Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/162 E. 2023/747 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASINDA ;
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR: 1-
2-
VEKİLLERİ :
3-
4-
5-
BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASINDA ;
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR: 1-
2-
VEKİLLERİ :
DAVA : YÖNETİM KURULU KARARININ İPTALİ (Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden: YÖNETİM KURULU ve GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ, Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden: YÖNETİM KURULU KARARLARININ İPTALİ)
DAVA TARİHİ : (Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden: , Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden: )
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 08/03/2022 tarihli dava dilekçesi, 22/03/2022 tarihli 1. tavzih, 23/03/2022 tarihli 2. tavzih, 10/06/2022 tarihli 3. tavzih dilekçesi ve 01/02/2023 tarihli duruşmadaki tavzih beyanlarıyla ; davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin aile şirketi niteliğinde olup, ortaklar arasındaki ihtilaflara ilişkin çok sayıda dava bulunduğunu, davalı şirket yönetimi tarafından davacının şirket ortaklığından doğan haklarını bertaraf etmek için işlemler yapıldığını, bu amaçla davalı şirket yönetim kurulu tarafından 08/02/2022 tarih ve 11 sayılı karar alındığını, alınan bu kararın hakkaniyet, nesafet, iyiniyet, dürüstlük ve eşitlik kurallarına aykırı olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 08/02/2022 tarih ve 11 sayılı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun veya batıl olduğunun tespitini ya da iptalini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili 08/04/2022 tarihli dava dilekçesi ve 29/09/2022 tarihli tavzih dilekçesi ile 01/02/2023 tarihli duruşmadaki tavzih beyanlarıyla ; davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin aile şirketi niteliğinde olup, ortaklar arasındaki ihtilaflara ilişkin çok sayıda dava bulunduğunu, davalı şirket yönetimi ve genel kurulu tarafından davacının şirket ortaklığından doğan haklarını bertaraf etmek için işlemler yapıldığını, bu amaçla davalı şirket yönetim kurulu tarafından 01/02/2022 tarih ve 9 sayılı, 07/02/2022 tarih ve 10 sayılı, 08/02/2022 tarih ve 11 sayılı yönetim kurulu kararları ile 23/03/2022 tarihli saat 15:00 ve 16:00’da yapılan iki ayrı genel kurul kararları alındığını, alınan bu kararların hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 01/02/2022 tarih ve 9 sayılı, 07/02/2022 tarih ve 10 sayılı, 08/02/2022 tarih ve 11 sayılı yönetim kurulu kararları ile 23/03/2022 tarihli saat 15:00 ve 16:00’da yapılan iki ayrı genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun veya batıl olduğunun tespitini ya da iptalini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2022 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile açılan bu davanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili 29/12/2022 tarihli dava dilekçesi ve 01/02/2023 tarihli duruşmadaki tavzih beyanlarıyla ; davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin aile şirketi niteliğinde olup, ortaklar arasındaki ihtilaflara ilişkin çok sayıda dava bulunduğunu, davalı şirket yönetimi ve genel kurulu tarafından davacının şirket ortaklığından doğan haklarını bertaraf etmek için işlemler yapıldığını, bu amaçla davalı şirket yönetim kurulu tarafından 06/12/2021 tarih ve 6 sayılı yönetim kurulu kararı ile 08/12/2021 tarih ve 8 sayılı yönetim kurulu kararları alındığını, alınan bu kararların hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 06/12/2021 tarih ve 6 sayılı yönetim kurulu kararı ile 08/12/2021 tarih ve 8 sayılı yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul olduğunun veya batıl olduğunun tespitini ya da iptalini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/01/2023 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile açılan bu davanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen her üç davada dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden davalılar vekilleri, pasif husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve hukuki yarar itirazında bulunmuşlar ayrıca davanın esastan da reddini istemişlerdir. Diğer birleşen iki davada da davalılardan … ve … … Ltd. Şti. vekilleri davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir. Diğer davalılar duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemişlerdir.
