Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2022/222 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ereğli İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında takibe konu yapılan senet ödendiği.ni ve ödemesi yapıldıktan sonra da senedin üzerine ödendi yazısı yazıldığı , müvekkillerinin bu husus yönünden davalıyı şikayet ettiğini , Ereğli C. Başsavcılığının … esas sayılı dosyası devam ettiğini müvekkillerine şikayet edilen tarafından da senetlerin ödendiği ile yazılan yazı ile birlikte cep telefonundan watshaap üzerinden gönderildiği, senet üzerinde mevcut yazı sonra silindiği ve alacaklı davalı tarafından icra takibine konulduğunu senet üzerindeki ödendi yazısının nasıl silindiği ile ilgili müvekkillerinin veya vekili sıfatı ile bilgisinin olmadığını senet üzerinde kalem izleri yazı silinse bile kalmış olduğu bu yapılacak olan Adli Tıp incelemesi tespit edilebileceği tüm bu nedenlerle senedin ödendiği ve üzerinde her ne kadar silinse de ödeme yazılarının açık ve net olduğu belli olduğundan tedbiren takibin durdurulmasına ardından müvekkillerinin borcu ödemesi sebebi ile davanın kabulüne %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf icra takibine konu bonodan dolayı müvekkillerine borçlu olduğunu davacının , davalının müvekkile verdiği ve icra takibine konu olan bono mücerret borç ikrarına havi belgeler olduğu illeten mücerret olduğunu, kayıtsız şartsız ödeme vaadini içerdiğini , takibe konu bono davacının dava dilekçesinde kendisi tarafından verilmiş imzası inkar edilmemiş kambiyo senedi olduğunu senede karşı ancak senet ile ispatın mümkün olduğunu bu nedenle bu hususta tanıkta dinlenemediğini , davacının iddialarını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, davacı taraf açmış olduğu dava dilekçesinde bononun bedelsiz kaldığını belirttiğini fakat bu bononun neden ve nasıl bedelsiz kaldığını anlatmadığını bononun bedelsiz kaldığı yönündeki iddia gerçek dışı olduğunu ve davacı taraf bu iddiasını ispatlamakla mükellef olduğunu davacı taraf huzurdaki davayı açmakla kötü niyetli olduğunu davalı müvekkilleri davaya konu bonoya ilişkin icra takibi yapması ve daha sonra davacının aracının trafik kaydına yakalama koyması üzerine davacı taraf kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtığını davacı hakkında davaya konu bonoya ilişin icra takibi yapılmadan ihtiyati haciz kararı alındığını bu ihtiyati haciz kararı icraya konulduğunu icra müdürlüğünce icra takibi yapıldığını borçluya ödeme emri tebliğ edildiğini borçlunun ihtiyati haciz kararına ve takibe bir itirazı ve davası olmaması nedeniyle takip kesinleşmiş daha sonra borçlunun aracına haciz konulduğu borçlunun Ereğli İlçesinden borçları nedeniyle kaçtığının öğrenilmesi üzerine borçlunun adına kayıtlı ve kaydına daha önce haciz konulan araca yakalama konulduğunu ve bu tarihe kadar borca itirazı olmayan davacı yakalama konulması nedeniyle davalı alacaklı müvekkilleri hakkında hem savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu hem de huzurdaki davayı açtığını davacı taraf takibe ve davaya konu bononun üzerinde ödendi yazıldığını ve daha sonra silinerek icra takibine konu edildiğini söylediğini davalı müvekkilleri Ereğli ilçesinde yem ve hububat satım işi yaptığını davacı ise daha önce Ereğli ilçesinde hayvancılık yaptığını davacı hayvancılık yapması sebebi ile hayvanların yemini davalıdan almadığını davacı ve davalı arasında yıllara day0anan bir ticaret olduğunu davalı müvekkilleri davacının ödemesini yaptığı evraklara ödendi yazarak bunları watsaptan davacıya atmakta ve daha sonra davacı geldiğinde ödediği evrakları kontrol ederek davacıya teslim ettiğini davalı müvekkilleri davaya konu evrağa sehven ödendi yazdığını daha sonra bu hatasını fark ettiğinde sehven yazdığı yazıyı sildiğini gerçekte ödemesi yapılan evraklar davacıya teslim edildiğini gerçekte ödemesi yapılmayan ve sehven ödendi yazılan evrağa ilişkin ise alacaklı olması sebebi ile icra takibine konu edildiğini davanın reddine karar verilmesini ve davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan dava Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedilmiş, (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Ereğil (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/12/2021 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, kararın istinaf edilmeksizin 03/03/2022 tarihinde kesinleşmesi ve davacı tarafın süresinde yaptığı talep üzerine de dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Menfi Tespit” davasıdır.
