Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/805 E. 2022/412 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA ” TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR: 1-
2- … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizin … E. … K. Sayılı 17/11/2020 tarihli ilamının İstinaf incelemesi sonucunda, Konya BAM. . HD.’nin … E. … K. Sayılı 26/11/2021 tarihli ilamı ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğinden, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı tarafın … İli, … Mah. … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak inşaatın proje çizimi ve sair işlerin yapılması amacıyla 18/12/2017 tarihinde “Protokol” başlıklı bir sözleşme imzaladıklarını, hatta yapılacak kısmi ödemeye ilişkin olarak da 26/12/2018 tarihinde “Ek Protokol” başlıklı ilave bir tamamlayıcı sözleşme daha yaptıklarını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin, söz konusu inşaatın başta zemin etüdü, harita mühendislik hizmetleri, mimari projenin çizimi, tüm mekanik, statik, yangın, elektrik projelerinin çizimi, şantiye hizmetlerinin verilmesi, binanın üç boyutlu görsellerinin hazırlanması, katalog, fotoblog ve renkli fotokopilerin hazırlanması gibi inşaatın ruhsat alımına kadarki süreçleri ile ilgili işlerin yapılması konusunda anlaştıklarını, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte müvekkilinin bir an önce çalışmaya başladığını, devamında inşaatın zemin etüdünü yaptırdığını, mimari proje ile tüm mekanik, statik, yangın ve elektrik projelerini hazırladığını, harita mühendislik hizmetlerini yaptırdığını, şantiye şefi ile anlaştığını, binanın üç boyutlu görsel ve kataloglarını hazırlattığını, ancak müvekkiline işin başında ödenen 7.000 TL peşinatın dışında yaptığı bu işler için şimdiye değin başkaca hiçbir ödeme yapılmadığını ve sözleşme ile kararlaştırılan dairenin de teslim edilmediğini, davalı şirketin bir süre sonra ekonomik krize girdiğini ve müvekkili ile fiili irtibatını kestiğini, müvekkilinin davalı şirketin durumunun düzelmesi için uzun süre sabırla beklediğini ancak herhangi bir ödeme alamadığını, müvekkilinin şimdiye kadar yapmış olduğu işler nedeniyle yaklaşık 1.000.000,00 TL’ye yakın alacağı olduğunu, ilerde her türlü bedel artırımı, ek dava açma gibi hakları saklı kalmak üzere şimdilik kısmi olarak 100.000,00 TL’sini talep ettiklerini beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın araç ve taşınmazları üzerinde alacaklarına yetecek oranda ihtiyati haciz kararı verilmesine, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı şimdilik kısmi olarak 100.000,00 TL alacağın sözleşmenin imzalandığı 18/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davaya konu eser sözleşmesi mahiyetindeki mimarlık sözleşmesini davacılardan … Ltd. Şti. ile yaptığını ve davaya konu mimari proje müellifi şirketin … Ltd. Şti. olduğunu, bu sebeple davacı …’ın aktif dava husumet ehliyeti bulunmadığı bu davacı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak davacı tarafa herhangi bir ödeme zamanının gelmediğini, müvekkil şirketin halen fiilen ve hukuken ayakta olduğunu, herhangi bir ödeme güçlüğünün bulunmadığını, dava konusu inşaatı yapacak ekonomik güce sahip olduğunu, müvekkili şirketin aktif olarak faaliyetlerine devam ettiğini ve herhangi bir tasfiyeye girmediğini, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olmakla birlikte esasen gayrimenkul devrini de içerdiğinden resmi şekilde yapılmış olması gerektiğini, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, geçersiz olduğunu beyan ederek davacıların ihtiyati haciz taleplerinin reddine, davacılardan … yönünden dosyanın tefrik edilerek aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, davanın tümden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Mahkememizin … E. … K. Sayılı 17/11/2020 tarihli ilamının İstinaf incelemesi sonucunda, Konya BAM. . HD.’nin … E. … K. sayılı 26/11/2021 tarihli ilamı ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğinden, dosya Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
6102 sayılı kanunun 5/A maddesine göre; Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun Dava Şartı Olarak Arabuluculuk başlıklı 18/A-2.maddesi ” Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için 21.10.2019 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, mahkemece 04.02.2020 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası dosyanın Mahkememizin … Esas sırasına kaydedildiği ve davacılar vekili tarafından 18.02.2020 tarihinde dava şartı kapsamında arabulucuya başvurulduğu ve tarafların anlaşamadığına yönelik 11/03/2020 tarihli ilk ve son oturum tutanağının dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların tacir olup, davanın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle TTK.’nun 4/1 maddesine göre nispi ticari dava niteliği taşıdığı, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, başka bir anlatımla arabulucuya başvurulmadığı, görevsiz mahkemeye dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki hal ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği hususu göz önüne alındığında, ticari davanın arabulucuya başvurmadan açılması Kanuna aykırı olduğundan ve ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuk 6100 sayılı HMK’nin 115/son maddesi kapsamında sonradan tamamlanabilir bir dava şartı da olmadığından, davanın 6102 Sayılı TTK un 5/A ve 6100 Sayılı HMK un 114/2 ve 115 inci maddesi uyarınca davanın arabulucuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.627,05 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili için 5.100 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip … Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.