Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/727 E. 2021/653 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı 21/10/2021 kesinleşme tarihli gönderme kararı nedeniyle Mahkememize tevzi edilen dava dosyasının yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.07.2014 günü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla oluşan trafik kazası neticesinde müvekkilin ağır derecede yaralanması ve ağır derecede kemik kırıkları olması nedeniyle , malul kalmıştır. Müvekkilin anılan kazada bir kusuru yoktur. Müvekkile SGK nın karşılamadığı tedavi giderleri ödenmemiştir, davalı şirkete ödenmesi için başvurMUŞ isek de talebimiz ekte sunulan 18.12.2018 tarihli yazı ile reddedilmiştir. Bu taleplerimizin bilirkişi marifeti ile tespiti Ve kabulünü talep ederiz. Kazaya neden olan aracın ZMMS sıgortası olmadığından davalı kuruma iş bu davayı açtık. Yine Akşehir .Asliye Hukuk MAH … ESAS ile sürekli geçici 1Ş göremezlik için açılan daavalının taraf olduğu dava karara çıkmıştır.Karar Ektedir İlgili kaza nedeniyle Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … soruşturma dosyasi açılmıştır 2918 sayılı Kanun’un 97 maddesinde “Zarar görenin /zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden Önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmasi gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en SEÇ b2 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veyâ verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde ,zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü yer almaktadır. Dava tarihi itibari tle maddi tazminat miktarını belirlememiz mümkün olmadığından ve bilirkişi incelemesi neticesi ile alacağın tespit edileceğinden Belirsiz alacak davası olarak iş budavayı 4 öruz işbu nedenle müvekkilin zararı giderilmediğinden ticari (avans )fai ine hükmedilmesini talep ediyoruzizahat . 10.07.2014 günü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla oluşan trafik kazası neticesinde müvekkilin ağır derecede yaralanması ve ağır derecede kemik kırıkları olması nedeniyle , malul kalmıştır. Müvekkilin anılan kazada bir kusuru yoktur. Müvekkile SGK nın karşılamadığı tedavi giderleri ödenmemiştir, davalı şirkete ödenmesi için başvurMUŞ isek de talebimiz ekte sunulan 18.12.2018 tarihli yazı ile reddedilmiştir. Bu taleplerimizin bilirkişi marifeti ile tespiti Ve kabulünü talep ederiz. Kazaya neden olan aracın ZMMS sıgortası olmadığından davalı kuruma iş bu davayı açtık. Yine Akşehir .Asliye Hukuk MAH … ESAS ile sürekli geçici 1Ş göremezlik için açılan daavalının taraf olduğu dava karara çıkmıştır.Karar Ektedir İlgili kaza nedeniyle Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … soruşturma dosyasi açılmıştır 2918 sayılı Kanun’un 97 maddesinde “Zarar görenin /zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden Önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunmasi gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en SEÇ b2 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veyâ verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde ,zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü yer almaktadır. Dava tarihi itibari tle maddi tazminat miktarını belirlememiz mümkün olmadığından ve bilirkişi incelemesi neticesi ile alacağın tespit edileceğinden belirsiz alacak davası olarak iş budavayı 4 öruz işbu nedenle müvekkilin zararı giderilmediğinden ticari (avans )fai ine hükmedilmesini talep eder dava dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: 26.04.2016 tarihinde karayolları trafik kanununda değişiklik yapılmış ve kanunun yürülük tarihinden itibaren müvekkil şirkete dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılması şartı getirilmiştir. Davacı tarafından müvekkil kuruma karşı dava ikame edilemeden önce müvekkil kuruma başvuru yapılması gerekmektedir. Ancak müvekkil kuruma tazminat başvurusu yapılmadığından, tazminat talebi için başvuru şartı yerine getirilmeden ikame edilen davanın usulden reddini talep ediyoruz. öncelikle davacının dayandığı ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya, belge örneklerinin tarafımıza tebliğ edilmesini aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesini talep ediyoruz. HMK. uyarınca dava dilekçesi ekinde davaya ilişkin belgelerin tarafımıza tebliğ edilmesi gerektiği hüküm altına alınmış olduğu halde, işbu dosyada davacı tarafından bu hususa uyulmamış, tarafımıza dava dilekçesinde belirtilen herhangi bir delil tebliğ edilmemiştir. Bu bakımdan, öncelikle, delillerin tarafımıza tebliğine karar verilmesini, delillerin tarafımıza tebliğine dek esasa ilişkin sair cevap haklarımızın saklı tutulmasını ve yargılama aşamasında ibraz edilen ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya ve belgelerin birer örneklerinin tarafımıza tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. Bu konuda gerekli görülürse, yargılama aşamasında uygun görülecek posta masraflarını karşılamaya amade olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu nedenle, bu eksikliğin giderilmesini ve giderilmezse dava şartı yoksunluğundan davanın reddedilmesini talep ediyoruz. Dava konusu kazaya ilişkin daha önce davacı tarafça ikame edilen Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. Sayılı dosyada istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Huzurdaki dosyadaki uyuşmazlığın çözümü ile bağlantılı olacağından söz konusu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesini/bekletici mesele yapılmasını talep ediyoruz. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil kurum Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limitleri ve … plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumludur. Bu nedenle, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını talep ediyoruz. Kaza Tespit Tutanağında da tespit edildiği üzere, … plakalı araç sürücüsü davacı Necati Katar davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 57/1-a m. ”Kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek” ve 47/1-a m. ”Trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya özel kıyafetli ve işaret taşıyan diğer yetkili kişilerin uyarı ve işaretlerine uymamak” kuralarını ihlal ettiğinden asli kusurludur. Bu konuda İTÜ, Adli Tıp Kurumu veya Karayolları Güvenlik Daire Başkanlığı nezdinde inceleme yapılmasını tale ediyoruz. ZMSS sigortası olmayan 06 PKH 03 plakalı aracın olayda bir kusuru olmaması nedeniyle, müvekkil kuruma sorumluluğu dolayısıyla yöneltilebilecek bir talep de söz konusu olmayacaktır. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesini talep ediyoruz.Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetleri de tespit edilmek suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları ve 20.02.2019 tarih 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri nazara alınarak, ilgili mevzuat gereği müvekkil kurum tarafından yönlendirilen hastaneden alınacak raporla işgöremezlik oranı ile süresinin belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiğinden, bu konudaki Yargıtay kararına göre denetime elverişli ve doyurucu bir rapor temin etmek üzere dosyanın ilgili kuruma gönderilmesini talep ediyoruz. Geçici iş göremezlik dönemi ve bakıcı giderleri tazminat hesabına dahil edilmemelidir. zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları’nın a.6.k maddesi gereğince geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri talepleri teminat kapsamı dışındadır. zmss genel şartları a.2. maddesinin ( d ) bendinde tanımlanan zarar kavramı içerisinde geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı düzenlenmemiştir. ayrıca a.5. maddesinde kapsama giren teminat türleri arasında geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı giderleri ve tedavi giderleri yer almamaktadır. bu sebeple geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri taleplerinin reddi gerekmektedir. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ancak dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmelidir. Dava tarihi öncesinde müvekkil şirkete başvuru yapılmamıştır. Bu sebeple müvekkil kurumun dava tarihinden önce temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceği gibi ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi hukuka uygun olacaktır. Var ise sorumluluğumuz yargılama ile belirleneceğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Bu sebeple müvekkil kurumun dava tarihinden önce temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceği gibi ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi hukuka uygun olacaktır. Var ise sorumluluğumuz yargılama ile belirleneceğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Bununla birlikte, müvekkil kurumun sorumluluğu kanuna dayanmaktadır ve tazminat borcunun kaynağı da haksız fiil olan trafik kazasıdır. Bu nedenle, her koşulda, alacağa yasal faiz işletilmesi hukuka uygun olacaktır.
Açılan dava Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedilmiş, (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/10/2021 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilerek 21/10/2021 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi yazılarak dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de;
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. sayılı emsal kararında, ” Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır. Davacılar tarafından 06/01/2017 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Konya (Ereğli) 1.Asliye Mahkemesinde görülmesi gerekmiştir.” hükmü gereğince ve Samsun BAM . HD’nin 02/11/2021 gün ve … E. … K. sayılı emsal kararında, “Medeni Kanunun 1. maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, buda yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü gereğince, yapılan değerlendirmede yargılamaya egemen olan bir takım ilkelerin bulunduğu, tabii hakim, doğal yargıç ilkesi, usul ekonomisi ilkesi, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi, yargı ayrılığı ilkesi gibi ilkelerin bulunduğu, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi Anayasanın 142. maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görevleri yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu düzenleme kanuni hakim ilkesine atıf yapmaktadır.
Kanuni hakim ilkesi Anayasanın 37. Maddesinde, “Kanuni hakim güvencesi başlığı altında hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.” hükmü ile düzenlenmiştir. Kanuni hakim; görev ve yetkisi kanunla belirlenmiş olan mahkemenin hakimidir. Bu ilkeyi karakterize eden tek unsur mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri ve kanuni hakim ilkesi çerçevesinde mahkeme kurma görevi münhasıran yasama organına yani TBMM’ye aittir. İdarenin tüzük ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri aracılığıyla mahkeme kurması, kurulmuş mahkemenin görevlerini, yetkilerini ve yargılama usullerini değiştirmesi mümkün değildir. Bu ilke yargılamanın adil biçimde tarafsız ve bağımsız hakimlerce yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Tabii hakim ilkesi ise, Mahkemelerin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinde gözetilmesi gereken ilkelerdendir. Tabii hakim yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabi hakim dendiği, tabii hakim ilkesi, kanuni hakim ilkesinden daha geniş bir anlam ifade ettiği, bu çerçevede tabii hakim ilkesine uygunluğun sağlanması için kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığının gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır…
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarında da; doğal hakim ilkesine atıflar yapılmıştır. Bireylerin yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı AİHS’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddesinde; herkes davasını medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar yada cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir denilmek suretiyle güvence altına alınmıştır. AİHS’nde doğal hakim ilkesi adil yargılama hakkına ilişkin 6. Maddede; mahkemelerinin yasayla kurulmuş olması ve bağımsız ve tarafsız olması gibi kriterler esas itibariyle doğal hakim ilkesini de kapsar bir nitelik arz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin yargı yetkisinin ancak yasama organı tarafından kanunla düzenlenebileceğini belirterek içtihat yoluyla da bu kuralın esnetilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından” davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kaldı ki, Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, … E., … K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir…
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “ Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal
düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve … E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. ”
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 gün … E: … K. Sayılı emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle eldeki uyuşmazlığın çözümünde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edildiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) AKŞEHİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece KARAR TAYİNİNE,
4-6100 sayılı HMK 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesinin gerektiği, iki haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceğinin taraflara İHTARINA,
Dair; 6100 sayılı HMK 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile yapılacak başvuru ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.10/12/2021

Katip Hakim

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.