Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/760 E. 2023/259 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
: 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili … yönetiminde alan … plakalı motrsiklet ile … yönetiminde olan … plakalı araç arasında 01.07.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazadan kaynaklı Akşehir . Asliye Ceza Mahkemesi … Esas, … Karar ile yapılan ceza yargılaması sonucunda davalı sanığın ceza aldığını, kazadan sonra müvekkili … ve … yaralandıklarından maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu, davalı sigorta şirketini sorumlu olduğu tazminat çeşitleri ve limiti kadar kadar sorumlu tuttuklarını, karşı taraf araca ait olan ve … Sigorta Şirketince düzenlenen … poliçe numaralı olan ve … plakalı olan araca dair düzenlenen ZMMS sigorta poliçesi kapsamında KTK ve ilgili sigortacılık kanunları gereği müvekkillerinin zararının tazmini yönüyle davalı … Sigorta Şirketine 01/11/2019 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; davanın kabulü ile faiz ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve hesap raporları geldikten saonra ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile ve kaza tarihi olan 01/07/2019 den itibaren işleyecek faizi ile beraber, müvekkili … için şimdilik 1000 TL geçici iş göremezlik bedeli, şimdilik 1000 TL sürekli iş göremezlik bedeli, şimdilik 1000 TI bakıcı gideri bedeli ve şimdilik 1000 TL fatura edilemeyen tedavi gideri bedeli olmak kaydı ile şimdilik 4.000 TL maddi tazminatın, ayrıca, kaza tarihi olan 01/07/2019 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber, müvekkili … için 50.000 TL manevi tazminatın, müvekkili … içinde 10.000 TL manevi tazminatın davalı şahıs …’ ten almarak müvekkiline ödenmesine, maddi tazminat taleplerini davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca davalı şirketten talep ettiğimiz tazminatlar açısından sigorta poliçesinde sorumlu oldukları tazminat çeşidi ve sorumlu oldukları limit kadar sorumlu tuttuklarını, alacaklarına ticari avans faizi uygulanmasına, yargılama masrafı, harçları ve giderleri ile ücreti vekaletin davalılar üzerine yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, bakıcı gideri zararını 8.698,56 TL, fatura edilemeyen tedavi gideri zararını 4.250,00 TL, sürekli iş göremezlik zararını 129.014,81 TL , geçici iş göremezlik zararını 6.218,67 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul anlamına gelmemek şartıyla … plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde, … poliçe numaralı, 20.11.2018-2019 vade tarihleri olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik ) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğunun poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, öncelikle davacı yan sigortalının kusurunu, davacının kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyetini ve maddi zararın ispatının gerektiğini, davacı tarafın kaza tarihinden faiz talebinin haksız olduğunu, temerrüt tarihinden faize hak kazanılabileceğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigorta kuruluşu kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandıklarını iddia ederek, davacılardan … manevi tazminat, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi gideri tazminatı istemlerinde, davacılardan … ise manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Kaza ile ilgili olarak Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sırasına kayıtlı soruşturma dosyasının açıldığı, uzlaşının sağlanamaması nedeniyle iddianame düzenlendiği, dolayısıyla eldeki davanın açılmasına CMK kapsamında herhangi bir engel bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davaya konu 01/07/2019 tarihli trafik kazasının davalı … idaresindeki … plakalı araç ile davacı … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacı …’ın ve … plakalı araçta yolcu konumunda olan …’ın yaralandığı, kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacıların kaza esnasında kasklarının bulunup bulunmadığı hususunun belirsiz olduğu anlaşılmıştır.
Kaza sonrasında görevli kolluk tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile, trafik kazasının oluşmasında davalı …’in asli, davacı …’ın ise tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Akşehir . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında düzenlenen 26/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ile de davalı …’in asli, davacı …’ın ise tali kusurlu olduğu tespit edilmiş, Mahkememizce tanzim ettirilen 13/04/2022 tarihli ATK raporu ile de kazanın oluşmasında davalı …’in % 85 oranında, davacı …’ın ise % 15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, ATK raporundaki tespitlerin dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle, davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı …’in % 85 oranında, davacı …’ın ise % 15 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 01/07/2019 tarihinde meydana gelmiş olup, davacı …’ın kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının ÇÖZGER hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 10/06/2022 tarihli maluliyet raporu ile, ÇÖZGER hükümlerine göre özürlülük derecesinin belirlenemeyeceği, Özürlülük … Yönetmeliği hükümlerinin dikkate alınması gerektiği belirtilmek suretiyle bu yönetmelik hükümlerine göre davacının yaralanmasının % 4 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 4 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 4 ay ve tedavi gideri zararının parantez içinde belirtilen tutara göre 5.000 parantez dışındakine göre ise 4.000 TL olduğu belirlenmiştir.
