Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/521 E. 2022/184 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas – … Karar
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … Mh. … ada, … -… nolu parselleri kiralayarak patates ekimi yaptığını, davacının çiftçilik faaliyetlerinden kaynaklanan sulama ihtiyacını davalı kooperatiften yaptığı sıralarda, ürünün suya ihtiyacı olduğu zamanda davalı kooperatifin su vermediğini, Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş esas sayılı dosyasıyla uğranılan zararın 23.368 TL olarak belirlendiğini, noterlik kanalıyla su istenilmiş ise de bu girişimin sonuçsuz kaldığını, davalı kooperatif başkanının kişisel tavrı ve kasti davranışları sebebiyle davacının zarara uğradığını belirterek, 23.368 TL ürün değer kaybı ile 1.123,90 TL tespit masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, davacının davalı kooperatife ihtar göndererek ortaklığa alınmasını talep etmesine rağmen kira kontratı ve sair belgeleri kooperatif yönetimine sunmadığını ve üye kayıt defterinde de imzasının bulunmadığını, davacının davalı kooperatife su ücretini de eksik ödediğini ve devam eden zamanlarda da ödemede bulunmadığını, ayrıca davalının sulama yaptığı yerin kot farkı sebebiyle su motoru ile tarlasına aşırı ve verimi düşürecek şekilde sulama yaptığını, verimsizliğe sebep olacak vahşi sulama yönteminden dolayı davalıların sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sulama Kooperatifi vekili cevap dilekçesiyle; davacının kooperatife göndermiş olduğu noter ihtarnamesi ve 02/09/2019 tarihinde yatırmış olduğu ortaklık yapı gereğince kooperatif ortaklığına alındığını, kira kontratı ve sair belgeleri kooperatif yönetimine sunmadığını ve üye kayıt defterinde de imzasının bulunmadığını, davacının davalı kooperatife su ücretini de eksik ödediğini ve devam eden zamanlarda da ödemede bulunmadığını, ayrıca davalının sulama yaptığı yerin kot farkı sebebiyle su motoru ile tarlasına aşırı ve verimi düşürecek şekilde sulama yaptığını, verimsizliğe sebep olacak vahşi sulama yönteminden dolayı davalıların sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tazminat ” davasıdır.
Mahkememizce Seydişehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, Seydişehir C.Başsavcılığı Hazırlık Bürosuna yazılar yazılarak gerekli bilgi ve belgeler getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, Kanununun 5/1. maddesinde de Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlık davacının kiralamak suretiyle çiftçilik yapmış olduğu arazinin sulanması için davalı kooperatifin davacı için su sağlaması gerektiği ve davalı kooperatifin su temini sağlamamasından dolayı davacının uğradığı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili amacıyla açılan tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı TTK 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” düzenlemesi ile Ticaret Mahkemelerinin baktığı davalar ya iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olacak yada TTK da düzenlenen hususlar ile TTK 4. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ki davalar olacaktır.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi … esas … karar nolu ilamı; “Somut olayda uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davalının çiftçi olduğu ve uyuşmazlığın tacir olan iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı nazara alındığında, nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı, bu nedenle, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesi olarak görülüp karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf isteminin resen gözetilen sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindedir.
Eldeki dava, çiftçilik yapan davacının, çiftçilik yaptığı arazinin ekimi sonucunda sulama işlemini davalı kooperatiften alacağı su ile yapması gerektiği ve davalı kooperatifin su sağlama işlemini gerçekleştirmemesi iddiası üzerine davacının uğradığı zararın tazmini amacıyla dava açıldığı, bu açıdan davanın konusu Mahkememizin görevi dahilinde olmadığından, mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın, 6100 sayılı HMK uyarınca Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Dair ; davacı vekili ile davalı kooperatif ile Menderes Uygun vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip Hakim