Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/138 E. 2022/587 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :

İLGİLİ İCRA DOSYASI : Konya . İcra Müdürlüğü – … Esas
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RET

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı hakkında Konya . İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile faturadan kaynaklı alacağın ödenmemesi nedeniyle ilamsız icra takibine başlandığını, borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazların tamamının yasal dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirkete hiçbir malın teslim edilmediğini, davalı tarafın baskısı altında imzalattığı tutanakta konusu edilen hiçbir ayıplı mal ihtarında bulunulmadığını, bununla ilgili hiçbir mahkemeden herhangi bir tespit kararı alınmadığını, müvekkiline bu konuyla ilgili hiçbir bilgi verilmediğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın kabulü ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçende özet olarak; davacının icra takibine konu edilen faturaya dayalı olarak alacağı olduğu iddiasının doğru olduğunu ancak müvekkiline gönderilen malların tamamen bozuk olduğunu ve kullanılamadığını, kullanılan malların da iade edildiğini ve hatta siparişlerin iptal edildiğini, bu arada fabrikanın 1 hafta çalışmadığını, bu nedenle müvekkilinin uğradığı zararın 600.000 TL olduğunu, davacı şirket müdürünün fabrikaya çağrılarak alınan 100.000 adet su üretiminde kullanılan bardak üst folyosunun hatalı olduğunun bildirildiğini, buna ilişkin tutanak tutulduğunu ve tüm malların iade faturası kesilerek davacıya iade edildiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibaret olup; davacı, … seri nolu 13/02/2017 tarihli 7.407,67 TL bedelli, … seri nolu 13/02/2017 tarihli 13.171,53 TL bedelli, … seri nolu 11/03/2017 tarihli 90.487,88 TL bedelli, … seri nolu 26/05/2017 tarihli 6.033,45 TL bedelli ve … seri nolu 30/06/2017 tarihli 22.356,52 TL bedelli faturalardan doğan bakiye 87.884,74 TL alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia ederek icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise faturalara konu malların kendisine teslim edildiğini; ancak malların ayıplı olması nedeniyle iade faturası düzenlenerek davacıya iade edildiği savunmasında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Açılan dava ilk önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde 11/04/2019 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Konya BAM . HD.’nin 18/06/2021 gün ve … E … K sayılı ilamıyla ” taraflar arasında alım – satım akdine dayalı hukuki ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın; davacı tarafından davalıya gönderilen emtianın ayıplı, ayıbın gizli olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususlarında olduğu, her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı tarafın ayıplı malların kabul edildiği ve sevk irsaliyelerinin zorla imzalattırıldığına ilişkin yapılan soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığı gerekçesiyle bilirkişi raporunda ayıplı malların iadesine ilişkin fatura bedeli düştükten sonra davalının davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece, davanın taraflarının tacir olduğu nazara alınarak, bizzat davalı tarafça 16/02/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan “… Ticaret Limited Şirketi” antetli 15/06/2017 tarihli siparişlerinin iptal edildiğine ilişkin dilekçe ile herhangi bir unvan içermeyen yine aynı dilekçeye ekli davalı şirkete hitaben el yazısı ile yazılmış 01/06/2017 tarihinden itibaren “… 200 cc bardak su” alımının durdurulduğuna ilişkin dilekçedeki tarihler, davacı şirket yetkilisine zorla imzalattırıldığı belirtilen tutanak ve sevk irsaliyesi düzenleme tarihleri (27/07/2017) ile davalı şirket adına davacı şirket temsilcisi … arasında gerçekleşen (Whatssap üzerinden yapılan) yazışma tarihleri araştırıldıktan sonra; öncelikle ayıp ihbarının 6102 Sayılı TTK’nın 18 ve 23. maddelerindeki düzenlemelere uygun ve süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile esastan değerlendirme yapılması hukuka uygun olmadığı” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava Mahkememizin … E sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Kaldırma kararından önce tanzim ettirilen 03/04/2018 tarihli raporuyla, davacı defterlerinin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu, davacı ile davalının 2017 yılında ticari ilişki içinde bulundukları, davacının 2017 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi ile dava konusu edilen 5 adet ve 1 adet iade faturası ile dava konusu edilmeyen 1 adet faturaların defterlerlerde kayıtlı olduğu, davacının 04/08/2017 tarihi itibariyle davalı şirketten 87.884,74 TL’lik asıl alacağının bulunduğu, 18/09/2018 tarihli rapor ile de davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davaya konu 27/07/2017 tarih ve … nolu 472.000,00 TL tutarlı faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, … nolu 141.357,68 TL tutarlı faturanın ise defterlerde kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 5 adet faturaya karşılık 45.000,00 TL ödendiği ve 6.572,31 TL tutarında iade faturası düzenlendiği, davalı tarafça ayıp iddiasına ilişkin iade ve ayıp iddiası sebebiyle düzenlenen fatura miktarları dikkate alınmaksızın davalının icra takip tarihi itibariyle davacı kayıtlarına göre 87.884,74 TL, davalı kayıtlarına göre 94.907,74 TL borçlu olduğu, davalı tarafça ayıp iddiasına ilişkin iade ve ayıp iddiası sebebiyle düzenlenen fatura miktarları dikkate alınarak davalının icra takip tarihi itibariyle davacıdan 46.449,94 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; faturalara konu malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı, faturalara konu malların ayıplı olduğuna dair davalı şirket yetkilisi ile tutanak tutulduğunu ve tutanak kapsamında iade faturası düzenlendiği savunmasında bulunmuştur. Davacı ise, bu tutanağın zor kullanmak suretiyle imzalatıldığını ve … …’ın ilgili tutanağa ve faturaya imza atma yetkisinin bulunmadığını iddia etmiştir.
