Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/58 E. 2022/61 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesiyle özetle; davalı tarafından aleyhine Konya İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu senetlerin Konya Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile ilişkili olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, borç ile ilişkinin kesildiğini, hakkında protestosuz işlem yapıldığını, bu nedenlerle hakkında yapılan takibin durdurulmasını ve aylık geliri üzerine konan haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 08/12/2015 tarihli tavzih dilekçesiyle özetle; müvekkili aleyhine başlatılan Konya İcra Dairesinin … sayılı dosyasına dayanak kambiyo senedinde müvekkilinin ciranta konumunda olduğunu, senedin protestosuz olmasına rağmen müvekkiline icra takibi yöneltildiğini ve maaşına haciz uygulandığını, protestonun çekilmemesi durumunun müracaat hakkını kaybedeceğini, takibe konu senetlerin seri halde düzenlendiğini, senetlerle ilgili olarak davalı vekili Av. …’ın da aralarında bulunduğu bir çok şahısla ilgili olarak dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından Konya Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapıldığını, yargılama sonucu alacaklı vekilinin cezalandırılmasına karar verildiğini, dosyanın temyiz incelemesinde olduğunu, takibe sonu edilen senetlerin bedeli ödenen senetler olduğununu senetteki asıl borçlular … ve … tarafından yargılama aşamasında ifade edildiğini, dolayısıyla müvekkiline karşı yürütülen icra takibine konu senetlerin bedelinin de ödendiğini, senetlerin kötüniyetle menfaat sağlamak amacıyla icra takibine konu edildiğini ve açıkladığı nedenlerle müvekkilinin Konya İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, dosyaya müvekkilinden yapılan tahsilatların istirdadına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkilinin tacir sıfatı olmadığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, takibe konu senette müvekkilinin iyiniyetli üçüncü hamil olduğunu, husumet yöneltilmemesi gerektiğini, davacı tarafından bahsedilen ceza dosyasında müvekkilinin beraat ettiğini, avukatın ceza almasının mahkemede görülen menfi tespit davasının akıbeti açısından hüküm ifade etmediğini, davacı borçlunun tüm beyanları doğrultusunda müvekkiline olan borcun varlığının kabul edildiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; keşidecisi …, avalisti …, lehtar cirantası …, cirantası …, hamili … olan 11.02.2007 tanzim tarihli, 02.04.2007 vade tarihli ve 3.300,00 TL bedelli bono nedeniyle davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, bono bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödenip ödenmediği, bu bono nedeniyle davanın tarafları arasında temel ilişki bulunup bulunmadığı, davalının bu bono nedeniyle alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Açılan dava ilk önce Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydeidlmiş, Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.11.2017 gün ve … E … K sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararının istinaf edilmesi üzerine de Ankara 11.12.2020 gün ve … E … K sayılı ilamıyla ”Dosya incelendiğinde davaya konu bononun davacı tarafça davalıya ciro edildiği ve davalı tarafça icra takibine konu edildiği görülmektedir. Fakat davalı alacaklı, icra takibine girişmeden önce ödememe protestosu çekmediğinden, kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirilmiş olduğundan, kendisinden önceki cirantaya karşı kambiyo yoluyla icra takibi yapamaz ise de bono üzerinde davalı alacaklının davacıdan sonraki ciranta olduğu ve hamil sıfatıyla ilamsız takip başlattığı anlaşılmaktadır. Hamil davalı kendisinden önceki ciranta davacıya karşı aradaki temel ilişkiyi kanıtlamak suretiyle alacak talebinde bulunabilir. Somut olayda, mahkemece, dava konusu senedin davalının temel ilişkiye dayalı alacağı bakımından yazılı delil başlangıcı olduğunun kabulü ile ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıya temel ilişkiyi kanıtlama imkanı verilip, bu konudaki delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında davanın Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda davalıya temel ilişki konusunda açıklama yapması ve delillerini ibraz etmesi için süre verilmiş, davalı vekili 16.02.2021 tarihli dilekçesiyle, davacı ile davalı arasında sadece kefalet ilişkisi bulunduğunu, bononun buna istinaden verildiğini iddia ederken …’ın tanık olarak dinlenilmesini talep etmiştir.
