Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/396 E. 2023/842 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
: 2-
VASİ :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç 15.09.2021 tarihinde Akseki istikametinden Manavgat istikametine doğru seyir halinde iken karşı yönden gelmekte olan …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile karşılıklı çarpışması sonucu ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, oluşan bu kazada davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan …’in, aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiğinden kazaya sebebiyet verdiğini, oluşan bu kazada araç sürücüsü … ve eşi …’nin hayatını kaybettiğini, yine aynı araçta birlikte seyreden çocuklar … ve …’nin yaralandığını, meydana gelen bu trafik kazasında araç sürücüsü … aleyhine asli kusur verildiğini, …’nin, KTK 52/1-B uyarınca aracının hızını, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymadığından direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya sebebiyet verdiğini, aynı araçta seyir halinde bulunan eşi … vefat etmiş olup, çocukları … ve …’nin yaralandığını, araç sürücüsü dışında …, … ve …’ nin kusurlarının bulunmadığını, annelerini de kazada kaybeden küçükler anne desteğinden mahrum kaldığını, … ve …, kaza sonrası dönemde hem malül hem de anne babasız büyümek zorunda kaldıklarını, bu sebeple çalışan anne …’ nin desteğinden mahrum kaldıkları için destekten yoksun kalma tazminatı; yine kaza sebebiyle malül kaldıkları için kalıcı sakatlık, geçici iş görememezlik, tedavi ve bakıcı giderleri ve cenaze giderleri yönünden 11.01.2022 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, buna istinaden davalı şirketi nezdinde … numaralı dosya açıldığını, ancak yapılan idari başvuru ve arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını belirterek ; davanın kabulü ile ; küçük …’ nin malüliyet oranlarınının belirlenerek kalıcı iş göremezlik gelirinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük …’ nin malüliyet oranlarınının belirlenerek geçici iş göremezlik gelirinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük … için şimdilik 100 TL sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere faturalandırılmış ve faturalandırılamamış (…’ nin görme kaybı yaşaması, ağızdan beslenememesi gibi nedenlerle tedavisi ve hayatını idame ettirebilmesi için birtakım ilaçlar ve cihazlar tedarik edildiğinden) tedavi giderlerinin ( sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük … için şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere (…’ nin görme kaybı, ağızdan beslenememesi sebebiyle bakıcaya ihtiyaç duyduğundan) bakıcı giderlerinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçükler … için, müteveffa anne …’ nin desteğinden yoksun kaldığından fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük …’ nin maluliyet oranlarının belirlenerek kalıcı iş göremezlik gelirinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük …’ nin malüliyet oranlarının belirlenerek geçici iş göremezlik gelirinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük … için şimdilik 100 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere faturalandırılmış ve faturalandırılamamış (Bacağında oluşan sakatlık nedeniyle) tedavi giderlerinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçük … için şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere bakıcı giderlerinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, küçükler … için, müteveffa anne …’nin desteğinden yoksun kaldığından fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, cenaze ve defin giderleri için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 50 TL olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davada zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tespit edilip, davanın zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak reddinin gerektiğini, davacı yanın, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapmadığını, bundan ötürü işbu davanın dava şartı yokluğundan dolayı reddedilmesi gerekirken, davanın kabulü usul yönünden hukuka aykırılık teşkil edeceğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep haklarının bulunmadığını, müteveffanın ortaya çıkan sonuçta müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespitinin gerektiğini, müteveffanın hatır taşıması ile seyahat eden 3. kişi olup, bundan ötürü tazminata hükmedilecek olsa dahi yüksek mahkemenin istikrar kazanmış içtihatları çerçevesinde tazminat hesaplamasında hakkaniyet indiriminin yapılmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, destekten yoksunluk tazminatı hesaplaması için mahkeme tarafından gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması gerektiğini, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıkları makul ve muteber delillerle ispatlanmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 13.03.2021-13.03.2022 tarihleri arasında … Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik Sigortası) Sigorta Poliçesi ile … adına sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğumuz sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin, sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğundan davacılar tarafından öncelikle … plakalı araç sürücüsünün başvuru konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesinin gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken; bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret bulunmaması halinde asgari ücret olarak hesaplamaya esas alınmasının gerektiğini, davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatı hesabının, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve TRH 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, kaza oranlarının tespiti yönüyle adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’nden rapor alınmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının sürekli sakatlık durumu Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanmasının gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre; maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde geçici iş göremezliğe ilişkin talepler poliçe kapsamında olmayıp, müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, buna ilişkin talepler bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunun bulunduğunu, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacıların ortaya çıkan sonuçta müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespitinin gerektiğini, davacı yanını hatır taşıması ile seyahat eden 3. Kişi olduğunu, bu hususta tarafların, yargılama sürecinde herhangi bir itiraz ileri sürmediklerini, … ve … ile müvekkili şirketin işbu kaza kapsamında sorumluluğunun, KTK m.87 uyarınca genel hükümlere tabi olduğunu, davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigorta kuruluşu kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar davaya konu trafik kazası neticesinde vefat eden …’nin desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandıklarını iddia ederek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi tazminatı istemlerinde bulunmuştur.
