Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/769 E. 2021/695 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı 21/10/2021 kesinleşme tarihli gönderme kararı nedeniyle Mahkememize tevzi edilen dava dosyasının yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 10/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalının kötüniyetli hukuki işlemi sonucunda adına Türk Patent Kurumu tarafından şehven tescil edilen, yenilik ve ayırt edicilik unsurları taşımayan, endüstriyel tasarım belgesi aldığı 23.10.2018 tescil tarihli … tescil numaralı Tasarımın, 22.02.2019 tescil tarihli … tescil numaralı Çoklu Tasarımın (müvekkili ilgilendiren 4 numara ile numaralandırılmıştır) 11.5.2019 tescil tarihli … tescil numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil belgelerinin 6769 Sayılı Kanun, Mülga 554 Sayılı KHK nin yürürlükte bulunan hükümleri ve diğer mevzuat gereğince hükümsüzlüğüne ve TPK sicilinden terkinine; Dava konusu tasarımların davalı tarafından kullanılmasının ihtiyaten önlenmesine ve durdurulmasına, 3.Kişilere devrinin önlenmesine ve davalının hukuka aykırı edindiği tasarım tescil belgesi ile aslen müvekkilin üretip satıma arz ettiği “Dini Fanus” ve ” Örüntü Oyunu ” Fanus Oyunu “ isimli müvekkil şirket mallarının toplatılmasının ve satımının engellenmesinin tedbiren önlenmesine Davalı tasarımları kötüniyetle tescil ettirdiğinden; müvekkil şirketin Uğramış olduğu zararlar için şimdilik 20.000. TL maddi ve 50.000. TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi olduğunu, Müvekkil yukarıda belirtilen adreste okul öncesi ürünlerin üretim ve satımına aracılık eden tüzel kişi olduğunu, 15 yıldır faaliyet alanı bu sektör olduğunu, Davalı … şahıs işletmesi olan Rana Yayıncılık-… ticaret ünvanlı işletmesinde Okul öncesi eğitime yönelik ürünlerin pazarlama ve satışı işi ile iştigal ettiğini, müvekkil tarafından “ … ” isimli okul öncesi öğrencilerinin hafıza dikkat ve kaslarının gelişiline katkıda bulunmak üzere mıknatıslı ve manyetik eğitim materyali ilk kez 2017 yılında üretimi yapılıp satışa arz ettiği, başlangıç tarihinde ilişkin faturalara numaralarını sunmuştur. Davalı patent konusunda başvuruda bulunduğunu ayrıca müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ara yapıldığını bazı metaryallere el konulduğunu müvekkil şirketin kopyacı duruma düşürüldüğünü, … tarafından mahkemeye tescilin hükümsüzlüğüne ilişkin dava açıldığını davalı ayrıca müvekkile ait ürünlere tasarım tescil bilgesi aldıktan sonra müvekkil tarafından üretilen ürünlerin sahibi olduğu müvekkil şirketi ekonomik olarak muhvedeceğini çevreye bildirerek bir kısım tanıklara Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığna yaptığı şikayetinden vazgeçmek müvekkilin ürettiği kendi ürünlerini satımına karışmamak için müvekkilnden 200.000 TL para talep ettiğini, hukuka aykırı tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğüne ilişkin beyanlarını sunduklarını, ayrıca maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin beyanlarını sunduklarını ihtiyati tedbir kararı verilmesi talepleri bulunduğu, delillerini bildirdikleri, ortak delilleri bulunduğu, tanıklarını bildirdiği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle gerekli yargılamanın yapılarak fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak koşuluyla; öncelikle ve ivedilikle müvekkilin daha fazla zarar görmesini engellemek için Yüksek Mahkemenizden 3 başlık altında tafepte bulunduğumuz konularda İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine ve uygulanmasına, davalının haksız fiili sonucunda Türk Patent Kurumu’nun aracı kılınarak yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmayan esasen müvekkil ve başka firmalarca uzun yıllardır üretilen anonim olan ve davalı tarafından birebir müvekkilin Ürettiği ürünlerin kopyasının çıkarılarak kendi tasarımı olduğu ileri sürülerek tescil belgesi talep edilen ürünler için davalıya kanuna aykırı olarak verilen 23.10.2018 tarih … tescil numaralı tasarımın 22.02.2019 tarih … numaralı çoklu tescil tasarımın ve 11.05.2019 tarihli — … Tescil numaralı tasarımın tescillerinin ayrı ayrı hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine davalıya ait görünen TPK Endüstriyel tasarım tescil numarası … -… -… olan bu üç sözde tasarım tescil tarihinden önce aslen müvekkil tarafından üretilen ürün olup davalı tarafından başka adlarla kötüniyetle tescil ettirdiğinden, müvekkilin bu yüzden uğradığı maddi zararın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere HMK 107 uyarınca 20.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz ile birlikte dava davalıdan tahsiline, müvekkilin kişilik haklarına ağır saldırıda bulunan müvekkile karşı esasen TCK 267 ye göre iftira suçuna konu olacak Cumhuriyet Başsavcılığı’na haksız şikayeti ve bu şikayet üzerine müvekkil mallarına el konulması, işyerinde arama yapılması nedeniyle kopyacı-korsan üretim yapan firma müşterileri, işyeri komşuları ve aynı meslek gurubunda bulunan kişiler önünde haksız ve bukuka aykırı şekilde küçük düşürülmesi mallarını satamaz hale getirilmesi ve tehdit edildiği için müvekkil nezdinde telafisi mümkün olmayan ağır bir manevi zarara da uğratıklığından, davalıdan 50.000,00 TL manevi tazminatın, işyeri arama ve el koyma tarihi olan 04.09.2019 tarihinden mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte alınarak müvekkile verilmesine, hükümsüzlük kararı verilmesi halinde masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş karar özetinin kanun uyarınca Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek gazetede ilanına yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekiline ait 18/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından 10/10/2019 tarihinde “Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasanmın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) ” şeklinde dava açıldığını, oysaki bahse konu ürünlerin davalı yan müvekkil tarafından TASARIM TESCİL belgesi alındığını, Türk Patent Kurumu tarafından davaya kanu ürünler Tasarım Tescil altına alınması nedeniyle Endüstriyel Tasarım kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu nedenle usul yönünden yanlış olan iş bu davanın sayın mahkemece esas hakkında incelemeye gerek duyulmadan REDDİNE kacar vermesi gerektiğini, esas yönünden müvekkilinin Rana Yayıncılık adı altında uzun yıllar faaliyet gösterdiğini, ürünler hakkında davacı yan