Tanık … 04.11.2021 tarihli celsede ” Ben … ili … ilçesinde tekstilcilik işiyle uğraşıyorum. …’ de tekstilcilik yapmaktadır. Davalı … ise … ilçesinde pazarcılık yapmaktadır. Davaya konu senet dava dışı …’e ait iş yerinde benim …’ ın, …’ in ve …’ in bulunduğu ortamda arkası yazılmıştır. Bildiğim kadarıyla davacı bu senedi …’ in …’e olan alacağına kefil olmak üzere imzalamıştır. … ile … arasında ticari ilişki vardı. Ancak …’ ın ne kadar borçlu olduğunu bilmiyorum. Ayrıca benim Konya Ağır Ceza Mahkemesi’ nin … E. Sayılı dosyasında ifadem alınmamıştır. Dediğim gibi davacı bu senedi kefil sıfatıyla imzalamıştır. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı soruşturma dosyasında dava dışı … 24/10/2008 tarihinde ”Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. İsmini okumuş olduğunuz …, … akrabalarım olup … işçimizdi. Bunların dışındaki şahıslardan …’la ticari ilişkimiz olması nedeniyle tanırım. Soruşturmaya konu öğrenci senetlerini …’a borcuma istinaden ben verdim. Bu senetlerden çoğunda alacağım sözkonusu idi. Bir kısmını da alacağım olmamasına rağmen sehven verdim. …’dan yaklaşık ikiyüzyirmibin YTL karşılığında dükkan devralmıştım. Senetlerimin bir kısmını zamanında ödeyemediğim için … sahte senet düzenlemek suretiyle Av…. aracılığıyla işyerinde haciz yapıp benim işimi bitirmekle tehdit etti. Bunun üzerine yeniden sözleşmeler düzenlendi. Bu sözleşme gereğince de borçlar ödenemeyince borcuma mahsuben söz konusu senetleri …’ya verdim. …’da avukatı aracılığıyla işleme koydurmuş. Bana okumuş olduğunuz isimleri müşterilerim olması nedeniyle tanıyorum. Ancak şuan itibariyle bu şahıslara ne kadarlık mal sattığımı hatırlamıyorum. Senetler tamamen boş olarak imzalanıp bana teslim edilmiş idi. Bende söz konusu senetleri …’a borcuma mahsuben haciz sırasında haczedilip depoya kaldırılan ve bilgisayar CD’si içeriğinden borç miktarları tespit edilip doldurulmak üzere onun talebine bağlı olarak teslim ettim. Hatırladığım kadarıyla müştekilerin borç miktarları senetteki miktarlar kadar değildi. Senet miktarlarında yazılan borçlar doğrudur. Ben bu şahıslara dükkanımdan bir kısım konfeksiyon malzemesi sattığım gibi zaman zaman şahsi ihtiyaçlarını karşılamak için borç para da vermiştim.” şeklinde beyanda bulunduğu, dava dışı … 23.10.2008 tarihli ifadesinde ”… ..Bu sözleşme ve sözleşme kapsamında hazırlanan bonolarında borcunun ödenmemesi üzerine şahıslardan …’ün getirmesi üzerine bir kısım müşteri senetlerini avukatımında sözlü olarak tasdiki üzerine kabul ettim. Senetleri aldığımda tamamı hazır vaziyette yani dolu vaziyette idi. Bende sıkıntılar yaşadığımdan dolayı ondan kendi cirosunu ayrıca kefil olabilmesi için başka bir şahsında cirosunu istedim. Her hangi bir esnafı kefil olarak gösteremedi. Hatta memur istediğimde kefil olarak gösteremedi. Bundan sonra … adlı dayısını ikna etmiş onun cirosunu aldık. Ben bu senetleri bir kısım ilişkilerimden dolayı oluşan borçlar nedeniyle …, …, … ve … adlı şahıslara borçlarıma mahsuben verdim. Ancak senetleri verirken mesleğim gereği itibarımın zedelenebileceği düşüncesiyle cirolamadan verdim. … Ayrıca alacağımı tahsil için gerçekte … ve onun vekili olan … aleyhine takibe devam edeceğimi beyan ettim. Ayrıca senetleri devrettiğim şüphelilerden … ile … adlı şahıslara haricen fiili olarak borçlarımı ödedim. Bu nedenle senet alacaklısı fiili olarak ben oldum. Diğer şüphelilerden … ve …’a ait borçlarımı da ödeyeceğim. Bunun dışında ekleyeceğim bir husus yoktur…” şeklinde ve DAVALI … İSE 23.10.2008 TARİHLİ İFADESİNDE ” Beyanımad yer aldığı üzere ben söz konusu senetleri … adlı arkadışımdan alacağıma mahsuben devraldım. … beyin avukatlığı yapan şuanda benim vekilim olan … aracalığıyla takibe koydum. Aslında ben olayın mağduruyum. Paramı sağlıklı