Davaya konu 15/09/2021 tarihli trafik kazasının, sürücü … idaresindeki … plaka sayılı otomobiliyle, Akseki istikametinden, Manavgat istikametine doğru seyredip, kaza olan mevkine geldiğinde, yolun sağında seyreden aracı geçmek istediğini, yağıştan da dolayı aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip savrularak, karşı yönden gelen araçların şeridine geçtiği, bu sırada, Manavgat istikametinden, Akseki istikametine doğru seyreden sürücü …’ ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı yolcu otobüsü ile çarpışması sonucu meydana geldiği, bu kazada sürücü … ile birlikte otomobilde yolcu olan …’ nin EX olduğu, otomobilde yolcu olan … ve …’nin ise yaralandığı belirtilmiştir.
Kaza tespit tutanağı ile sürücü …’nin 2918 Sayılı KTK’ nun 2918 KTK’da yer alan 52/1- b kuralını ihlal ettiği, sürücü …’ ün ise kural ihlalinin olmadığı tespit edilmiştir.
Kazaya ilişkin olarak Akseki Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasından alınan kusur raporunda, … plakalı otomobilin sürücüsü …’ nin asli kusurlu olduğu, … plakalı otobüsün sürücüsü …’ ün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce Adli Trafik Bilirkişisinden alınan 20/02/2023 tarihli raporda, dava konusu kazanın oluşmasında … plakalı otomobilin sürücüsü …’ nin %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı otobüsün sürücüsü …’ ün; herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı, kazada ölen yolcu … ve yaralanan yolcular … ve …’ nin ise; kazanın oluşmasına etki edecek bir kural ihlalinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce, 20/02/2023 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin kaza tespit tutanağı ile soruşturma dosyasından alınan kusur raporları ile dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olması nedeniyle, davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plakalı otomobilin sürücüsü …’ nin %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı otobüsün sürücüsü …’ ün ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı bulunmadığı kabul edilmiştir.
Bu aşamada öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli 2019/40 E 2020/40 K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”… Davacı vekili; 15/11/2019 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan araç arasında gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5100 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrrüt tarihinden yasal faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah ile talebini 62.447,00 TL ye yükseltmiştir. … Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından başvurunun kabulü ile 62.447,00 TL maddi tazminatın 29.09.2020 den itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, başvuruya eklenen maluliyet raporunun “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine uygun düzenlenmediği, davacı tarafından usulüne uygun başvuru yapılmadığı gerekçesi ile davalının itirazının kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur. … Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Dicle Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 15/09/2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 5 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde olay tarihinde yürürlükte olan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelikte oran belirtilmediğinden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinin atfı ile 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapıldığı belirtilmiş olup raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır. Davacı tarafından başvuruda ibraz edilen 15/09/2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde düzenlendiği gözetilmek suretiyle inceleme yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. …” şeklindedir.
