Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/346 E. 2023/300 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili … aleyhine, davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından, Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. (eski esas … E.) sayılı dosyasından, 29.04.2016 tarihli trafik kazasından kaynaklanan hasarın rücu talebiyle 16.425,26 TL ana para, 1.449,92 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 17.875,18 TL bedelli, 7 örnek ödeme emrini havi ilamsız icra takibi yapıldığını, tebligatın müvekkili eline geç geçmesinden dolayı yasal sürede itirazın yapılamadığından takibin kesinleştiğini, 29.04.2016 tarihinde müvekkilinin maliki bulunduğu, … sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS kapsamında sigortalanan 42.M.8395 plakalı minibüs cadde üzerinde seyir halindeyken, dikkatsiz bir şekilde davranan yaya …’ın, aracın sağ aynasına çarpması sonucunda söz konusu kaza meydana geldiğini, araca çarpan …’ da herhangi bir yaralanma veya hasar oluşmadığını, bu hususun CBS dosyasındaki adli tıp raporundan anlaşılacağını, icra dosyasına vakıf olduktan sonra yapılan araştırmada, davalı … Sigorta A.Ş., 29.04.2016 tarihli trafik kazasından kaynaklanan hasarın rücu talebiyle, müvekkiline Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. (eski esas … E.) sayılı dosyasından 16.425,26 TL ana para, 1.449,92 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 17.875,18 TL için, 12.11.2019 tarihli ödeme emri gönderdiğini, davalı … Sigorta A.Ş’nin, müvekkilinin %100 kusurlu olduğundan bahisle, rücu talebi yerinde olmadığı gibi, rücunun şartlarının da oluşmadığını, davalının da takip talebinde hangi gerekçeye dayanarak rücu hakkını kullandığını belirtmediği gibi yasal zorunluluk olmasına rağmen, alacak dayanağı olduğunu iddia ettiği belgeleri koymadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; davanın kabulü ile müvekkilin Konya 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. (eski esas … E.) sayılı ilamsız takip dosyasına konu alacaktan dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı şirketin % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekillik ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirket yönünden rücu şartlarının oluştuğunu, kaza sonucu dava dışı …’a maluliyet sebebiyle 16.425,26 TL ödemenin yapıldığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E (eski esası:…) sayılı takibinin 16.425,26 TL asıl alacak ve 1.449,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.875,18 TL üzerinden başlatıldığı, takip alacaklısının … Sigorta A.Ş., takip borçlularının ise … ile … olduğu, takip dayanağının 29/04/2016 tarihli trafik kazasından kaynaklanan hasarın rücusu olarak açıklandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı alacaklı olduğu yönündeki iddialarını usulünce ispatlamalıdır. Davalı, … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında 29/04/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle …’a ödeme yaptığını, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle ödenen tutarın işletenden rücuen tahsilinin gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu trafik kazasının oluşmasında kimlerin hangi oranda kusurlu olduğu, kaza neticesinde dava dışı …’ın yaralanıp yaralanmadığı, yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olup olmadığı, dava dışı …’ın bu kaza neticesinde uğradığı maddi zarar tutarının ne kadar olduğu, sigortalı araç sürücüsünün olay mahallini terk edip etmediği, davalı sigortacının rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının rücuen talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu ile davaya konu takibin zamanaşımı süresi içinde başlatılıp başlatılmadığı hususlarından ibarettir.
6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklı istemlerde zamanaşımı süresi kural olarak 2 yıl olup, bu süre alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar.
Davalı, dava dışı …’a 19/11/2018 tarihinde ödeme yapmış ve davaya konu icra takibini ise 13/11/2019 tarihinde başlatmıştır. Dolayısıyla takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı sonucuna varıldığından davacı tarafın alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik iddialarına itibar edilmemiştir.
Sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … olup, 03/05/2016 tarihinde kollukta verdiği ifade dikkate alındığında olay yerini terk ettiği açıktır. Her ne kadar araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği sabit ise de davacı işleten davalının yaptığı ödemeden değil, ancak dava dışı …’ın gerçek zararından sorumludur. Bu kapsamda davalı tarafça öncelikle kazanın oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun ve …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunu ispatlamalıdır.
Dosya kapsamında uygun olduğundan hükme esas alınan 12/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili 05/12/2022 tarihli tavzih dilekçesi ile …’a ödenen tazminatın sürekli iş göremezlik zararına dayalı olarak ödendiğini belirtmiş olup, bu aşamada dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli 2019/40 E 2019/40 K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 29/04/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, davacı hakkında düzenlenecek maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekir.
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından tanzim edilen 28/09/2018 tarihli maluliyet raporu ile …’ın yaralanmasının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 3 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu belirlenmiştir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 23/12/2022 tarihli maluliyet raporu ile ise …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı tespit edilmiştir.
Dava dışı … hakkında aynı yönetmelik hükümlerine göre tanzim edilen maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğundan, bu çelişkilerin giderilmesi amacıyla yeni bir maluliyet raporu tanzim ettirilmesine karar verilmiştir. Bu kapsamda tanzim edilen ve mevcut raporlar arasındaki çelişkileri giderir nitelikte olduğundan hükme esas alınan SEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 16/03/2023 tarihli maluliyet raporu ile dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, davacının ancak gerçek zarardan sorumlu olması karşısında davalının dava dışı …’a yaptığı sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesini davacıdan rücuen talep edemeyeceği sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça tazminat isteminde bulunulmuş ise de takibin kötü niyetli olduğu usulünce ispatlanamadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … (eski esası: …) E sayılı takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının tazminat isteminin reddine,
3-Konya . İcra Müdürlüğü’nün … (eski esası: …) E sayılı takibinin davacı yönünden derhal durdurulmasına,
4-Alınması gereken 1.221,05 TL karar ve ilam harcından, peşin ve tamamlama olarak alınan 305,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 915,78 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 957,87 TL harç gideri ve 6.980,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 7.937,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/05/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.