Dava konusu yönetim kurulu ve genel kurul karar suretleri ile davalı şirkete ilişkin ilgili ticaret sicil kayıtları ve taraflar arasındaki davalara ilişkin ilgili belge suretleri dosyamıza getirtilmiş, bilirkişi heyetinden 03/01/2022 tarihli rapor, başka bir bilirkişi heyetinden 05/09/2023 tarihli rapor alınmış, davacı vekili 29/12/2022 tarihli uzman görüşünü ibraz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Birleşen davalar, “Yönetim Kurulu Kararları ile Genel Kurul Kararlarının Yoklukla Malul Olduğunun veya Batıl Olduğunun Tespiti ya da İptali” davalarıdır.
6102 s. TTK’nın 644/1-c maddesine göre, anonim şirketlere ilişkin “Yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki 391 inci ve müdürlerin bilgi alma haklarına kıyas yolu ile uygulanmak üzere 392 nci madde” hükümleri limited şirketlere de uygulanır.
6102 s. TTK’nın 391. maddesine göre de, “(1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan, b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.”
Yargıtay . HD’nin 18/01/2018 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “kural olarak yönetim kurulu kararlarının iptali istenemez ise de doğrudan üyeyi ilgilendiren konularda iptal davası açmak mümkün olduğundan bu kararlar bakımından da işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir.”
Yargıtay HGK’nun 02/04/2014 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Hükümsüzlük halleri, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ela alınabilir.
Kavram olarak yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir.
Şirketler hukukundaki emredici hükümlere göre, genel kurul kararlarının oluşabilmesi için iki kurucu unsur gereklidir: Birincisi genel kurul toplantısı yapılması, ikincisi toplantıda karar alınmasıdır. Bunların birisindeki eksiklik halinde, işlem (karar) hiç doğmamış sayılır; yani baştan itibaren yoktur. Örneğin, karar alınmadığı halde alınmış gibi gösterilirse veya Bakanlık temsilcisinin toplantıda bulunmaması halinde işlem, yoklukla sakat olacaktır.
Butlan ise; bir işlemin, konusuna ilişkin emredici hükümlere aykırı olması halidir. Eş söyleyişle, bir işlemin konusu; kanuna, ahlaka, adaba, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ya da, imkânsız ise, bu işlem batıldır. Yokluktaki gibi, butlanda da kesin geçersizlik söz konusudur; hâkim bunu re’sen göz önünde bulundurur ve herkes bu geçersizliği, iptal davasında öngörülen üç aylık süreyle bağlı olmaksızın ileri sürebilir ve tespit ettirebilir. Yokluk ve butlan arasında sonuçları değil, sebepleri bakımından farklılık bulunmaktadır (… , … , Şirketler Hukuku, 2012, 2. Baskı, s.190)…
İptal edilebilir kararlarda ise; genel kurul kararının geçersizlik halini oluşturan nedenin, işlemin, baştan itibaren geçersiz olması sonucunu doğuracak nitelikte olmaması hali söz konusudur…
Eş söyleyişle; mutlak butlanla batıl kararlar, baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlilik kazanma olanağı olmayan, emredici kurallara, kamu düzenine veya ahlaka ve adaba aykırı veyahut konusu olanaksız olan kararlardır. Bu tür kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve mahkemece, re’sen üzerinde durulması da gerekir…
Yokluk ve butlan hallerinin re’sen göz önünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, 6762 Sayılı TTK’nun 381. maddesinde düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği Hukuk Genel Kurulu’nun 12.3.2008 gün ve … E., … K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Bu itibarla, anonim şirket kararının iptali için yukarıda açıklanan hükümsüzlük hallerine dayanılmadığı durumlarda iptal davası açılabilmesi için, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 381. maddesinde (benzer düzenleme 6102 Sayılı TTK, 445 ve 446. maddelerinde mevcuttur) düzenlenen koşulların oluşması gerekir. Anılan yasa hükmü aynen;
“Aşağıda yazılı kimseler, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabilirler:
1. Toplantıda hazır bulunup da karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten veya reyini kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya davetin usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut umumi heyet toplantısına iştirake salahiyetli olmıyan kimselerin karara iştirak etmiş bulunduklarını iddia eden pay sahipleri;
2. İdare meclisi;
3. Kararların infazı idare meclisi azalariyle murakıpların şahsi mesuliyetlerini mucip olduğu takdirde bunların her biri.
