Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/414 E. 2022/724 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 30/05/2022 tarihli dilekçesiyle; davacı şirket tarafından davalıya muhtelif tarihlerde dava ve takibe konu faturada yazılı yem ve gübrelerin satıldığını, davalının aldığı malların borcunu ödemediğini, davacı tarafından alacağın tahsili için Yunak İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yetki ve esas yönünden yaptığı itiraz üzerine takibinin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Yunak İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibinin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, dava ve takip konusu malların davalıya satılmadığını, davalının herhangi bir zirai ve ticari faaliyetinin bulunmadığını beyan ederek, davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle ve ayrıca esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Yunak İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına ilişkin ilgili belge suretleri UYAP’tan çıkartılarak dosyamıza konulmuş, davacı tarafından takip konusu fatura sureti ile 18 adet veresiye fişi asılları dosyamıza ibraz edilmiş, davalı …’nın tacir olup olmadığının tespiti için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’na, Yunak Mal Müdürlüğü’ne müzekkereler yazılmış ayrıca davalının UYAP nüfus, mernis ve GİB kayıtları çıkartılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “İtirazın İptali ” davasıdır.
Somut olayda ; davada öncelikle çözülmesi gereken sorun; Mahkememizin görevli olup olmadığı sorunudur.
Davalının pasif husumet yokluğu itirazı ile icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın ve arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tasdikli suretinin bulunup bulunmadığının görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gereken sorunlar olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının UYAP GİB raporu ile, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazılarından ve Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı ile Yunak Mal Müdürlüğü cevabi yazılarından davalı …’nın ticaret sicil ve vergi kaydının bulunmadığı, önceki vergi kayıtlarının dava ve takip konusu fatura döneminden yaklaşık 4 yıl önce terkin ile son bulduğu belirlenmiş, davalının dava tarihi itibariyle ve taraflar arasında olduğu iddia edilen alışveriş tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nın 16.09.2015 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar…
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür…”
Yukarıda yazılı Yargıtay HGK’nun emsal içtihatında da belirtildiği üzere, bu davada hem davacı tarafın hem davalı tarafın ikisinin birden ve aynı anda tacir olma şartının gerçekleşmediği, davalının tacir olmadığı, satışa dayalı itirazın iptali davasının ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin bir dava şartı olup re’sen ve her aşamada göz önünde bulundurulması gerektiğinden, oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememiz görevsiz olduğundan, davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetki ve görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin, 6100 s. HMK’nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yetkili mahkemesince takdir edilmesine, dosyanın süresinde yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde ise, Mahkememizce gerekli kararın verilerek değerlendirilmesine,
3-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde, davacı tarafından sunulan ve emanete alınan 18 adet veresiye fişi aslının da dava dosyası ile birlikte görevli mahkemeye gönderilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …