Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/820 E. 2023/256 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN:
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı sigorta şirketinden sigortalı olan davalı … idaresindeki … plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle müvekkilde maluliyet oluştuğunu, müvekkilin birçok defa ameliyat olduğunu, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından %5 oranında maluliyet raporu verildiğini, Selçuk Üniversite Tıp Fakültesi hastanesinde ise bir dizi tedavi gördüğünü ve ameliyat olduğunu, kazaya ilişkin olarak Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasından yargılama yapıldığını ve … hakkında mahkumiyet kararının alındığını, müvekkilin 21 yaşında olup; oluşan kaza sebebiyle malul kaldığını ve bu nedenle psikolojik rahatsızlık geçirdiğini, tüm bu izah olunan nedenlerle müvekkilde oluşan daimi maluliyet, tedavi giderleri ve bakıcı giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla ile şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 700,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere sigorta şirketi açısından başvuru tarihinden itibaren ve diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca müvekkilde kaza sebebiyle oluşan manevi zararın giderilmesi için davalı …’ dan 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; … plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde, … poliçe no’lu 23.10.2015-23.10.2016 vade tarihli zorunlu karayolu mali mesuliyet trafik poliçesi ile sigortalandığını, müvekkil sigorta şirketinin şahıs başına azami poliçe limiti ile sınırlı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, arabuluculuk aşamasında davacı taraftan maluliyete ilişkin rapor talep edildiğini ancak söz konusu raporun müvekkile iletilmediğini ve bu yüzden maluliyetin belli olmadığından zararın hesaplanamadığı ve bu nedenle uzlaşma aşamasında uzlaşma sağlanamadığını ve müvekkilin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebep olmadığını, poliçe tanzim tarihinin 01/06/2015 olduğunu, bu tarihten sonrası olan poliçelere ilişkin geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışında tutulduğunu, yeni genel şartlar ile ilgili mevzuat ve yönetmelik değişiklikleri uyarınca sigorta şirketlerinin bakıcı giderlerinden sorumlu tutulabilmesinin, ancak maluliyet oranının %70 üzeri olduğunun tespit edildiği durumlarda mümkün olabildiğini, maluliyet oranının %70 üzerinde olduğu durumlarda Adli Tıp İhtisas Dairesinden bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasının yasal zorunluluk olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun karayolları trafik kanunu ve poliçe genel şartları gereğince “karayolun” da meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartlarında sigortacı tarafından tazmin edilecek zararın davacının meslekte kazanma gücü daimi kaybı oranı olmayıp özür oranına denk gelen gerçek maddi zararı olduğunu, bu sebeple maluliyete bağlı özür oranının tespitinin çok özel bir husus olduğunu ve Adli Tıp 3. İhtisas Dairesince tespitinin gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun başlayabilmesi için müvekkil şirkete öngörülen şekilde ve gerekli belgelerle birlikte bir müracaatın varlığı ve bu müracaatı takip eden 8 iş günü sürenin geçmiş olması gerektiğini, böyle bir müracaat olmaması halinde ise ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceklerini, bu durumda dava öncesi başvuru neticesinde sorumluluğunu yerine getirmek isteyen müvekkil şirketin temerrüde düşmeyeceğinin, müvekkil sigorta şirketi poliçe teminatı ile sınırlı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğunu yerine getirmek istediğini ancak davacıların buna izin vermediğini, izah edilen sebeplerle KTK 97. madde gereği yerine getirilmesi icap eden sigorta kuruluşuna başvuru şartı, davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle, HMK 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmesini, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet verilmediği için temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine de hükmolunmamasını, hükmolunması halinde ise müvekkil şirketin sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı gerçek kişi vekili cevap dilekçesiyle özet olarak; Kazaya ilişkin olarak ceza davasında yapılan kusur belirlemesindeki raporlar arasında çelişki bulunmasına rağmen hüküm kurularak müvekkilin asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu, söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir dönüş yasağının olmadığı gibi her hangi bir uyarı işareti ve uyarı levhasının bulunmadığını, müvekkilin kurallara uygun bir şekilde araç kullanırken davacının aşır süratli bir şekilde geldiğini ve aracına çarparak kazanın gerçekleştiğini, müvekkilin hatalı tutulan kaza tespit tutanağına itiraz etmesi üzerine Ankara Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda kusur durumunu etkileyen birçok faktörün dikkate alınmadan rapor tanzim edildiğini, kural ihlaline ilişkin herhangi bir delil olmadığı gibi tanık olarak ifadesine başvurulan …’ ın 14/05/2016 tarihindeki vermiş olduğu