tarafların tacir olduğunu, davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek durumunda olduğunu, müvekkili tarafından davacıya dairenin satış bedeline yönelik fatura tanzim edildiğini, davacının ihtiyati hacze yönelik istemlerinin de gerçeği yansıtmadığı gibi iyi niyetten uzak olduğundan reddinin gerektiğini, davacının kötü niyetliği olduğunu belirterek; davanın reddine, davacının aleyhine %20 az olmamak üzere kötüniyet tazminatına/icra inkar hükmedilmesine, mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 26.271,19 TL asıl alacak ve 531,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.802,37 TL üzerinden başlatıldığı, takibe itiraz üzerinde durma kararı verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için de eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; 22/07/2020 tarihli adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, bu sözleşme ile tapu masraflarının tamamının alıcı tarafından karşılanmasının kararlaştırılması karşısında davacı tarafça tapu devri esnasında davalı adına ödenen tapu harcının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği ve gerekir ise tahsil edilmesi gereken tutarın ne kadar olduğu, takip tarihi itibariyle takip alacaklısının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Taraflar arasında imzalanan 22/07/2020 tarihli adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 3.2. maddesi ile satış bedeline tapu masraflarının dahil olmadığının, 5.5.5.1. maddesi ile ise tapu harç ve masraflarının tamamının alıcı tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi ‘nin … E … K sayılı ilamı; ”Dava, geçersiz sözleşme hükmü nedeniyle ödenen tapu masrafların tahsiline ilişkin olup, mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 3. maddesinde yer alan alıcının satış sırasında devir için gerekli tüm vergi resim ve harçları ödemeyi kabul ettiğine dair sözleşme hükümlerinin haksız şart mahiyetinde olduğu ve geçerli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın 23.07.2013 tarihinde davacıya devredildiği ve tapu masraflarının davacı tarafça ödendiği hususunda ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, tapu masrafının alıcıya-davacıya ait olduğuna ilişkin sözleşme hükmünün haksız şart olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında akdedilen 30.03.2012 tarihli sözleşme ile bağımsız bölümün devrinin gerçekleşmesine yönelik vergi, harç ve masrafları diğer tüm yasal masrafların alıcı tarafından ödeneceği düzenlenmiş olup, taraflar arasında imzalanan sözleşme geçerli olup ve tarafları bağlar. Taraflar arasındaki sözleşmede tapu masrafların alıcı- davacıya ait olduğuna ilişkin düzenlemenin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği ve geçerli olduğu gözetilerek sözleşme hükümlerine göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklindedir.
Her ne kadar 22/07/2020 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de; sözleşmeye konu taşınmazın davacıya devredildiği, davacı tarafından da satış bedelinin ödendiği, bu aşamadan sonra sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, anılan sözleşmeye göre tüm tapu masraflarından davacının sorumlu olması karşısında, davacının tapu masraflarını davalıdan tahsilini istemesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı, bu sözleşmenin imzalanmasından sonra, tarafların tapu masraflarının satış bedelinden mahsubu konusunda anlaştıklarını iddia etmiştir. Bu kapsamda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı tarafların 22/07/2020 tarihli sözleşmeden sonra, davalı payına düşen tapu masraflarının satış bedelinden mahsup edileceği yönünde anlaştıkları iddiasını yazılı delillerle ispatlamak zorundadır. Davacı tarafça bu iddianın ispatı yönüyle yazılı delil ibraz edilmediğinden davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafın yemin teklifi uyarınca duruşmaya katılan davalı şirket temsilcileri davacı ile tapu masraflarının satış bedelinden mahsup edileceğine dair herhangi anlaşma yapmadıklarını ifade etmişlerdir. Anılan nedenlerle, davacının tapu masraflarının satış bedelinden mahsup edileceği konusunda tarafların uzlaşı halinde oldukları iddiasını usulünce ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda, takibe itirazın yerinde olduğu sonucuna varıldığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı da tazminat isteminde bulunmuş ise de, alacağın varlığının ispatlanamaması takibin kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığından ve davalı tarafça takibin kötü niyetli olarak başlatıldığı ispatlanamadığından davalının da tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE
3-Peşin olarak alınan 323,71 TL harcın, alınması gereken 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 243,01 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kendini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.