Somut olayda; Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararına gerekçe teşkil eden, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de;
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. sayılı emsal kararında, ” Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır. Davacılar tarafından 06/01/2017 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Konya (Ereğli) 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmiştir.” hükmü gereğince ve Samsun BAM . HD’nin 02/11/2021 gün ve … E. … K. sayılı emsal kararında, “Medeni Kanunun 1. maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, buda yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü gereğince, yapılan değerlendirmede yargılamaya egemen olan bir takım ilkelerin bulunduğu, tabii hakim, doğal yargıç ilkesi, usul ekonomisi ilkesi, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi, yargı ayrılığı ilkesi gibi ilkelerin bulunduğu, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi Anayasanın 142. maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görevleri yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu düzenleme kanuni hakim ilkesine atıf yapmaktadır.
Kanuni hakim ilkesi Anayasanın 37. Maddesinde, “Kanuni hakim güvencesi başlığı altında hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.” hükmü ile düzenlenmiştir. Kanuni hakim; görev ve yetkisi kanunla belirlenmiş olan mahkemenin hakimidir. Bu ilkeyi karakterize eden tek unsur mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri ve kanuni hakim ilkesi çerçevesinde mahkeme kurma görevi münhasıran yasama organına yani TBMM’ye aittir. İdarenin tüzük ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri aracılığıyla mahkeme kurması, kurulmuş mahkemenin görevlerini, yetkilerini ve yargılama usullerini değiştirmesi mümkün değildir. Bu ilke yargılamanın adil biçimde tarafsız ve bağımsız hakimlerce yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Tabii hakim ilkesi ise, Mahkemelerin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinde gözetilmesi gereken ilkelerdendir. Tabii hakim yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabi hakim dendiği, tabii hakim ilkesi, kanuni hakim ilkesinden daha geniş bir anlam ifade ettiği, bu çerçevede tabii hakim ilkesine uygunluğun sağlanması için kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığının gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır…
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarında da; doğal hakim ilkesine atıflar yapılmıştır. Bireylerin yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı AİHS’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddesinde; herkes davasını medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar yada cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir denilmek suretiyle güvence altına alınmıştır. AİHS’nde doğal hakim ilkesi adil yargılama hakkına ilişkin 6. Maddede; mahkemelerinin yasayla kurulmuş olması ve bağımsız ve tarafsız olması gibi kriterler esas itibariyle doğal hakim ilkesini de kapsar bir nitelik arz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin yargı yetkisinin ancak yasama organı tarafından kanunla düzenlenebileceğini belirterek içtihat yoluyla da bu kuralın esnetilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından” davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kaldı ki, Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, … E., … K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir…
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve … E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. ”
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında, Samsun BAM . Hukuk Dairesi’nin ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. Sayılı emsal kararında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırı olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle de, mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar kesinleştiğinde dosyanın daha önce görevsizlik kararı veren Ereğli (Konya) (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Yargılama giderlerinin, 6100 s. HMK’nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca görevli mahkemesince takdir edilmesine,
3-Kararın istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halinde, Ereğli (Konya) (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2. Asliye Hukuk Mahkemesince de daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
Dair ; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren, 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar verildi. 18/03/2022

Katip … Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.