Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/421 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZIM TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza da yaralanan …’a müvekkili şirket tarafından 12.240,51TL tazminat ödendiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi gereğince rücu haklarının bulunduğunu ödenen tazminatın tahsili için Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptıklarını, borçlu davalının haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde ki itirazın iptali ile başlatılan takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, müvekkilinin alacağının semeresiz kalmaması adına başta kazaya karışan … plakalı araç olmak üzere davalı adına kayıtlı taşınmaz ve araçların kayıtları üzerine iyiniyetli üçüncü kişilere devrinin engellenmesi bakımından ihtiyati tedbir vaazına, arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlanması ve arabuluculuk sürecinin vekil ile takip edilmesi sonucu Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 16/2c maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti vekalet ücretinin tarafımız lehine takdir edilmesine, Harçlar Kanunu 29/3’e göre icra takibindeki peşin harcın işbu davadaki harçtan mahsubuna, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; öncelikle davacı tarafça aynı trafik kazası nedeniyle müvekkili şirket aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, bu takibe itiraz edilmekle itirazın iptali amacıyla Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile davanın açıldığını, aynı trafik kazasına ilişkin taraflar arasında derdest bir davanın mevcut olduğunu, bu nedenle de mahkemenizdeki bu dosyaya derdestlik itirazında bulunduklarını, bu talepleri kabul edilmediği takdirde tarafları ve konusu aynı olan bu iki davanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirkete ait ve dava dışı …’ ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç olayın gerçekleştiği gün … Caddesinde orta şeritten ilerlerken dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tali yoldan kontrolsüzce aniden ana caddeye çıkması nedeniyle bu araca çarpmamak için sol şeride geçmek zorunda kaldığını, akabinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü gece vakti havanın yağışlı olmasına rağmen aşırı hızla seyrederek müvekkiline ait araca arkadan çarptığını, kazanın oluştuğunun farkında bile olmayan müvekkilinin olay yerini kasti bir amaçla terk etmediğini, müvekkilinin kaza yerinde durmayıp hiçbir şeyden habersizce seyrine devam ettiğini, her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında müvekkiline kusur izafe edilmişse de bu kusuru kabul etmediklerini, zira aşırı şekilde hızlı seyrederek ve müvekkiline ait araca arkadan çarpan … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olması gerekirken kusur verilmeyişini kabul etmediklerini, kaza sonrasında araç sürücüsünün olay mahallini terk etmesinin tek başına kusurlu olduğunun delili olmadığı gibi rücu sebebinin de olamayacağını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebininde yasal dayanağının bulunmadığını, malum olduğu üzere icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazının haksız ve takibi geciktirmek amacıyla kötü niyetle yapılmış olmasının yanı sıra alacağın belirlenebilir yani likit olmasının gerektiğini belirterek; davanın öncelikle usulden reddine, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 12.240,51 TL asıl alacak ve 3.088,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.329,11 TL üzerinden başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın hükümden düşürülmesi için de eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı alacaklı olduğu yönündeki iddialarını usulünce ispatlamalıdır. Davacı, işleteni davalı olan … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında 02/05/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle …’a ödeme yaptığını, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle ödenen tutarın işletenden rücuen tahsilinin gerektiğini iddia etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu trafik kazasının oluşmasında kimlerin hangi oranda kusurlu olduğu, kaza neticesinde dava dışı …’ın yaralanıp yaralanmadığı, yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olup olmadığı, dava dışı …’ın bu kaza neticesinde uğradığı maddi zarar tutarının ne kadar olduğu, davacının …’a yapılan tazminat ve vekalet ücreti ödemesini, arabulucu ile ekspere yapılan ödemeleri rücuen talep etmesinin mümkün olup olmadığı, sigortalı araç sürücüsünün olay mahallini terk edip etmediği, sigortacının rücu şartlarının oluşup oluşmadığı ve davacının rücuen talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dava dosyası içeriği ile kaza tespit tutanağı dikkate alındığında, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsünün … olduğu ve yine kaza sonrasında olay yerini terk ettiği sabittir. Her ne kadar araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği sabit ise de davacı işleten davalının yaptığı ödemeden değil, ancak dava dışı …’ın gerçek zararından sorumludur. Yine, davacının sarf etmek zorunda kaldığı masrafları da rücu edebileceği kabul edilmelidir. Bu kapsamda davalı tarafça öncelikle kazanın oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun, …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunun, tazminat ve ferilerin ödenmek zorunda kalındığının ispatlanması gerekir.
Davacının, aynı kazadan kaynaklı maddi hasar nedeniyle dava dışı zarar görene yaptığı ödemenin rücusu istemli olarak Konya . İcra Dairesi’nin … E sayılı takibini başlattığı, itiraz üzerine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kayıtlı davayı açtığı ve dava neticesinde rücu şartlarının oluştuğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında tanzim edilen 06/01/2022 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında …’un % 70, …’ün % 30, …’ın ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir. ATK raporu Mahkememizce taraflara tebliğ edilmiş ve taraflara rapora karşı beyanda bulunma hakkı tanınmıştır. Her ne kadar taraflarca rapora itiraz edilmiş ise de; raporun ceza dosyasında tanzim edilen 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ve 24/03/2021 tarihli ATK raporu ile uyumlu olması nedeniyle taraf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu kapsamda, Mahkememizce davaya konu trafik kazasının oluşmasında …’un % 70, …’ün % 30, …’ın ise kusursuz olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili 08/06/2022 tarihli tavzih dilekçesi ile …’a ödenen tazminatın sürekli iş göremezlik zararına dayalı olarak ödendiğini belirtmiş olup, bu aşamada dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 02/05/2020 tarihinde meydana gelmiş olup, davacı hakkında düzenlenecek maluliyet raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekir.
SEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 09/09/2020 tarihli maluliyet raporu ile …’ın yaralanmasının Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerine göre % 4 olduğu tespit edilmiş, yine Mahkememizce tanzim ettirilen NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 23/03/2023 tarihli maluliyet raporu ile de kalıcı sakalık oranının % 4 olduğu belirlenmiştir. Bu kapsamda, Mahkememizce …’ın kalıcı sakatlık oranının % 4 olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
12/05/2023 tarihli hesap raporu ile, dava dışı …’ın ödeme tarihindeki verilere ve % 4 kalıcı sakatlık oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 57.644,82 TL olduğu tespit edilmiştir. Sigortacı, ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuruna tekabül eden tazminat tutarını sigortalısına rücu edebilir. Dolayısıyla davacının kusur oranına göre talep edebileceği tazminat tutarı 17.293,45 TL’dir. Ancak davacı tarafça daha az ödeme yapıldığından, davacının rücu edebileceği tutarın 6.952,18 TL olduğu açıktır.
12/05/2023 tarihli hesap raporu ile davacının takip tarihi itibariyle;
6.952,18 TL Diğer Asıl Alacağı (İstenen: Yıllık Adi Kanuni Faiz)
503,99TL İşlemiş Faiz (15/12/2020-05/10/2021 arası 294 Gün %9,00)
1.320,00TL Diğer Asıl Alacağı (İstenen: Yıllık Adi Kanuni Faiz)
95,69TL İşlemiş Faiz (15/12/2020-05/10/2021 arası 294 Gün %9,00)
3.400,00TL Diğer Asıl Alacağı (İstenen: Yıllık Adi Kanuni Faiz)
246,48TL İşlemiş Faiz (15/12/2020-05/10/2021 arası 294 Gün %9,00)
568,33 TL Diğer Asıl Alacağı (İstenen: Yıllık Adi Kanuni Faiz)
41,20TL İşlemiş Faiz (15/12/2020-05/10/2021 arası 294 Gün %9,00)olmak üzere toplam 13.129,19TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştrir.
Davacının, arabuluculuk masrafına ilişkin ödeme ile vekalet ücreti ödemesini rücu edebileceği noktasında tereddüt bulunmamaktaysa da, eksper ücretini rücuen talep edip edemeyeceğinin belirlenmesi önem arz etmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; Mahkemece, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporu ücretinin yargılama giderleri kapsamında kabul edilmesi uygun olmadığı gibi, davacı tarafından talep edilen miktara dahil olan bu kalemin reddi ile reddedilen kısım bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda mahkemece karar verilmemiş olması doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde,
Yine aynı Daire’nin … E … K sayılı ilamı; ”Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davacı talebi, hasarlı emtia bedeli, demuraj bedeli ve hasar tespiti için yapılan muayene giderlerden oluşmaktadır. Mahkemece bu üç kaleme yönelik talebin kabulüne karar verilmiş ise de, davacı sigorta şirketi tarafından talep edilen hasar tespiti için muayene giderlerinin eksper ücreti olup olmadığı, bu ücretin rücuen davalıdan istenilip istenilemeyeceği hüküm yerinde tartışılmamıştır. Bu itibarla mahkemece davacının talep ettiği bu kalem yönünden isteminin içeriği araştırılarak istemin eksper ücreti olması halinde bunun rücuen davalıdan istenemeyeceği düşünülmeden, bu alacak kalemi yönünden hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bu nedenle davalı … A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Sigorta şirketi sadece ödediği para nispetinde rücu edebileceğinden ekspere ödenen ücreti zarar verenden rücuen tahsilini talep etmesi mümkün değildir. Y. TD. 18.12.1970 E… K… (G.E. Sigorta Hukuku sf:1267)
Anılan emsal nitelikteki içtihatlara istinaden davacının eksper masrafını rücu edemeyeceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla, davacının takip tarihi itibariyle (6.952,18 + 1.320,00 + 3.400,00 = ) 11.672,18 TL asıl alacak ve (503,99 + 95,69 + 246,48 =) 846,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.518,34 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiş ve takibe itirazın bu tutarlar üzerinden iptaline karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar takibe itiraz kısmen haksız ise de alacağın likit olmaması nedeniyle davacının, takibin kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle ise davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.672,18 TL asıl alacak ve 846,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.518,34 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine,
3-Alınması gereken 855,12 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 185,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 669,98 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL. yargılama giderinin 242,04 TL ‘lik kısmının davacıdan, 1.077,96 TL’lik kısmının ise davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 185,14 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 213,70 TL harç gideri ve 4.611,75 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.825,45 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 3.940,64 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 2.810,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip Hakim