Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2022/87 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; tarafların ticari faaliyetleri çerçevesinde davalı şirket ile müvekkili arasında kargoların dağıtılmasına ilişkin bir anlaşmanın gerçekleştiğini, neticesinde müvekkilinin kendine ait olan araç ile kendisinin kargoları kendisi davalı yandan teslim alacak ve dağıtımın yapacağını, müvekkili tarafından da bu anlaşma doğrultusunda dağıtımı yapılan ürünler için faturaların tanzim edildiğini, Müvekkilinin bu ticari faaliyet sırasında üzerine düşen tüm yükümlülükleri tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, fakat davalı şirketin bir çok faturanın bedelini haksız olarak ödemediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından güncel bakiyesi 7.923,64 TL olan alacağına kavuşmak için davalı şirket hakkında icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 7.923,64 TL cari alacak ve 201,36 TL işlenmiş faiz olarak toplam 8.125,00 TL tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını fakat davalı şirketin haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu, taraflarınca 25.12.2020 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını bunun anlaşamamam şeklinde sonuçlandığını, davalı şirkete İstanbul Anadolu Sulh ceza hakimliğinin … D İş sayılı 17.11.2015 tarihli kararı ile CMK nin 133. Maddesi tahtında kayyum atandığını sonrasında ise davalı şirketin 677 sayılı 22.11.2016 tarihli KHK ile TMSF ye devredildiğini Akabinde tasarruf mevduatı ve sigorta fonu tahsilat daire başkanlığı nın 31.05.2019 tarihli …- E ve … sayılı kararı ile müvekkili şirket hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı verildiğini ancak davalı yanın bütünlük kararı doğrultusunda ayrıca borçlarının da olmadığı yönünde itirazda bulunduğunu, davalı yanın sırf borcunu ödememek için likit alacaklarına itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptal edilmesini, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı tarafından 28.10.2020 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak Konya icra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile alacaklı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacı taraf fatura alacağı açıklaması ile 7.852,00TL alacak talebinde bulunmuş olduğunu Davacı tarafın iddia ettiği alacak dayanağı olan fatura bedellerini müvekkili şirket tarafından davacıya ödenmiş olduğunu, müvekkili şirketin cari hesap kayıtlarında ilgili tüm faturaların ve karşı ödemelerin görüldüğünü, müvekkili şirketin takip dayanağı yapılan faturalar dahil edilerek oluşturulmuş cari hesaplarına göre taraflar arasında herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığını, başlatıları icra takibinin haksız ve gerçeğe aykırı olarak mükerrer alacak talepleri içerdiğini bundan dolayı müvekkili şirket tarafından yasal süresi içinde itiraz edilerek takibin durdurulmuş olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde müvekkili şirket tarafından borca itirazda bulunulmadığı şeklinde gerçek dışı iddialarda bulunulmuş olduğunu icra dosyasında mevcut borca itirazlarını içeren dilekçenin incelendiğinde, “Taraflarına tebliğ edilen ödeme emrine, takibe, borca, faize, faiz oranına, türüne ve tüm fer “ilerine itirazlarımız. şeklinde açık beyanlarının mevcut olduğunu belirterek; davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 7.852,00 TL asıl alacak ve 71,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.923,64 TL’nin tahsiline ilişkin olduğu, takip borçlusu davalının takibe itirazı nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacının da takibe itirazın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Davacıya ait defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davacıya ait defterlerin açılış tasdikinin süresinde yapılmadığı, bu nedenle usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı tarafından 18 adet fatura düzenlendiği, bu faturaların toplam bedelinin 32.692,13 TL olduğu, davacının faturalara istinaden toplam 24.782,91 TL tutarında tahsilat yaptığı ve takip tarihi itibariyle davacının 7.909,22 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalıya ait defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen 08/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davalıya ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen 17 adet faturanın defterlerde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle bu fatura bedellerinin tamamının ödendiği, davalının herhangi bir borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin… E … K sayılı ilamı; ”Asıl davada uyuşmazlık 21 adet faturadan kaynaklanmaktadır. 21 adet faturanın tamamı davacının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre bir mal satın alan tacirin bu mala ait alım faturasını kendi ticari defterlerine kaydetmiş olması, malın teslimine karine teşkil etmektedir.” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamına göre; Dava, faturaya dayalı mal satımından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Dava konusu takip dayanağı satış faturalarının tamamı davalının ticarî defterlerinde kayıtlıdır. Bu durumda davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluşur. Bunun aksinin ispat yükümlülüğü davalıya aittir. Davalı takipte ödeme emrine itiraz etmiş ise de yargılama sırasında ön inceleme aşamasından önce davanın 69.182,00 TL’sini kabul etmiştir. İtiraz ettiği kısımdan ise kendisine teslim edilen bir kısım malları davacıya iade faturası ile iade ettiğini ve davacının fazla fiyat uygulamasını giderici nitelikte fiyat farkı faturası kestiğini belirtmiştir. Ancak iade faturaları ve fiyat farkı faturaları davacı tarafından benimsenerek kendi ticarî defterlerine işlenmemiştir. Davalı, iade faturasına konu malları davacıya iade ettiğini ispatlayamadığı gibi fiyat farkı faturasını da haklı bir sebeple düzenlediğini kanıtlayamamıştır.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ” Bu itibarla mahkemece bilirkişi raporunda irsaliyeli faturada teslim alan imzasının davalıya ait olmadığının anlaşılması üzerine tarafların ticari defterlerinin incelettirilmesi, davalının ticari defterini ibraz ettiği takdirde ve dava konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi, ticari defterlerden sonuca gidilemezse davaya konu malın teslimi konusunda yemin teklif edip etmeyeceği davacıya sorularak sonucuna göre tahkikat tamamlanarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının kendi defterlerine göre 18 adet fatura karşılığında ve toplam 32.692,13 TL tutarında davalıya hizmet sunduğu, davaya ve takibe konu … nolu 2.466,20 TL bedelli ve …nolu 1.654,95 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının bu iki adet faturaya konu hizmetin sunulduğunu usulünce ispatlayamadığı, bu bakımdan davacı tarafça sunulan hizmet bedelinin 28.570,98 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının kendi defterlerindeki kayıtlara göre düzenlenen faturalara istinaden toplam 24.782,91 TL tutarında tahsilat yaptığı, davalı defterlerinde bulunmasına rağmen davacı defterlerinde yer almayan ödemeler yönünden ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, 3.787,80 TL ve 138,65 TL’lik ödemelerin davacı defterlerinde yer almadığı, ancak davalı tarafça bu ödemelere ilişkin olarak 2 adet ödeme dekontu sunulduğu, bu ödeme dekontları da dikkate alındığında davalının toplam (24.782,91+138,65+3.787,80=)28.709,36 TL tutarında ödeme yaptığı, davacı tarafça sunulan hizmet bedelinin 28.570,98 TL, davalı tarafça yapılan ödeme tutarının ise 28.709,36 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu bakımdan davacının alacaklı olduğu iddiasını usulünce ispatlayamadığı, ayrıca davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmaması karşısında davacı defterlerine itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davalı defterlerinin kendi lehine delil niteliğinde olduğu, davalı defterlerine göre davalının herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle de davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olmadığının kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Somut olayda, dava davacı lehine neticelenmediğinden davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca alacağın varlığının ispatlanamaması tek başına takibin kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığından ve davalı takibin kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından davalının tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Peşin alınan 99,14 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 18,44 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.