TBK’nın 551. Maddesine göre; Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez.
TBK’nın 552. Maddesine göre; Toptan, yarı toptan veya perakende satışlarla uğraşan ticari işletmelerin görevli veya hizmetlileri, o ticari işletme içinde, müşterilerin kolaylıkla görebilecekleri bir yerde ve kolayca okuyabilecekleri bir biçimde, yazıyla aksine duyuru yapılmış olmadıkça, aşağıdaki işlemler için yetkilidirler:1.Ticari işletmenin alışılmış bütün satış işlemlerini yapmak. 2.Yetkili oldukları işlemler hakkında faturaları imzalamak.3.Ticari işletmenin alışılmış işlemlerinden doğan borçların ifa edilmesine veya bunların hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesine ilişkin ihtar veya diğer açıklamaları işletme sahibi adına yapmak; bu nitelikteki ihtar veya diğer açıklamaları, özellikle alışılmış işlem dolayısıyla teslim edilmiş mallara ilişkin ayıp bildirimlerini ticari işletme adına kabul etmek. Toptan, yarı toptan veya perakende satışlarla uğraşan ticari işletmelerin görevli veya hizmetlileri, kendilerine yazıyla yetki verilmiş olmadıkça, işletme dışında ve kasa görevlileri atanmışsa, işletme içinde satış bedellerini isteyip alamazlar. Bu kişiler, satış bedellerini almaya yetkili bulundukları hâllerde, faturaları kapatmaya veya makbuz vermeye de yetkilidirler.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince; ayıp bildirimlerini kabul etmek için özel yetki verilmesine gerek bulunmamaktadır. Somut olayda; davacı, … …’ın satış müdürü olduğunu dava dilekçesinde ve gönderilen ihtarnamelerde beyan etmiş olup, ilgilinin davacı şirket çalışanı olduğu noktasında ve TBK’nın 551-552. Maddeleri uyarınca ayıp bildirimlerini şirket adına kabul etme yetkisinin bulunduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Bu bakımdan davacının, … …’ın yetkisi olmadığına yönelik iddiasına itibar edilememiştir. Tutanağın ve iade faturasının zor kullanmak suretiyle imzalatıldığı iddiası ise usulünce ispatlanamamıştır. Nitekim konuya ilişkin yapılan soruşturma neticesinde Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S. … K. Sayılı dosyasında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Konya BAM . HD anılan kaldırma kararına istinaden davalı vekili 16/02/2018 tarihli dilekçe ekinde yer alan whatsapp yazışmalarını tekrar ibraz etmiştir. Whatsapp yazışmaları üzerinde yapılan incelemede davalı şirket temsilcisi ile … … arasında yapılan görüşmelerin13/05/2017 tarihine ve öncesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiştir.
Anılan nedenlerle, davalı tarafça ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, 27/07/2017 tarihli tutanak ile aynı tarihli iade faturası içeriği dikkate alındığında faturalara konu malların ayıplı olduğunun davacı tarafça da kabul edildiği, davacı tarafça anılan tutanak ve iade faturasının zorla imzalatıldığı iddiasının usulünce ispatlanamadığı, davalı tarafa yemin teklifinde de bulunulmadığı anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İİK’nın 67/2. maddesine göre; İtirazı iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Anılan yasal düzenleme gereğince, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının tazminat isteminin reddine,
3-Peşin olarak alınan 1.061,44 TL harcın, alınması gereken 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 980,74 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 14.061,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.