Davaya konu trafik kazası 15/09/2021 tarihinde meydana gelmiş olup, davacıların kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının ÇÖZGER (bu yönetmelikte oran belirtilmediğinden Özürlülük … Yönetmeliği) hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 29/12/2022 tarihli maluliyet raporu ile davacı …’nin yaralanmasının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre yaralanmasının %100 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, geçici iş göremezlik süresinin bulunmadığı, ömür boyu bakıcıya muhtaç olduğu, tedavi giderlerinin ise 50.000 TL olacağı belirtilmiştir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 29/12/2022 tarihli maluliyet raporu ile davacı …’nin yaralanmasının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ayı bulacağı, bu zaman zarfında bakıcıya muhtaç olduğu, tedavi giderlerinin ise 4.000 TL olacağı belirtilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
16/10/2023 tarihli hesap raporu ile, davacı …’nin (mirasçılarının) destekten yoksun kalma zararının 9.905,70 TL, sürekli iş göremezlik zararının 125.356,26 TL, geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, bakıcı gideri zararının 149.467,95 TL , tedavi gideri zararının ise 50.000,00 TL olduğu, davacı …’nin destekten yoksun kalma zararının 152.683,72 TL, sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik zararının 11.078,27 TL, bakıcı gideri zararının 15.023,25 TL , tedavi gideri zararının ise 4.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacıların kaza esnasında emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirleme bulunmamaktadır. Yine ceza dosyası içeriğinde de bu yönde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Müteveffanın kemerinin ise takılı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Davacı vekili 22/11/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile, davacı küçük … (veraseten …) için sürekli iş göremezlik zararını 45.255,76 TL’ye bakıcı gideri zararını 63.053,30 TL’ye, destekten yoksun kalma zararını ise 9.905,70 TL’ye, davacı küçük … için geçici iş göremezlik zararının 11.078,27 TL’ye, bakıcı gideri zararının 15.023,25 TL’ye, destekten yoksun kalma zararını ise 152.683,72 TL’ye çıkarmıştır.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının 10/10/2023 tarihli cevabi yazısı ile cenaze ve defin giderlerinin ücretsiz olarak verildiği bildirilmiştir.
Hüyük İlçe Müftülüğünün 23/06/2022 tarihli cevabi yazısı ile cenaze ve defin giderlerinin ücretsiz olarak verildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plakalı otomobilin sürücüsü …’ nin %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin yaralanmasının %100 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, ömür boyu bakıcıya muhtaç olduğu, …’nin yargılama devam ederken vefat ettiği ve geriye mirasçı olarak diğer davacıyı bıraktığı, …’nin (mirasçılarının) destekten yoksun kalma zararının 9.905,70 TL, sürekli iş göremezlik zararının 125.356,26 TL, bakıcı gideri zararının 149.467,95 TL, tedavi gideri zararının ise 50.000,00 TL olduğu, davacı …’nin yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ayı bulacağı, bu zaman zarfında bakıcıya muhtaç olduğu, tedavi giderlerinin ise 4.000 TL olacağı, davacı …’nin talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının 152.683,72 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 11.078,27 TL, bakıcı gideri tazminatının 15.023,25 TL ve tedavi gideri tazminatının ise 4.000,00 TL olduğu sonucuna varılarak TALEPLE BAĞLILIK İLKESİ DE GÖZETİLEREK kendisine asaleten müteveffa …’ye veraseten davacı …’nin davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-…’NİN DAVA DEVAM EDERKEN ÖLMESİ NEDENİYLE DAVACI …’YE VERASETEN İNTİKAL EDEN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, …’nin vefatı nedeniyle müteveffa …’nin uğradığı destek zararından dolayı 9.905,70 TL destekten yoksun kalma tazminatı, müteveffa …’nin yaralanmasından kaynaklı zararından dolayı 45.255,76 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 63.053,30 TL bakıcı gideri tazminatı ve 100,00TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 118.314,76 TL tazminatın 300,00 TL’lik kısmının 26/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 118.014,76 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 22/11/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak veraseten davacı …’ye verilmesine, geçici iş göremezlik tazminatı, defin ve cenaze masrafı istemlerinin ayrı ayrı reddine,
2-DAVACI …’NİN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, …’nin vefatı nedeniyle uğradığı destek zararından dolayı 152.683,72 TL destekten yoksun kalma tazminatı, …’nin yaralanmasından kaynaklı zararından dolayı 11.078,27 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 15.023,25 TL bakıcı gideri tazminatı ve 100,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 178.885,24 TL tazminatın 300,00 TL’lik kısmının 26/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 178.585,24 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan 22/11/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, sürekli iş göremezlik tazminatı, defin ve cenaze masrafı istemlerinin ayrı ayrı reddine,
3-Alınması gereken 20.301,73 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.221,03 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.600,00 TL. yargılama giderinin 0,80 TL ‘lik kısmının davacı …’den, 1.599,20 TL’lik kısmının ise davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacılar tarafından yapılan 80,70 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL harç gideri, 4.937,50 TL Meram Tıp Fakültesi Hastanesi fatura bedeli ve 6.878,25 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 11.896,45 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 11.890,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
7-Davacı …’nin Maddi Tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden müteveffa davacı …’ye veraseten davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 18.930,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak müteveffa davacı …’ye veraseten davacı …’ye verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 75,00 TL vekalet ücretinin müteveffa davacı …’ye veraseten davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı …’nin Maddi Tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 28.621,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 75,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.