İptal davasının açılması keyfiyetiyle duruşmanın yapılacağı gün, idare heyeti tarafından usulen ilan olunur.
Birinci fıkrada yazılı üç aylık hak düşüren müddetin sona ermesinden önce duruşmaya başlanamaz. Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.
Mahkeme şirketin talebi üzerine şirketin muhtemel zararına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını tayin mahkemeye aittir.” şeklindedir.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere, hükümsüzlük hallerinin bulunmadığı genel kurul kararlarının iptalini isteyebilmek için, toplantıda hazır olan ortağın, alınan kararlara muhalif kaldığını toplantı tutanağına yazdırması (muhalefet şerhi) ve üç aylık hak düşürücü sürede dava açılması gerekmektedir. Aksi halde, iptal edilebilir kararlar açısından dava hakkı söz konusu olmaz….
Yönetim kurulu kararının ‘iptali’ şeklindeki davacı isteminin, bu kararın ‘batıl olduğunun tespiti’ istemi olarak kabul edilmesi sonucu yapılan incelemeye gelince; bilindiği üzere mülga 6762 Sayılı TTK’da ve 6102 Sayılı TTK’da yönetim kurulu kararlarının iptali yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiş olup, 6102 sayılı TTK 391. maddesinde, kararın batıl olduğunun tespitinin istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu yasa değişikliğinden önce de uygulamada, anonim şirket yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun mahkeme kararıyla tespit edilebileceği kabul edilmekteydi.
Mutlak butlan halleri ile şahsi hakları ihlal eden anonim şirket yönetim kurulu kararları aleyhine, şirket genel kuruluna başvuru yapılmadan ilgilisi tarafından dava açılabilir…”
Somut olayda ; Mahkememizce alınan 03/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davalı şirketin en son 2019 yılındaki artış ile sermayesini 33.000.000 TL.’ye yükselttiği, büyük ortak (%90 hisse) …’ın sermaye koyma borcunun bulunmadığı ve bu ortağın sermaye koyma borcunu şirket kaynaklarından karşıladığına dair bir kayda rastlanmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan 07/09/2023 tarihli 2. bilirkişi heyeti raporunda ise davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, 28/12/2018 tarihi itibariyle davacının davalı şirkete 1.308.125,05 TL. sermaye koyma borcunun bulunduğu, davacının 31/12/2017 tarihi ve öncesine ait davalı şirketten bir alacağının olmadığı, davalı şirketin 01/01/2018-31/12/2021 döneminde elde ettiği 15.089.721,40 TL. kârın %10’u olan 1.508.972,14 TL.’nin ve 2022 yılında elde ettiği 17.374.393,48 TL. kârdan davacının payına düşen 1.048.780,94 TL.’nin kâr payı dağıtımına karar verilmediği için davacıya ödenmediği, davacının davalı şirkette hissenin %10 olduğu, davacının sermaye koyma borcunu ödememesi nedeniyle ıskat şartlarının oluştuğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından sunulan ve hem Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. hem Mahkememizin … E. sayılı dosyasına hitaben hazırlanan 29/12/2022 tarihli uzman görüşünde ise, davalı şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalkması nedeniyle şirketin feshi şartlarının oluştuğu ancak, şirketin faal bir şirket olması nedeniyle davacının paylarının karar tarihine en yakın tarih itibariyle belirlenmek ve ödenmek suretiyle davacının şirket ortaklığından çıkartılması suretiyle uygun bir çözüme gidilmesinin daha isabetli olacağı, davalı şirketin dava tarihine kadar 7 defa sermaye artışı yaptığı, davacı tarafından taahhüt edilen sermaye koyma borcunun karşılanmadığı, diğer ortağın (…) sermaye koyma borcunu şirket kaynaklarından karşıladığı hususunun ise araştırılmasının gerektiği, davalı şirketin 2018 yılından 2021 yılına kadar genel kurul toplantısını yapmadığı, bu yıllarda hem kâr elde edip bunu dağıtmamasının ve hem de davacı hakkında (sermaye koyma borcunu ödemediğinden bahisle) ıskat kararı alınmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaati belirtilmiştir.
