Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/635 E. 2021/535 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA ” TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı nedeniyle dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 10/10/2020 tarihli dilekçesiyle; davacı vekili dava dilekçesinde, Ereğli İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile müvekkili adına yapılan takipte 25/05/2018 tanzim tarihli 28/07/2018 vadeli bono’da, 25/05/2018 tanzim tarihli 30/09/2018 vadeli bono’da müvekkilinin imzasının mevcut olmadığını, örnek imzalar ile senette mevcut imzanın incelenmesinde iddialarının sabit olacağını, müvekkilinin böyle bir alışverişte karşı tarafa verilen senetten haberi olmadığını ve de mevcut senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı sebebiyle borcunun bulunmadığının tespitini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğunu dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, layda icra takibi yapılmış sonrasında bu menfi tespit davası açıldığını burada genel yetki kuralları yanında İİK madde 72/8 maddesinde düzenlenen yetki kurallarına da bakılması gerektiğini bu nedenle yetkili mahkemenin Ereğli mahkemeleri olduğunu bu nedenle davanın öncelikle usulden reddedilmesini aksi takdirde esastan reddedilerek Ereğli Asliye Hukuk Mahkemelerine (Asliye Ticaret Sıfatıyla) gönderilmesini, davacının alacağın %20 si oranında inkar tazminatı ve %10 oranında para cezasına mahkum edilmesine, karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Açılan dava Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedilmiş, Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilerek 04/11/2021 tarihinde kesinleştiğine dair şerh yazılarak dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Ereğli (Konya) . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 gün ve … E. … K. sayılı ilamında, HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile Yargıtay HD’nin …E. …K. sayılı emsal kararı ve benzer kararlar gerekçeye dayanak yapılmıştır.
Somut olayda; Ereğli . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararına gerekçe teşkil eden, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
Ereğli . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de;
Samsun BAM . HD’nin 02/11/2021 gün ve …E. …K. sayılı emsal kararında, “Medeni Kanunun 1. maddesinde; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, buda yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü gereğince, yapılan değerlendirmede yargılamaya egemen olan bir takım ilkelerin bulunduğu, tabii hakim, doğal yargıç ilkesi, usul ekonomisi ilkesi, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi, yargı ayrılığı ilkesi gibi ilkelerin bulunduğu, kanuni hakim, yasal yargıç ilkesi Anayasanın 142. maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görevleri yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu düzenleme kanuni hakim ilkesine atıf yapmaktadır.
Kanuni hakim ilkesi Anayasanın 37. Maddesinde, “Kanuni hakim güvencesi başlığı altında hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.” hükmü ile düzenlenmiştir. Kanuni hakim; görev ve yetkisi kanunla belirlenmiş olan mahkemenin hakimidir. Bu ilkeyi karakterize eden tek unsur mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri ve kanuni hakim ilkesi çerçevesinde mahkeme kurma görevi münhasıran yasama organına yani TBMM’ye aittir. İdarenin tüzük ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemleri aracılığıyla mahkeme kurması, kurulmuş mahkemenin görevlerini, yetkilerini ve yargılama usullerini değiştirmesi mümkün değildir. Bu ilke yargılamanın adil biçimde tarafsız ve bağımsız hakimlerce yapılmasını sağlamaya yöneliktir.
Tabii hakim ilkesi ise, Mahkemelerin kuruluş ve görevlerinin belirlenmesinde gözetilmesi gereken ilkelerdendir. Tabii hakim yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabi hakim dendiği, tabii hakim ilkesi, kanuni hakim ilkesinden daha geniş bir anlam ifade ettiği, bu çerçevede tabii hakim ilkesine uygunluğun sağlanması için kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığının gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır…
Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarında da; doğal hakim ilkesine atıflar yapılmıştır. Bireylerin yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı AİHS’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddesinde; herkes davasını medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar yada cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir denilmek suretiyle güvence altına alınmıştır. AİHS’nde doğal hakim ilkesi adil yargılama hakkına ilişkin 6. Maddede; mahkemelerinin yasayla kurulmuş olması ve bağımsız ve tarafsız olması gibi kriterler esas itibariyle doğal hakim ilkesini de kapsar bir nitelik arz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemelerin yargı yetkisinin ancak yasama organı tarafından kanunla düzenlenebileceğini belirterek içtihat yoluyla da bu kuralın esnetilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, …esas, …karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından” davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kaldı ki, Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, …E., …K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir…
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve …E., …K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. ”
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında ve Samsun BAM . HD’nin emsal kararında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırı olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Ereğli . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle de, mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, dosyanın daha önce görevsizlik kararı veren yetkili ve görevli EREĞLİ (KONYA) . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda HMK 22 madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK 341-345 maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile yapılacak başvuru ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.12/11/2021

Katip … Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.