Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/434 E. 2023/276 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı … Sigorta Aş. nezdinde … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortalısı … Tic. Ltd. Şti. isimli iş yerine ait … Plakalı servis aracının 19.02.2022 tarihinde Konya İli, … İlçesi, … Caddesi üzerinde seyir halinde iken yerin kaygan ve buzlu olması sebebiyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, söz konusu kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait araç sürücüsünün 2918 Sayılı KTK m.52/1-b bendini ihlal etmesi sebebiyle tam kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle maddi zararlarının oluştuğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini yönüyle davalı sigorta şirketine müracaatta bulunduğunu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile HMK 107 vd. maddelerine göre yargılama sırasında belirlenecek olan bedele artırılmak üzere şimdilik; müvekkilinin tedavi ve iyileşme süresince çalışamamaktan (geçici iş göremezlikten) kaynaklı kazanç kaybı olan 10,00 TL, kaza sonucu oluşan/oluşacak olan maluliyet (sürekli iş göremezlik, meslekte kazanma güç kaybı) olarak 10,00 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden kaynaklı öngörülmeyen tedavi gideri olarak 10,00 TL, bakıcı gideri 10,00 TL olmak üzere toplam 40,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, (Sigorta poliçe miktarları ile sınırlı olmak kaydıyla) her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; trafik kazasına konu … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, davacıdan talep edilen eksik belgelerin müvekkili şirkete iletilmediğini, bu nedenle Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince davacının dava açma hakkı bulunmadığından davanın usulen reddinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının ve davacıların maluliyet oranının erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik uyarınca tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İHtisas Kurumu’na sevk edilmesinin gerektiğini, dava konusu trafik kazasında kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli TIP Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesinin gerektiğini, tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılmasının gerektiğini, davacının tedavi süresince ortaya çıkan geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri gibi tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, savcılık aşamasında tarafların uzlaşıp uzlaşmadığıyla ilgili araştırma yapılmasının gerektiğini, davacının kaza anında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı tespit edilerek sonucuna göre gerekirkse müterafik kusuru nedeniyle yargıtay yerleşik uygulamaları uyarınca tazminattan en az %20 oranında indirim yapılmasının gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin başvuru öncesi temerrüde düşmediğinden faiz başlangıç tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigorta kuruluşu kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacı, davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandığını iddia ederek, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi gideri tazminatı istemlerinde bulunmuştur.
Davaya konu 19/02/2022 tarihli trafik kazasının … idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilmesi sonucuna meydana geldiği, kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu konumunda olan davacı …’nin yaralandığı ve kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirlenemediği anlaşılmıştır.
Kaza sonrasında görevli kolluk tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile, trafik kazasının oluşmasında … ‘in tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce tanzim ettirilen 08/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile de kazanın oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, 08/11/2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle, davaya konu trafik kazasının oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle yürütülen soruşturmada şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş olup, uzlaştırıcı görevlendirilmesi yapılmaksızın soruşturmanın kapandığı dolayısıyla CMK anlamında eldeki davanın açılmasına engel bir durumun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında Konya BAM . HD’nin anılan görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 19/02/2022 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 28/11/2022 tarihli maluliyet raporu ile, davacının yaralanmasının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre % 18 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 6 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 2 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
28/11/2022 tarihli rapordaki değerlendirilmelerin dosya kapsamına uygun olduğu kabul edildiğinden davacının kalıcı sakatlık oranının % 18, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 2 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
02/03/2023 tarihli hesap raporu ile, davacının sürekli iş göremezlik zararının 268.844,99 TL, geçici iş göremezlik zararının 25.303,46 TL, bakıcı gideri zararının 10.008,00 TL ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda, her ne kadar davacı sigortalı araçta yolcu ise de davalı tarafça cevap dilekçesinde hatır taşıması definde bulunulmadığından taşımanın hatır için yapılıp yapılmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirleme bulunmamaktadır. Yine soruşturma dosyası içeriğinde de bu yönde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 16/03/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 268.844,99 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 25.303,46 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 10.008,00 TL’ye ve tedavi gideri tazminatı istemini 5.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde yaralanan davacının bu yaralanmasından kaynaklı sürekli iş göremezlik zararının 268.844,99 TL, geçici iş göremezlik zararının 25.303,46 TL, bakıcı gideri zararının 10.008,00 TL ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu, davalının kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortacısı olması nedeniyle oluşan bu zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafça yapılan yazılı başvurunun 08/04/2022 tarihinde davalıya teslim edildiği, davalının 8 iş günü sonra 21/04/2022 tarihinde temerrüde düştüğü, alacağa bu tarihten itibaren faiz işletilebileceği sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile, 268.844,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 25.303,46 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10.008,00 TL bakıcı gideri tazminatı ve 5.000,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 309.156,45 TL tazminatın 21/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 21.118,47 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslahla alınan 1.136,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.981,98 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.560,00 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.217,19 TL harç gideri ve 4.875,25 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.092,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 48.281,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.