Asıl … E. sayılı dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Asıl davaya konu olan 08/02/2022 gün ve 11 sayılı yönetim kurulu (yönetim kurulu başkanı) kararında, şirket yönetim kurulunun 07/02/2022 gün ve 10 sayılı kararının genel kurulun onayına sunulmasına ve şirket anasözleşmesinin 6. maddesinin tadili tasarısı konusunda karar alındığı ayrıca, genel kurul toplantısının yapılması ve pay devir işlemlerinin genel kurulca onaylanması ve anasözleşme tadili/değişikliği yapılması halinde bu hususların şirket kayıtlarına işlenmesine ve ticaret siciline tescil ve ilanına dair karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere, yönetim kurulu kararlarının iptalinin istenilmesi kural olarak mümkün mümkün olmayıp ancak, yokluğunun veya batıl olduğunun tespiti istenebilir. Bu yönetim kurulu kararında kararın içeriği itibariyle yokluk veya butlan sebepleri görülmemiş, davacıyı doğrudan ilgilendiren yönetim kurulu kararlarının iptali istenebilecek ise de, alınan kararların içeriğinde özellikle kanuna, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına bir aykırılık tespit edilememiş, alınan kararların genel kurulun onayına sunulmasına karar verilmesi karşısında, bu yönetim kurulunda alınan kararların, yokluk veya butlan sebepleri ya da iptali sebepleri görülmediğinden davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden değerlendirmede ise;
Davalı şirketin 01/02/2022 gün ve 9 sayılı, 07/02/2022 gün ve 10 sayılı ve 08/02/2022 gün ve 11 sayılı yönetim kurulu kararlarının iptali ile 23/03/2022 tarihinde saat 15:00 ve saat 16:00’da yapılan 2 ayrı genel kuruldaki kararların iptalinin istenildiği, davalı şirket dışında şirket ortaklarından … , … , … ve …’ın da davalı gösterildiği görülmüştür.
Davalı şirket yönetim kurulu veya genel kurul kararlarının iptali davalarının sadece ilgili şirkete karşı açılmasının gerekmesi, şirket ortak veya yönetim kurulu üyelerinin bu davada pasif husumet sıfatlarının bulunmaması, sıfatın ise Yargıtay HGK’nun 14.04.2022 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere, “ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durum” olması nedeniyle birleşen dava yönünden davalılardan …, …, … ve …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen bu dava 08/04/2022 tarihinde açılmış, Mahkememizdeki asıl davanın ise bu davadan önce 08/03/2022 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizdeki … E. sayılı asıl davada davalı şirket yönetim kurulunun 08/02/2022 gün ve 11 sayılı yönetim kurulu kararının iptalinin istenildiği halde, sonraki tarihli birleşen dava içerisinde de 08/02/2022 gün ve 11 sayılı yönetim kurulu kararının iptalinin istenilmesi nedeniyle, bu talep yönünden derdestliğe ilişkin dava şartı eksikliğinin ortaya çıktığı görülmüş, bu yönetim kurulu kararı yönünden 6100 s. HMK’nin 114/1-ı ve 115/1. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davaya konu olan yönetim kurulu kararlarından 01/02/2022 gün ve 9 sayılı yönetim kurulu kararında, davalı şirket ortaklarından davacı …’ın bakiye 1.308.125,05 TL. sermaye borcunu süresinde ödememesi nedeniyle şirket ortaklığından ıskatına karar verildiği, 07/02/2022 gün ve 10 sayılı yönetim kurulu kararı ile de davacı …’a ait olup kendisinin şirket ortaklığından ıskatı nedeniyle kendisine ait payın davalı şirketin kararda yazılı diğer ortaklarına yine kararda yazılı hisselerle devrine, bu kararın genel kurul onayına sunulmasına karar verildiği görülmüştür.