beyanında da belirttiği üzere müvekkilin sola dönerken gerekli kontrolleri yaptığını, ayrıca kaza tespit tutanağında da belirtilen davacının sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile sürücü belgesi olmadan trafiğe çıktığını ve motorda iki kişi olduğunu ancak ikisinin de kask, dizlik gibi gerekli hiçbir güvenlik tedbirini almadığını, olayın üzerinden 3 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini bu nedenle davacı asilin belirttiği % 5 oranındaki maluliyetin yeniden tespitinin gerektiğini, SGK İl müdürlüğüne müzekkere yazılarak maluliyete ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafından maddi tazminat talep edilmişse de davacının iddialarınının soyut olduğunu gerçeği yansıtmadığı gibi günümüz ekonomik şartlarına ve kazadan sonra meydana geldiği iddia olunan maluliyete uygun olmadığını, davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak da manevi tazminatın para ile tazmin ve telafisi hiçbir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemesinin gerektiğini, bu durumun yerleşik Yargıtay İçtihatları ile de kabul gördüğünü ve bir tarafın zararına, diğer tarafın zenginleşmesine neden olmaması ve miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülere dikkat edilmesi gerektiği hususunun açıkça belirtildiğini ve bu nedenle somut olayda aleyhine kabulde dahi tazminat hesabı yapılırken, raporlara göre davacının tali kusurlu olduğunu, bunun haricinde sürücü belgesiz bir şekilde trafiğe çıkarak hızı ile kazaya neden olduğunu ve üzerinde hiçbir koruyucu önlem bulunmaması sebebiyle zarara neden olduğu hususlarının da dikkate alınmasını ve Yargıtay kararları doğrultusunda bu durumun indirim nedeni olduğu göz önüne alınarak indirim yapılması gerektiğinin ve açıklanan diğer tüm sebepler dikkate alınarak davanın müvekkil yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi istemine ilişkin maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Açılan dava ilk önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde 30/09/2021 gün ve E 2021/443 K sayılı karar ile, trafik kazasının oluşmasında davacının % 15, sigortalı araç sürücüsü davalının ise % 85 oranında kusurlu olduğu, davacının yaralanmasının % 13 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının iyileşme süresinin 4 ay olduğu ve bu sürenin 2 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu ve davacının tedavi gideri zararının 3.000,00 TL olduğu, davacının kusur durumuna göre talep edebileceği, sürekli iş göremezlik zararının 166.586,13 TL, geçici iş göremezlik zararının 4.423,36 TL, bakıcı gideri zararının 2.799,10 TL ve tedavi gideri zararının 2.550,00 TL olduğu, davacının kaza esnasında kaskının takılı olmaması nedeniyle hesaplanan tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, % 20 müterafik kusur indiriminden sonra davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının 133.268,90 TL, geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 3.538,69 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının 2.239,28 TL ve tedavi gideri tazminatı tutarının 2.040,00 TL olduğu kabul edilmek suretiyle davacının maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anılan karara karşı davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Konya BAM . HD.’nin 27/12/2021 tarihli … E … K sayılı kararı ile, davalı tarafın kusura ve müterafik kusura yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, yine geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminat kalemleri yönünden itirazların yerinde olmadığı, bunun yanında temerrüt tarihi yönünden de itirazların yerinde olmadığı; ancak maluliyet raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi suretiyle ATK Genel Kurulundan rapor alınması gerektiği, uzlaşma konusunda araştırma yapılması gerektiği, davacının askerlikte geçireceği sürede efor tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiği kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiştir.
Kaldırma kararı dikkate alındığında; trafik kazasının oluşmasında davacının % 15, sigortalı araç sürücüsü davalının ise % 85 oranında kusurlu olduğu, davacının kendi yaralanmasında müterafik kusurlu olduğu, müterafik kusur nedeniyle % 20 oranında indirim yapılması gerektiği, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 3.538,69 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının 2.239,28 TL ve tedavi gideri tazminatı tutarının 2.040,00 TL olduğu hususları kesinlemiş olup, bu hususlarda usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince yeni bir değerlendirme yapılması mümkün değildir.
a)Kaldırma kararı kapsamında maluliyet raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi;
15/12/2022 tarihli Adli Tıp İkinci Üst Kurul raporu ile davacının yaralanmasının Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 10,3 olduğu tespit edilmiştir. Raporun mevcut maluliyet raporları arasındaki çelişkileri giderir nitelikte, dosya kapsamına uygun ve kaldırma kararında işaret edilen hususları karşılar nitelikte olduğu kabul edildiğinden davacının yaralanmasının % 10,3 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.
