Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2022/399 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili tarafından davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu borca ve ferilerine ilişkin olarak itirazı ile takibin durduğunu, davalı borçlunun haksız itirazı nedeniyle iş bu davanın açıldığını, davalının icra takibine konu 17.07.2020 tarihli … nolu 23.798,20 TL bedelli, 21.07.2020 tarihli … nolu 300,00 TL bedelli. 17.08.2020 tarihli … nolu 25.002,00 TL bedelli, 31.08.2020 tarihli … nolu 50.370,30 TL bedelli faturalar nedeniyle borçlu olduğunu belirterek; dava konusu icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalının %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; taraflar arasında yem alımından kaynaklanan faturalardan kaynaklı 21.670,50 TL bedelin ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, davacı şirketten alınan yemleri büyükbaş hayvanlarına verdikten sonra ishal, zayıflama ve süt veriminde ciddi bir düşük yaşanmaya başlandığını, bozuk yemden dolayı ne kadar zarar ettiğinin yerinde tespit edildiğini, bu tespit sırasında bozuk yemin asıl üreticisi … San. Tic. A.Ş. ne dilekçe yazıldığını, bu dilekçesinin arka sayfasına bozuk yemden dolayı müvekkilinin uğradığı zararı karşılamak amacıyla şu an takibe konu alacağı almayacaklarını borcu sildiklerini beyan ederek “… bize borcu yoktur” diye yazıp …’ın imzaladığını, müvekkilinin yemin asıl üreticisi … San. Tic. A.Ş. tarafından karşılanmasını sağlamak amacıyla davacı şirketin isteği üzerine Eskil Noterliğinden 07/12/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği, bu gönderilen ihtarname üzerine davacı şirkete bu zarar için ödeme yapıp yapmadığının belirsiz olduğunu, bozuk yemden kaynaklanan zararın tamamı karşılanmamasına rağmen icra takibine maruz kaldıklarını belirterek; davanın reddine, takip konusu alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 21.670,50 TL asıl alacak ve 2.031,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.702,11 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağı olarak ”asıl alacak: 50.370,30 TL” açıklamasının yapıldığı, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın asıl alacak üzerinden iptali için de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesi gereğince, takip ile istenilmeyen alacağın, itirazın iptali ile dava konusu yapılması mümkün değildir. Davacı vekiline, takibin … numaralı 31/08/2020 tarihli ve 50.370,30 TL bedelli faturanın ödenmeyen bakiye kısmına ilişkin olup olmadığını açıklaması için kesin süre verilmiş, davacı vekili kesin süreye rağmen beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle davaya konu icra taklibinin … numaralı 31/08/2020 tarihli ve 50.370,30 TL bedelli fatura dayalı olarak başlatıldığı kabul edilmiştir.
Takibe itiraz dilekçesinde malların ayıplı olduğunda bahsedilmemesi, ayıp savunmasının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi karşısında davacının 11/01/2022 tarihli beyan dilekçesindeki ayıp ihbarı yapılmadığına yönelik iddianın da değerlendirilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalıya teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, davalının ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, takip tarihi itibariyle takip alacaklısının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Davalının, davacı tarafça gönderilen malların ayıplı olduğunu savunması karşısında ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı malların ayıplı olduğunu ve süresinde ayıp ihbarı yaptığını ispatlamalıdır.
Davalı vekiline, 10/02/2022 tarihli celsede hangi faturalardaki malların ayıplı olduğunu, davacıya ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığını açıklaması ve malların bulunduğu adresi bildirmesi için kesin süre verilmiş, ancak hangi faturadaki malların ayıplı olduğu bildirilmediği gibi bu malların yeri de bildirilmemiştir.
Davalı savunmalarına dayanak olarak, tarihsiz el yazısı ile düzenlenmiş ihtarname ve … imzalı ”… bize borcu yoktur” kaydını içeren belge suretini sunmuştur. Davalı tarafından ibraz edilen belgelere karşı davacı vekili …’ın davacı adına tahsil ve ibra yetkisi olmadığını ifade etmiştir.