şekilde tahsil edemediğim gibi mağdur durumdayım. beni mağdur eden şahıslardan şikayetçiyim.” şeklinde ve soruşturma dosyasında … müdafii olarak yer alan Av. … ise ” müvekkilimin beyanlarına iştirak ediyoruz. Savunmaya ekleyecek bir husus yoktur. Benim de bilgim dahilinde alacağına mahsuben yine müvekkilim olan …’dan beyaz ciro şeklide senetleri devralmıştır. senetler ödenmediğinden vekalete dayalı olarak tarafımdan takibe konulmuştur. Takip kapsamında bize müracaat eden ve mağdur olduğunu düşündüğümüz borçlular hakkındaki takiplerden fiili olarak rücu ettik. Ancak cirantalar hakkında takipler devam etmektedir. Açılan menfi tespit davaları kapsamında takipler durdurulmuştur. Ancak bu aşamadan sonra ne tür bir karar çıkacağı müvekkilimin ne tür bir talepte bulunacağı hususunu bilememekteyim. Müvekkilimin olayın mağduru olup sabit ikametgah sahibi oluşu, sabıkasız oluşu, delillerin büyük oranda toplanmış olması ve başından sonuna soruşturmaya konu hukuki ihtilaf nitelikte oluşu nedeniyle serbest bırakılmasını talep ediyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalıya davaya konu bono nedeniyle davacı ile aralarındaki temel ilişkiyi açıklaması için süre verildiği, davalının bono nedeniyle dava dışı …’ten alacaklı olduğunu ve davacının da bonoyu kefaleten imzaladığını beyan ederek davacı ile aralarındaki temel ilişkiyi açıkladığı ve tanık deliline dayandığı, tanık …’ın davaya konu bononun davacı tarafça kefaleten imzalandığını beyan ettiği, ancak tanığın davalının dava dışı …’ten ne kadar alacaklı olduğu konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığı, bononun delil başlangıcı niteliğinde olması karşısında davacının bonoyu dava dışı …’e kefaleten imzaladığı kabul edilse dahi davalının dava dışı …’ten alacaklı olduğunu ve alacağın tutarını ispatlayamadığı, bu bakımdan davalının alacağın varlığını ve miktarını usulünce ispatlayamadığı, ayrıca her ne kadar davalı ve davalı tanığı senedin davacı tarafça kefaleten imzalanmak suretiyle devredildiğini iddia etmişlerse de soruşturma aşamasındaki ifadeler dikkate alındığında davalının bonoyu dava dışı …’dan devraldığı, her ne kadar bononun arka yüzünde bu şahsa ait ciro bulunmasa da bononun beyaz ciro ile de devrinin mümkün olduğu, bononun beyaz ciro yoluyla davalıya …’dan geçtiğinin sabit olduğu, bu bakımdan davalının, alacağını ispatlayamadığı gibi davacı ile aralarındaki temel ilişki bulunduğu iddiasını da usulünce ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesine göre; Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Somut olayda alacağın varlığının ispatlanamaması tek başına takibin kötüniyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığından, takibin kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından ve önceki karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile Konya İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibi nedeniyle DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, icra tehdidi altında ödenen 430,00 TL’nin ödeme tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN İSTİRDAT EDİLEREK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Davacının tazminat isteminin reddine,
3-2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca Konya İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibinin davacı yönünden derhal durdurulmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan teminatın üzerinde herhangi bir haciz ve tedbir bulunmaması kaydıyla ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Alınması gereken 673,54 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 168,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 505,15 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 381,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.