Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/782 E. 2022/629 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TC No : …, …
DAVALI : … – TC No : … …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RET

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Konya icra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takip konusu olan 12.168,09 TL 21.04.2021 tanzim tarih 30.09.2021 vade tarih 11.750,00 TL bononun tanzim edilmiş ve bono altındaki imza ürününün kendisine ait olduğunu, borcuna ilişkin 6.000,00’TL ödemede bulunduğu bu parayı oğlu … a teslim ettiğini ve telefon görüşmesinde kabul ettiğini geriye kalan 5.750,00 TL kaldığını bunun yerine 10.000,00 TL faiz ile birlikte istediğini bunu kabul etmesinin mümkün olmadığını bu defa telefon ile 11.750,00 TL istediğini buna itiraz etmesi nedeni ile bononun kısmen iptali ile icra takibinin geçici olarak durdurulması ve icra takibin İcra müdürlüğü olması nedeniyle yetkili olmadığını, … Esas sayılı takip dosyasında borçlu olarak davalı …’a borcundan dolayı verilen daha önce 6.000,00 TL ödemede bulunduğunu, yapılan takibe 11.750,00 TL için itiraz ettiğini, oğlu … ‘a 6.000 TL ödemede bulunduğunu, bononun kısmen iptalinin icra takibine itiraz ettiğini belirterek; davanın kabulü ile takibe konu bononun kısmen iptaline, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı yanın senet üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu doğruladığını, senedin alacaklısı davacı borçlunun dava dışı 3. Kişiye yapmış olduğu ödeme iddiasının hukuki geçerliliğinin olmadığını, dava dışı 3. kişi ile olan ilişkinin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını bu sebeple müvekkiline değil dava dışı 3. kişiye ödeme yaptığını iddia eden davacı senet ile ilgili müvekkiline ödeme yaptığını ödeme yapmadığından müvekkiline borçlu olduğunu kabul etmiş sayılacağından davacının davasının reddine karar verilmesinin gerektiğinin, davacı tarafın senedin hukuki sonuçlarını bilebilecek konumda olduğunu, kendi rızası ile imza ettiğini, davacı tarafından müvekkiline yapılan bir ödeme olmadığından belge olmamasının olağan olduğunu, imzasının borçlu tarafından ikrar edilmiş kambiyo senedinin alacağın varlığına kesin delil oluşturduğunu, Kambiyo senedin aksine kesin yazılı deliller ile ispat edilebileceğinin borçlu olmadığını iddia eden davacının senet üzerindeki imzayı kabul edip aynı anda müvekkiline borçlu olmadığı yönündeki beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senede karşı senetle ispat yükümlülüğünün kendinde olan davacının borçlu olmadığını kesin deliller ile ispat etmesinin gerektiğini, davacının dava konusu senede ilişkin 6.000,00 TL dava dışı 3. Kişiye ödediğini iddia ettiğini ancak bu iddiasının ispat eder nitelikte kesin ve yazılı delil göstermediğini, davacı borçlunun ödeme iddialarının asılsız dayanaksız olup davacı borçlu senet ile ilgili müvekkiline hiç ödemede bulunulmadığını, davacı borçlunun kısmi ödeme yaptığı yönünde soyut iddialarını kabul etmediklerini, davacı borçlunun kısmı ödeme yönündeki iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını belirterek; itirazlarının kabulü ile davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davacının tüm talepleri açısından davanın esastan reddine, davalı müvekkilin alacaklı olduğunun tespiti ile icra takibinin devamına, iş bu dava nedeniyle müvekkilin alacağını geç tahsil etmesinden kaynaklanacak zararının tazmini için İİK 72/4 maddesi gereğince davacı borçlunun yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 11.750,00 TL asıl alacak, 382,84 TL işlemiş faiz alacağı ve 35,25 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 12.168,09 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının ise keşidecisi …, lehtarı … olan 30/09/2021 vade tarihli 11.750,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Davacı takibe konu bono nedeniyle davalıya 6.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını ancak takibin bono bedelinin tamamı üzerinden başlatıldığını iddia ederek takip nedeniyle 6.168,09 TL tutarında borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ise kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu bono bedeline mahsuben davalıya ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi tutarda ödeme yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacının borçlu olmadığı tutarın bulunup bulunmadığı ile varsa tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı kısmi ödeme iddiasını yazılı delillerle ispatlamak zorundadır. Her ne kadar davacı ödeme iddiasının ispatı yönüyle tanık deliline dayanmış ise de senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacının tanık dinletme talebi yerinde görülmemiştir.
Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davaya ve takibe konu bononun defterlerde kayıtlı olmadığı, bono bedeline mahsuben yapılan ödemeye ilişkin bir kaydın da bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış, davacının yemin teklifi uyarınca duruşmaya davet edilen davalı 20.10.2022 tarihli duruşmada bono bedeline mahsuben kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığına dair yemin etmiştir.
Anılan nedenlerle davacının ödeme iddiasını usulünce ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı feri nitelikte tazminat isteminde bulunmuş ise de, davalının alacağına geç kavuşmasına sebep olacak nitelikte herhangi bir tedbir kararı verilmediğinden davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, kısa kararda kararın istinafa tabi olduğu belirtilmiş ise de kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, kısa kararda yapılan maddi hatanın taraflara kanun yoluna başvuru hakkı vermeyeceği kabul edildiğinden Mahkememiz kararının kesin nitelikte olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Peşin alınan 105,34 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 24,64 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 68,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 6.168,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 20/10/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.