Tedavi gideri zararı yönünden rapor içeriğindeki çelişkinin giderilmesi amacıya yeni bir rapor tanzimine karar verilmiş ve 15/03/2023 tarihli rapor ile davacının tedavi gideri zararının 4.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”Davacı vekili; 15/11/2019 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan araç arasında gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5100 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrrüt tarihinden yasal faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah ile talebini 62.447,00 TL ye yükseltmiştir. … Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Dicle Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 15/09/2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 5 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde olay tarihinde yürürlükte olan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelikte oran belirtilmediğinden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinin atfı ile 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapıldığı belirtilmiş olup raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır. Davacı tarafından başvuruda ibraz edilen 15/09/2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde düzenlendiği gözetilmek suretiyle inceleme yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. ” şeklindedir.
10/06/2022 ve15/03/2023 tarihli raporlardaki değerlendirilmelerin dosya kapsamına uygun olduğu kabul edildiğinden davacının kalıcı sakatlık oranının % 4, geçici iş göremezlik süresinin 4 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 4 ay ve tedavi gideri zararının 4.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
02/02/2023 tarihli hesap raporu ile, kusur durumuna göre davacı …’ın sürekli iş göremezlik zararının 197.338,19 TL, geçici iş göremezlik zararının 6.218,67 TL, bakıcı gideri zararının 8.698,56 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının kusur oranına göre talep edebileceği tedavi gideri zararının ise (4.000,00*85/100=) 3.400,00 TL olduğu açıktır.
098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı …’ın kaza esnasında kaskının takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirleme bulunmamaktadır. Yine ceza dosyası içeriğinde de bu yönde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 09/12/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 129.014,81 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 6.218,67 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 8.698,56 TL’ye ve tedavi gideri tazminatı istemini 4.250,00 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı sigortalı araç sürücüsünün % 85 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 6.218,67 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının 8.698,56 TL, tedavi gideri tazminatı tutarının ise 3.400 TL olduğu, her ne kadar davacının davalıdan talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının tutarı 197.338,19 TL ise de davacının talebinin 129.014,81 TL olması karşısında taleple bağlılık ilkesi gereğince ancak bu tutara hükmedilebileceği sonucuna varıldığından davacı … maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Davacı … manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede; davacının yaralanma derecesi, olayın oluş şekli, tarafların sosyal ekonomik durumları ile kusur oranları, paranın alım gücü, manevi tazminatın tatmin ve caydırıcılık fonksiyonu dikkate alınarak davacı lehine 35.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Davacı …’ın manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar davacının yaralanmasının derecesinin tespiti için rapor tanzimine karar verilmiş ise de davacı tarafın 04/07/2022 tarihli dilekçe ile rapor tanzim edilmeksizin mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep ettiği, ceza dosyası içeriğine ve mevcut dosya kapsamına göre davacı …’ın aynı kazada yaralandığının sabit olduğu, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu, sonucuna varıldığından tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur oranları, davacının yaralanma derecesi dikkate alınarak davacı … lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 129.014,81 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.218,67 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 8.698,56 TL bakıcı gideri tazminatı ve 3.400,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 147.332,04 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi sakatlanma ve sağlık gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak üzere 20/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise 01/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 35.000,00 TL manevi tazminatın 01/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 01/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Alınması gereken 12.796,65 TL harçtan, peşin ve ıslahla birlikte alınan 2.681,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.115,05 TL eksik harcın (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 7.955,24 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 3.300,00 TL. yargılama giderinin 18,93 TL ‘lik kısmının davacıdan, 3.281,07 TL’lik kısmının ise davalı … Sigorta A.Ş. ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 2.681,60 TL harç giderinin (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 2.109,01 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 4.686,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.745,30 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 4.270,04 TL yargılama giderinin (davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin sorumluluğunun 3.358,28 TL ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı … ‘ın maddi tazminat davasında;
a-)Kendisini vekille temsil eden davacı … için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 23.099,81 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b-)Kendisini vekille temsil eden davalı … Sigorta A.Ş. için, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 850,00 TL vekalet ücretinin davacı … ‘dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. ‘ne verilmesine,
9-Davacı …, manevi tazminat davasında; kendisini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
10-Davacı …, manevi tazminat davasında; kendisini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca, tayin ve taktir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.