Birleşen davaya konu olan 23/03/2022 tarihinde saat 15:00’de yapılan genel kurul toplantısında davacı ortak …’ın yedek akçe belirlenmesi ve kâr payı dağıtılması taleplerinin reddine karar verildiği, aynı tarih saat 16:00’da yapılan genel kurul toplantısında ise davacı ortak …’ın 33.000.000 TL.’lik sermaye borcundan kalan 1.308.125,05 TL.’yi tüm uyarı ve ihtarlara rağmen yasal süresi içerisinde yerine getirmemesi nedeniyle şirket ortaklığından ıskatına ve bu ortağa ait payların diğer ortaklara devrine ilişkin davalı şirket yönetim kurulunun 01/02/2022 gün ve 9 sayılı kararı ile 07/02/2022 gün ve 10 sayılı yönetim kurulu kararlarının onaylanmasına, şirket anasözleşmesindeki sermaye başlıklı 6. maddenin değiştirilmesine ilişkin teklifin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafından, davalı şirketin büyük ortağının sermaye koyma borcunu şirket kaynaklarından karşılayarak yerine getirdiği ve iyiniyetli hareket etmediğini ileri sürmesine rağmen 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile şirket ticari defter ve belgelerinden buna ilişkin bir kaydın olmadığı ve şirketin büyük ortağının sermaye koyma borcunun olmadığı anlaşılmış, 05/09/2023 tarihli 2. bilirkişi raporu ile de davacının sermaye koyma borcunun yönetim kurulu kararlarında yazıldığı gibi 1.308.125,05 TL. olduğu, davacının %10 hisseye sahip olup sermaye koyma borcunu ihtarlara rağmen de yerine getirmediği ve ıskat şartlarının oluştuğu belirlenmiştir.
Davacı tarafından sunulan uzman görüşünün şirket feshine ilişkin kanaatlerinin, Mahkememizdeki birleşen her üç dava ile de ilgisinin bulunmadığı, davalı şirketin kâr elde etmesine rağmen dağıtmayıp sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden bahisle ıskat kararı vermesinin ise dürüstlük kuralına aykırı olduğu yönündeki kanaatlerinin ise hukuki bir değerlendirme olup, Mahkemenin alanı dışında uzmanlık gerektiren teknik bir konu olmadığı, bu konuda değerlendirme yapmanın mahkemeye ait bir görev ve yetki olduğu düşünülmüştür.
Her ne kadar davalı şirketin 2018 – 2021 yılları arasında kâr elde etmiş ise de, bu kârı dağıtmaması ve dağıtılması muhtemel kâr payından daha olan az sermaye koyma borcunu ödemesini davacıdan isteyip, sonra da ıskat işlemini uygulamasının davalı şirket yönünden hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır. Çünkü, kâr payı dağıtımı konusunda büyük ortağa da farklı bir uygulama yapılmadığı, büyük ortağının (%90) kâr payı almadan sermaye koyma borcunu eksiksiz yerine getirdiği, davalı küçük ortağın (%10) sermaye koyma borcu miktarının 1.308.125,05 TL. olup, borcun miktarı ile bu borcun 2019 yılından beri ödenmemiş olması, 2021 yılı aralık ayında yapılan ihtara rağmen de ödenmemiş olması gözönünde bulundurularak, davacının bu borcun ödenmesi için davalı şirketin kâr payı dağıtmasını beklemeye hakkının bulunmadığı, davalı şirkete de böyle bir zorunluluk yüklenemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Birleşen bu davaya konu olan 01/02/2022 gün ve 9 sayılı ve 07/02/2022 gün ve 10 sayılı yönetim kurulu kararları ile 23/03/2022 tarihli 2 ayrı genel kurul toplantısında alınan kararların yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik sebepleri ispat edilemediğinden bu kararların iptali talebi reddedilmiştir.
Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden değerlendirmede de;
Davalı şirketin 06/12/2021 gün ve 6 sayılı yönetim kurulu kararı ile 08/12/2021 gün ve 8 sayılı yönetim kurulu kararlarının yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik sebebiyle iptali dava edilmiş, davalı şirketin dışında davalı şirket yönetim kurulu başkanı ve ortağı … da davalı gösterilmiştir.
Yukarıda da yazıldığı gibi davalı şirket yönetim kurulu veya genel kurul kararlarının iptali davalarının sadece ilgili şirkete karşı açılmasının gerekmesi, şirket ortak veya yönetim kurulu üyelerinin bu davada pasif husumet sıfatlarının bulunmaması, sıfatın ise her aşamada ve re’sen değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle birleşen bu dava yönünden de davalılardan …’a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen bu dava yönünden hukuki yarar itirazları da yerinde görülmemiştir.
06/12/2021 gün ve 6 sayılı yönetim kurulu kararının incelenmesinde; davacı …’a gönderilen ihtarnameye rağmen bakiye 1.308.125,05 TL. sermaye koyma borcunu ödememiş olması nedeniyle, bu yönetim kurulu kararının ilamından veya kendisine tebligat yapılırsa tebliğden itibaren geçecek 7 günden sonraki 1 ay içinde yönetim kurulu kararında yazılı iban numarasına ödemesi konusunda tebligat çıkartılmasına, aksi takdirde şirket ortaklığından ıskatına karar verileceğinin …’a bildirilmesine karar verildiği görülmüştür.
08/12/2021 gün ve 8 sayılı yönetim kurulu kararının incelenmesinde de; davalı şirketin ticari defter ve belgelerin incelenmesi talebiyle davacı … tarafından şirket yöneticisi …’a gönderilen ihtarnamelerin (inceleme talebi muhatabının şirket olması nedeniyle) nazara alınmamasına, şirkete yönelik ihtarnameler hakkında ise davacı tarafından Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırası üzerinden şirket fesih davasının açılması, şirketin tüm ticari defter ve belgelerine el konulması, bu defter ve belgelerde bilirkişilerce inceleme yapılması, denetim kayyımı tayin edilmesi, ayrıca davacı tarafından şirket yönetim kurulu veya genel kurul kararı beklenmeden Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinden … E. sayılı ticari defter ve belgelerin incelenmesi davası açılması nedeniyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
Yönetim kurulu kararları yönünden esas itibariyle ancak yokluk ve butlanının ileri sürülebilecek olması ancak, ortağı doğrudan ilgilendiren yönetim kurulu kararlarının iptalinin istenebilecek olmasına rağmen, yokluk ve butlan hallerinde dava süresi söz konusu olmadığı gibi, yasada açıkça iptal öngörülmeyip içtihatlarla yönetim kurulu kararlarının iptalinin sınırlı şartlarda kabul edilmesi ve iptal halinde dava açmaya ilişkin yasal bir zamanaşımı veya hak düşürücü sürenin olmaması nedeniyle, davalı tarafın gerek birleşen bu davaya gerekse diğer birleşen davalardaki yönetim kurulu kararlarına yönelik zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları kabul edilmemiştir. Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasına konu olan genel kurul kararları yönünden de yokluk ve butlan sebepleri süreye bağlı olmadığı gibi, iptal edilebilirlik sebebi yönünden de 3 aylık sürenin geçmediği görülmüş, bu nedenle davalı tarafın genel kurul kararlarına yönelik zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları da kabul edilmemiştir.
Yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere kural olarak yönetim kurulu kararlarının iptalinin değil, yokluk veya butlanının tespitinin istenebilecek olması ancak ortağı doğrudan ilgilendiren kararlar yönünden iptal edilebilirlik sebebinin ileri sürülebilecek olması, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen bu davasına konu her iki yönetim kurulu kararının yokluk veya butlan sebeplerinin ya da iptal edilebilirlik sebeplerinin ispat edilememesi, 08/12/2021 tarihli yönetim kurulu kararında ticari defterlerin incelenmesine izin verilmemesi karşısında bu ihtilafın ticari defterlerde izin verilmesini talebi içeren ayrı bir dava ile giderilebilecek olması nedenleriyle, her iki yönetim kurulu kararının yokluk, butlan veya iptal edilebilirlik sebepleriyle iptali talebi de reddedilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacı …’ın asıl … E. sayılı davası yönünden; davalı şirketin 08/02/2022 gün ve 11 sayılı şirket yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğuna veya batıl sayılması gerektiğine ya da iptaline ilişkin taleplerin İSPAT EDİLEMEMESİ NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’ın birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden;
a) Davalılardan …, …, … ve …’a karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
b) Davalılardan … … …. Tic. Ltd. Şti.’ye karşı açılan davaya ilişkin olarak ise;
aa) Davalı şirketin 08/02/2022 gün ve 11 sayılı yönetim kurulu kararının iptali talebinin, 6100 s. HMK’nin 114/1-ı ve 115/1. maddeleri gereğince derdestlik DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
bb) Davalı şirketin 01/02/2022 gün ve 9 sayılı yönetim kurulu kararı ile 07/02/2022 gün ve 10 sayılı yönetim kurulu kararının iptali talebinin İSPAT EDİLEMEMESİ NEDENİYLE REDDİNE,
cc) Davalı şirketin 23/03/2022 tarihli ve saat 15:00 ve 16:00’da yapılan 2 ayrı genel kurulda alınan kararların iptali talebinin İSPAT EDİLEMEMESİ NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davacı …’ın birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası yönünden;
a) Davalılardan …’a karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
b) Davalılardan … … …. Tic. Ltd. Şti.’ye karşı açılan davaya ilişkin olarak ise, davalı şirketin 06/12/2021 gün ve 6 sayılı yönetim kurulu kararı ile 08/12/2021 gün ve 8 sayılı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğuna veya batıl sayılması gerektiğine ya da iptaline ilişkin taleplerin İSPAT EDİLEMEMESİ NEDENİYLE REDDİNE,
4-Karar tarihi itibariyle ;
a) Asıl … E. sayılı davadan dolayı, alınması gereken 269,85 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL. harcın mahsubu sonucu kalan 189,15 TL. harcın davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
b) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasından dolayı, alınması gereken 269,85 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL. harcın mahsubu sonucu kalan 189,15 TL. harcın davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasından dolayı, alınması gereken 269,85 TL. maktu ret karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL. harcın mahsubu sonucu kalan 189,15 TL. harcın davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından birleşen her üç dosyada yapılan yargılama giderleri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Birleşen her üç dosyada davalı şirket tarafından yapılan toplam 100 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ;
a) Asıl … E. sayılı davadan dolayı, davalı şirket vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
b) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasından dolayı;
aa) Davalı şirket vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
bb) Davalılardan … vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılardan …’a verilmesine,
c) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davasından dolayı;
aa) Davalı şirket vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
bb) Davalılardan … vekilleri için 17.900 TL. maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılardan …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; birleşen her üç davada davacı vekili ile birleşen her üç davada bir kısım davalılar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/11/2023

Başkan Üye Üye Katip