Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/770 E. 2021/706 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
: 2-
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; … ili … ilçesi … Mahallesine 20/06/2020 tarihinde … isimli şahsın kontrolündeki … plakalı otomobili ile … Caddesi üzerinden … istikametine seyir halindeyken … sokak kavşağına geldiğinde kendi aracının ön kısımları ile sürücülüğünü … yaptığı … plakalı motosikleti ile … sokak üzerinden seyir ederken … Caddesi Kavşağına geldiğinde kavşaktan geçiş yapmak istediği esnada motosikletinin sol yan kısımlarına çarpması ve çarpmanın etkisi ile düşerek sürüklenmesi neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir ve devamında kaza sonucunda müvekkillerimin çocuğu olan … hayatını kaybetmiştir. … kaza sırasında … plakalı motosiklette seyahat etmekte iken kusurlu olan davalı şirket kapsamında zorunlu trafik sigortalısı … plakalı aracın çarpması sonucu vefat etmiştir. Davalı sigorta şirketinin 15 günlük sigorta askı sürecinde( hatta kaza tespit tutanağında da araç sigortalı görünmektedir.) iş bu kaza gerçekleşmiş olup davalı sigorta şirketi bu kapsamda kazadan sorumludur. Kaza neticesinde yapılan soruşturma neticesinde Akşehir . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası açılmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yasayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Destekten yoksun kalma tazminatı talep edecek kişinin, ölen kişiden maddi olarak yardım alıyor olması gerekmemektedir. NitekimYargıtay . Hukuk Dairesinin … E,… K. sayılı ve 27.03.2008 tarihli kararında”Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, desteğini kaybeden kimsenin ölümle sonuçlanan olaydan önceki sosyal ve ekonomik hayat seviyesini devamını sağlayacak bir paranın ödettirilmesidir. Destek sayılabilmek için yardımın yalnızca parasal nitelikte bulunması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli olarak yapılan hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılabilmesi için yeterlidir.” yer verilmiştir. Dolayısıyla yapılan yardım sadece para ile ölçülebilen bir değer olarak sınırlandırılmayacaktır. … aylık kazancı asgari ücrettir. 22 yaşında bir genç olması nedeniyle kaza tarihinde iş hayatına atılmış ve çalışan bir kişidir. SGKlı olarak çalışmaktadır. Ailesinin geçimine, kendi kazancıyla katkı sağlayarak ihtiyaçlarına eylemli ve düzenli olarak yardım etmektedir. … trafik kazası sonucu vefat etmesi sonucunda annesi, babası destekten yoksun kalmışlardır. Farazi desteklik durumunda Yargıtay .Hukuk Dairesinin … Esas ve … sayılı kararında Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akısına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. Yargıtay kararında da görüldüğü üzere … vefat etmeseydi anne, babasına sadece mali olarak değil bakım ve hizmet suretiyle de yardım edecekti. Bunlarda bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep zorunluluğu doğmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan aracın ağır kusuru ile ortaya çıkan bu zararlar neticesinde … vefat etmiştir. Vefat ettiğine ilişkin ölüm belgesi ekte mevcuttur. Bunun neticesinde, müvekkillerimin hayatını ömür boyu etkileyecek zararların giderilmesi için zararların tazminini talep ederiz. Bu kazada ağır kusurlu olan … plakalı araç kaza tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortasıyla sigortalıdır… plakalı aracın davalı sigorta şirketinin poliçe numarası … dur. … kaza sonucu vefat etmiştir. Vefat etmiş olan … desteğinden yoksun kalan müvekkillerin maddi zararlarını davalı sigorta şirketinin karşılama sorumluluğu doğmuştur. Bundan dolayı müvekkillerimin uğradığı ve uğrayacağı zararların karşılanması için KTK Madde 97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvurulmuş olup, başvuru akabinde usulü olarak tüketilmesi gereken bir olan arabuluculuk toplantılarında anlaşılamamıştır. Dolayısıyla iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur. Dava tarihi itibariyle maddi tazminat miktarını belirlememiz mümkün olmadığından ve bilirkişi incelemesi neticesinde alacağın gerçek miktarı tespit edileceğinden belirsiz alacak davası olarak iş bu davayı açtığını beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle ; Davaya konu edilen kazanın meydana geliş tarihi 20.06.2020 itibariyle müvekkil şirket nezdinde düzenlenmiş herhangi bir poliçe bulunmamaktadır. Davaya konu edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … A.Ş. nezdinde düzenlenmiş bir poliçesi bulunmamaktadır. Zira bu husus tramer kayıtları itibariyle de sabittir. Davaya konu edilen ve sigortalı olduğu iddia edilen aracın kaza tarihi itibariyle Müvekkil Şirket nezdinde sigortalı olmadığından, huzurdaki davanın ilgili trafik sigortacısına ihbarı gerekmektedir. Davaya konu kazaya istinaden müvekkil şirket nezdinde düzenlenen bir poliçe bulunmadığından huzurdaki davanın reddini, Yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Açılan dava Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedilmiş, (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/11/2021 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilerek 13/12/2021 tarihli kesinleşme şerhi yazılarak dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadı; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, … E., … K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (… : Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve … E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindedir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle eldeki uyuşmazlığın çözümünde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edildiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) AKŞEHİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece KARAR TAYİNİNE,
4-6100 sayılı HMK 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesinin gerektiği, iki haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceğinin taraflara İHTARINA,
Dair; 6100 sayılı HMK 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile yapılacak başvuru ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.24/12/2021

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.