tarafından tasarım belgesi alınmadığını, davacı yanın hukuka aykırı tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğüne ilişkin iddialarına yönelik beyanlarını sunduklarını, davacı yanın maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin iddialarına yönelik beyanlarını sunduklarını, Bu kapsamda davacı yanın talebi olan ihtiyati tedbir talebini reddediyoruz. Şöyle ki, Türk Patent Kurumu tarafından taşarım tesell belgesi verilen ürünlerin üretim ve satış yetkisi davalı yan müvekkil firmaya aittir. Hal böyle iken tescilsiz ve Lisansız ürünlerin üretiminin engellenebilir alması gerekmektedir. Bu nedenle İhtiyati tedbir talebinin reddi yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, Yine davacı yan tarafından yasal dayanaktan yoksun maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, Davalı yan müvekkile alt tasarım tescil belgesine sahip ürünlerin tescillerinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacının … -… ve … teselli nolu çoklu tasarımlarının kullanımının ihtiyaten önlenmesine ve durdurulması talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle Müvekkiline karşı açılmış bulunan davanın öncelikle usul yönünde reddi ile, Mahkemenin esas yönünden inceleme yapması halinde; Davacı yan tarafından talep edilen … -… ve … tasarım tescil numaralı ürünler hakkındaki tüm ihtiyati tedbir kararı taleplerinin reddine, davacı yan tarafından talep edilen … – … ve … tasarım tescil numaralı ürünler hakkındaki tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine talebinin reddine, davacı yan tarafından talep edilen … – … ve … tasarım teselli numaralı ürünler hakkında talep edilen 50.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin reddine, karşı vekalet ve yargılama giderlerinin davacı yan tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan dava Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedilmiş, (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/10/2021 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilerek 21/10/2021 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi yazılarak dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de;
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. sayılı emsal kararında, ” Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır. Davacılar tarafından 06/01/2017 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Konya (Ereğli) 1.Asliye Mahkemesinde görülmesi gerekmiştir.” hükmü gereğince ve Samsun BAM . HD’nin 02/11/2021 gün ve … E. … K. sayılı emsal kararında, “Medeni Kanunun 1. maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, buda yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü gereğince, yapılan değerlendirmede yargılamaya egemen olan bir takım ilkelerin bulunduğu, tabii hakim, doğal yargıç ilkesi, usul ekonomisi ilkesi, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi, yargı ayrılığı ilkesi gibi ilkelerin bulunduğu, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi Anayasanın 142. maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görevleri yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu düzenleme kanuni hakim ilkesine atıf yapmaktadır.
Kanuni hakim ilkesi Anayasanın 37. Maddesinde, “Kanuni hakim güvencesi başlığı altında hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.” hükmü ile düzenlenmiştir. Kanuni hakim; görev ve yetkisi kanunla belirlenmiş olan mahkemenin hakimidir. Bu ilkeyi karakterize eden tek unsur mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri ve kanuni hakim ilkesi çerçevesinde mahkeme kurma görevi münhasıran yasama organına yani TBMM’ye aittir. İdarenin tüzük ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri aracılığıyla mahkeme kurması, kurulmuş mahkemenin görevlerini, yetkilerini ve yargılama usullerini değiştirmesi mümkün değildir. Bu ilke yargılamanın adil biçimde tarafsız ve bağımsız hakimlerce yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Tabii hakim ilkesi ise, Mahkemelerin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinde gözetilmesi gereken ilkelerdendir. Tabii hakim yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabi hakim dendiği, tabii hakim ilkesi, kanuni hakim ilkesinden daha geniş bir anlam ifade ettiği, bu çerçevede tabii hakim ilkesine uygunluğun sağlanması için kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığının gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır…
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarında da; doğal hakim ilkesine atıflar yapılmıştır. Bireylerin yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı AİHS’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddesinde; herkes davasını medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar yada cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir denilmek suretiyle güvence altına alınmıştır. AİHS’nde doğal hakim ilkesi adil yargılama hakkına ilişkin 6. Maddede; mahkemelerinin yasayla kurulmuş olması ve bağımsız ve tarafsız olması gibi kriterler esas itibariyle doğal hakim ilkesini de kapsar bir nitelik arz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin yargı yetkisinin ancak yasama organı tarafından kanunla düzenlenebileceğini belirterek içtihat yoluyla da bu kuralın esnetilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından” davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kaldı ki, Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, … E., … K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir…
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “ Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve … E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. ”
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. Sayılı emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle eldeki uyuşmazlığın çözümünde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edildiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) AKŞEHİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece KARAR TAYİNİNE,
4-6100 sayılı HMK 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesinin gerektiği, iki haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceğinin taraflara İHTARINA,
Dair; 6100 sayılı HMK 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile yapılacak başvuru ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.22/12/2021

Katip … Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.