b)Kaldırma kararı kapsamında davacının askerlikte geçireceği sürede efor tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi;
Konya ASAL Başkanlığı’na 15/12/2022 tarihli maluliyet raporu ekli müzekkere yazılmış ve davacı hakkında herhangi bir muafiyet kararı olmadığı ve yoklama işlemlerinin başlatılmadığı bildirilmiştir. Bu kapsamda davacının askerlikte muaf olmadığı kabul edilmiştir. Her ne kadar kaldırma kararında davacıya efor tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiği belirtilmiş ise de önceki kararda bu konuda ”Davalı tarafça, askerlik döneminde davacının kazanç elde etmesinin mümkün olmadığını, hesap raporu ile askerlik dönemi içinde tazminat hesabı yapıldığını ve bu nedenle raporun hatalı olduğu ileri sürülmüştür. Her ne kadar askerlik döneminde davacının gelir getirici bir işte çalışması mümkün değil ise de davacının bu dönemde yaşıtlarına göre daha fazla efor harcayacak olması ve tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılması karşısında davalı tarafın itirazı yerinde görülmemiştir.” şeklinde değerlendirme yapıldığı, bu hususun kaldırma nedeni yapılması nedeniyle davacının askerlikte geçireceği süre yönünden tazminat isteminde bulunamayacağı kabul edilmiştir.
c)Uzlaşma yönünden araştırma yapılması;
Kaldırma kararına istinaden Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası fiziken getirtilmiş, yapılan incelemede sigortalı araç sürücüsü hakkında taksirle yaralanmaya neden olma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği ve infaz edildiği, dosya kapsamında herhangi bir uzlaştırma evrakının bulunmadığı anlaşılmıştır.
d)Davacının sürekli iş görmezlik zararının kaldırma kararı kapsamında belirlenmesi;
Önceki karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmadığından, davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle önceki hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının belirlenmesi gerekir. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K, aynı Daire’nin … E … K, Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K ve Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamları da bu yöndedir.
23/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile, davacının sürekli iş göremezlik zararının 130.938,82 TL olduğu belirlenmiştir.
Raporun dosya kapsamına uygun ve kaldırma kararında bahsi geçen yöntem dikkate alınarak hazırlanmış olması nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik zararının 130.938,82 TL olduğu kabul edilmiştir.
Davacının müterafik kusur yönünden % 20 oranında indirim yapılması sonucuna davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının 104.751,06 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
e)Davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının belirlenmesi;
Önceki karar ile davacı lehine hükmedilen geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminat kalemleri kaldırma kapsamında olmadığından bu zarar kalemleri yönünden davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarı 3.538,69 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarı 2.239,28 TL ve tedavi gideri tazminatı tutarı 2.040,00 TL’dir. Davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının ise 104.751,06 TL olduğu sonucuna varıldığından davacının maddi tazminat davasının 112.569,03 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
f)Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme;
Her ne kadar önceki karar davacı tarafça istinaf edilmemiş ise de, davalı … tarafından karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması nedeniyle önceki kararın kesinleşmediği açıktır. Bu kapsamda manevi tazminat istemi yönünden (daha önce hükmedilen tutarı aşmamak üzere) yeni bir değerlendirme yapılması mümkündür.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekilinin 12/01/2023 tarihli dilekçesi ekinde yer alan ibranameler ve davacı vekilinin 06/02/2023 tarihli dilekçesi dikkate alındığında; dava devam ederken davacının manevi zararlarının karşılandığı, dolayısıyla manevi tazminat davasının konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Anılan nedenlerle, davacının konusuz kalan manevi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 104.751,06 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.538,69 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.239,28 TL bakıcı gideri tazminatı ve 2.040,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 112.569,03 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS yaralanma ve tedavi gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT DAVASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Maddi tazminat davası yönünden; alınması gereken 7.689,59 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslah ile alınan toplam 704,89 TL harcın mahsubu ile eksik 6.984,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Manevi tazminat davası yönünden; alınması gereken 179,90 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL. yargılama giderinin 214,67 TL ‘lik kısmının davacıdan, 1.105,33 TL ‘lik kısmının ise davalı … Sigorta A.Ş. ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 704,89 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç gideri ve 8.051,68 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 8.096,08 TL yargılama giderinin takdiren 1/2’lik kısmının maddi tazminat davası için yapıldığının kabulü ile 4.048,04 TL yargılama giderinden kabul ret oranına hesaplanan 3.389,73 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 40,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 6,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
9-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin takdiren 1/2’lik kısmının maddi tazminat davası için yapıldığının kabulü ile 50,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 8,13 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
10-Davacı taraf maddi tazminat davasında kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 17.885,35 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettiklerinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara (eşit oranda) verilmesine,
12-Manevi tazminat davasında vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.