Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/648 E. 2022/30 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED (Usulden)

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacının, … İli, … İlçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda kayıtlı … Yapı Kooperatifinde, … sitesi, … Blok, numaralı bağımsız bölümde bulunan hissesinin kooperatif adına kayıt ve tescil edildiğini, dairenin davacıya kayıt ve tescil edilmesi için Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile … Yapı Kooperatifinin ihyasına karar verildiğini, kararın 07/12/2011 tarihinde kesinleştiğini, kararın tasfiye memurlarına tebliğ edildiğini, kooperatifin aktif hale getirilmesi üzerine tapu işlemlerinin yürütülmesi için toplam 5.000TL’nin tasfiye görevlilerine davacı tarafından teslim edildiğini, paranın bir kısmının tescil için harcandığının söylendiğini, kalan kısım iade edilmediğini, davalılara ödenen paranın iadesini istemek gerektiğini, … Yapı Kooperatifi tasfiye memurları davalı …’a ödenen 4.000,00TL’nin alınan tarihten itbaren işletilecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödettirilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın haksız olarak öç almak maksadıyla açıldığını, davacının kendi malvarlığı için gerekli sorumluluklarını dahi yerine getirmediğini, davanın gereksiz ve art niyetli olduğunu, davacıya hiçbir borcunun olmadığını, davacıdan alacağının olduğunu, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının sonucunun beklenmesini, davanın zamanaşımı, hak düşürücü süreler ve husumet yokluğu yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak davasıdır.
6102 sayılı kanunun 5/A maddesine göre; Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun Dava Şartı Olarak Arabuluculuk başlıklı 18/A-2.maddesi ” Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının dava dışı kooperatif üyesi olduğu, davalının ise dava dışı kooperatifin tasfiye memuru olduğu, davacının tapu işlemelerinin yürütülmesi için davalı kooperatif tasfiye memuruna ödemeler yapıldığını, ancak davalı tasfiye memurunun yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak ödenen paraların iadesini talep ettiği, varsa davalıya yapılan ödemelerin kooperatif ile davacı kooperatif üyesi arasındaki tapu işlemlerinin gerçekleştirilmesi esnasında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesinin gerekmesi karşısında taraflar arasındaki ilişkinin kooperatif hukukundan kaynaklandığı, bu bakımdan davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, davanın ticari nitelikte alacak davası olması karşısında davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, eldeki davanın ise arabulucuya başvurulmadan açıldığı anlaşılmakla davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının arabulucuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 68,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,39 TL eksik harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 7/2. Maadesi uyarınca takdir edilen 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.