Davalı savunması uyarınca …’a ait hizmet döküm cetveli getirtilmiş ve …’ın davacı şirket çalışanı olduğu anlaşılmıştır.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14/02/2022 tarihli yazı cevabı ve eklerinin incelenmesinde, …’ın davacı şirket temsilcisi olmadığı, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin temsilcisi olduğu ve davacı şirket ile dava dışı şirketin merkez adreslerinin aynı adres olduğu anlaşılmıştır.
Davalı dava dışı şirket ile davacı arasında organik bağ olduğunu iddia ederek … tarafından yapılan işlemelerin davacı şirket yönünden bağlayıcı olduğunu savunmuştur.
… imzalı ”… bize borcu yoktur” kaydını içeren belge yönünden yapılan değerlendirmede, …’ın bu belgeyi kendi adına mı, temsilcisi olduğu şirket adına mı yoksa davacı şirket adına mı imzaladığı belirsizdir. Ayrıca belgede herhangi bir tarih de mevcut olmayıp bu belgenin ne zaman düzenlendiği de belirsizdir. Belgenin takibe konu fatura tarihinden sonra düzenlendiği kabul edilse dahi hangi ticari ilişki için düzenlendiği de belirsizdir. Bunun yanında, her ne kadar … davacı şirket çalışanı olsa da, şirket adına ibraname düzenleme yetkisinin bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu şahsın şirket adına ibraname düzenleme yetkisi olduğuna yönelik davalı tarafça herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Her ne kadar davalı dava dışı şirket ile davacı şirket arasında organik bağ olduğunu savunmuş ise de, şirket merkez adreslerinin aynı olması tek başına şirketler arasında organik bağ olduğunun kabulü için yeterli değildir. Organik bağ olduğu kabul edilse dahi bu organik bağ tek başına …’a davacı şirket adına ibraname düzenleme yetkisi vermeyecektir. Bu nedenle davalı tarafından ibraz edilen belgeye itibar edilmemiştir.
Tarihsiz ve el yazısı ile düzenlenmiş ihtarname yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalı bu yazının … eli ürünü olduğunu savunmuştur. Belge içeriğinin incelenmesinde 12/07/2020 tarihi ile 31/08/2020 tarihleri arasında alınan yemlerde verim düşüklüğü yaşandığından bahsedilmektedir. Bu belgenin … tarafından hazırlandığı kabul edilse dahi, bu belge içeriğinde yemlerin ayıplı olduğu sonucuna varılması mümkün değildir. Her ne kadar belge içeriğinde verim düşüklüğünden bahsedilmekte ise de bu düşüklüğün yemden kaynaklı olduğuna dair bir belirleme bulunmayıp sadece bu yöndeki iddialar bulunmaktadır. Bu bakımdan, belge içeriğinin yemlerin ayıplı olduğunun kabulü için yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.
Anılan nedenlerle davalının malların ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu yönündeki savunmalarını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesine göre; İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, teslim edilen mallar ve yapılan ödemeler yönünden her iki taraf defterlerinin birbirini doğruladığı, yine her iki tarafın defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 21.670,50 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya ve takibe konu faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların defter kayıtlarının karşılıklı olarak birbirini doğruladığı, defter kayıtlarına göre davacının 21.670,50 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının malların ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarı yapıldığına yönelik savunmasını ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı itirazın iptali istemine ek olarak feri nitelikte icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuştur. Mahkememizce fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle takibe itirazın haksız olduğu ve alacağın likit nitelikte olduğu kabul edildiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, takibin kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından ise davalının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın asıl alacak üzerinden iptali ile takibin 21.670,50 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-21.670,50 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 4.334,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 1.480,31 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 370,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.110,23 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 429,38 TL harç gideri (başvuru ve peşin) ve 694,45 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.123,83 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.