Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : LİMİTED ŞİRKETİN MÜNFESİH OLDUĞUNUN TESPİTİ (LİMİTED ŞİRKETİ FESHİ)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı … 09/03/2022 tarihli dilekçesiyle; kendisinin serbest avukat olarak çalıştığını, geçmişte davalı şirketin bir kısım dava ve icra takip dosyalarında vekil olarak da görev yaptığını, davalı şirket yetkilisinin kendisini azlederek hakkında savcılığa şikayetçi olduğunu, şikayet sonucu hakkında Konya . Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve … E. … K. sayılı ilam ile para cezasına mahkum edildiğini, kararının istinaf incelemesinde olup henüz kesinleşmediğini, ceza dosyasına konu olan olaylar nedeniyle davalı şirket tarafından Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası üzerinden açılan alacak davasının da halen derdest olduğunu, davalı şirketin 2013 yılında tüm faaliyetine son verdiğini, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasına konu olan olayların davalı şirketin faaliyetine son vermesi ve ortadan kaybolmasından kaynaklandığını, kendisinin davalı şirketten halen alacaklı olduğunu, davanın 6102 s. TTK’nın 529 vd. maddelerinde yazılı infisah davası olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 2013 veya 2014 yılında infisah ettiğinin ve münfesih olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, öncelikle davacının ortak olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının davalı şirkete borçlu olduğunu beyan ederek davanın öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddini istemiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Limited Şirketin Münfesih Olduğunun Tespiti (Limited Şirketin Feshi” davasıdır.
Somut olayda ; davacı tarafından davalı şirketin 2013 veya 2014 yılında münfesih olduğunun tespiti istenilmiş ise de; 6102 s. TTK’da alacaklılara limited şirketin münfesih olduğunun tespitini isteme yetkisi veren herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacının dayandığı 6102 s. TTK’nin 529 vd. maddeleri de limited şirketlere değil, anonim şirketlere ilişkin olup, 6102 s. TTK’nin 644. maddesi gereğince 529. maddesindeki düzenlemenin limited şirketler hakkında uygulanması da mümkün değildir. Kaldı ki 529 vd. maddelerinde alacaklıya fesih davası veya feshin tespiti davası açma hakkı veren düzenleme de yoktur. Bu nedenlerle alacaklıların sadece 6102 s. TTK’nın 636/2. maddesi gereğince ve 636/2. maddede yazılı şartları varsa limited şirketin feshini isteyebilecekleri, dolayısıyla davacının talebinin de davalı limited şirketin feshi davası olduğu kabul edilmiştir. Zira, 6100 s. HMK’nin 33. maddesine göre olayları anlatmak taraflara vasıflandırmak ise Mahkemeye ait bir görev ve yetkidir.
Davacının, davalı şirketin ortak veya yöneticisi olmadığı, bu davayı alacaklı sıfatıyla açtığı belirlenmiş, davacı tarafın sunduğu belge içeriklerinden de alacaklı sıfatının bulunduğu anlaşılmış, davacı tarafın aktif husumetinin bulunmadığı yönündeki davalı itirazları kabul edilmemiştir.
6102 s. TTK’nin 636. maddesine göre, “(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.”
Davacı alacaklının, sadece 6102 s. TTK’nın 636/2. maddesi gereğince şirketin kanunen zorunlu organlarının bulunmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde davalı şirketin feshini isteyebileceği ancak, mahkemenin karar vermeden önce şirket müdür veya müdürlerini dinleyerek, şirketin durumunun Kanuna uygun hâle getirilmesi için bir süre belirlemesi gerektiği, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin kanunen zorunlu organlarından yoksun bulunmadığı ancak, 2014 yılından dava tarihine kadar genel kurul toplantılarının yapılmadığı belirlenmiş, davalı şirketin tek ortak ve yetkilisi olan …’a yapılmamış olan olağan genel kurul toplantılarının yapılması için 28/09/2022 tarihli duruşmada 2 ay kesin süre verilmiş, yargılama devam ederken kesin süre içerisinde 07/11/2022 tarihinde davalı şirketin 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısı yapılmış, alınan kararlar Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş ve genel kurul toplantının yapılamaması için eksiklik bu şekilde giderilmiştir.
Her ne kadar, davacı tarafından bu dava açıldıktan sonra Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığına 23/01/2023 tarihinde davalı şirket yetkili … hakkında dolandırıcılık, sahtecilik, şantaj, alacaklıdan mal kaçırma amacıyla mevcudu eksiltme, şirket müdürünün kanundan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal, 07/11/2022 tarihli genel kurul kararlarında sahtecilik suçundan şikayetçi olunmuş ise de; davalı şirketin 07/11/2022 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptal edilmediği sürece geçerli olması, davacının da bu genel kurul kararlarının iptalini isteme hakkının bulunmaması nedeniyle, savcılık soruşturmasının sonucunun beklenilmesi esasa etkili ve gerekli görülmemiştir.
6102 s. TTK’nin 636/2. maddesindeki eksiklik davalı şirket müdürü tarafından giderilmiş olmakla, davalı şirketin feshi şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmış, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL. harcın mahsubu ile kalan 99,20 TL. harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı vekilleri için 9.200 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/05/2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …