Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/514 E. 2022/311 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davaya konu takibin dayanağı borcun iki şirket arasında akdedilen alt işverenlik sözleşmesine dayandığını, ilgili akdin 01/01/2020 ile 31/12/2020 tarihleri arasında kapsar nitelikte ve müvekkili şirkete özel güvenlik personeli sağlar nitelikte olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete hem sözleşmeden kaynaklanan alacağını ödememiş hem de şirkete takip başlatmış olduğunu, davalı şirketin söz konusu takibe işçilerin ihbar kıdem tazminatını yıllık izin diğer işçilik alacaklarının müvekkili şirket tarafından ödenmediğini iddia ettiğini bu bağlamda hapis hakkının olduğunu ve hapiş hakkından kaynaklı takibe itiraz ettiklerini bildirdiklerini, davalı borçlu şirketin beyan ettiği gibi olayda hapis hakkı şartlarının oluşmadığını davalı borçlu şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığını doğmadığını, müvekkili şirketin personelin maaş, fazla mesal yıllık izin ücreti, sigorta primleri gibi tüm hak edişlerini ödemiş olduğunu, Personelin herhangi bir alacağının kalınmış olduğunu, dolayısı ile müvekkil şirketin sözleşmeye konu personele herhangi bir borcu olmadığından dolayı da davalı şirketin hapis hakkının doğmasının inkansız olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirket personelinin ihbar tazminatı, yıllık izin ücretleri ve diğer işçi alacaklarını ödediğimi ayrıca SGK prim SGK. borcu yoktur yazısını fatura ile beraber davalı şirkete ibraz etmesi ve tüm edimleri de yerine getirmesine rağmen fatura bedelini ödememiş olduğunu, müvekkili şirketin zonunlu olarak icra takibine başvurmasına rağmen davalı şirketin icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, dava ve takibe konu personelin alacağının müvekkili şirketçe ödendiğinden dolayı herhangi bir borcun olmadığının dolayısıyla hapis hakkından söz edilemeyeceğini belirterek; davanın kabulü ile davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına yükletilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; taraflar arasında düzenlenen güvenlik hizmet sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin hizmet almış olduğunu aradan geçen uzunca süre sonra bu şirket yetkilileri … Ltd. Şti. adında yeni bir şirket kurduklarını, bundan böyle müvekkili şirket ile olan sözleşmeyi yeni şirket adıyla yapacaklarını, mülvekkilime güvenlik hizmetini bu yeni şirketin sunacağını bildirmiş olduklarını, eski şirket ile olan sözleşmenin sona ermesinden sonra müvekkili şirket ile davacı … Ltd. Şti. arasında yapılan güvenlik hizmet sözleşmesine istinaden önceki şirket döneminde müvekkili şirketin iş yerinde çalışan güvenlik personelleri çalışmaya devamı etmiş olduğunu, fiili durumun ve çalışanların değişmediğini, sadece güvenlik şirketinin adının değişmiş olduğunu, aradan geçen süreden sonra ve … Ltd. Şirketinin 1.388.000,00 TL amme borcu için SGK ‘nın … sayılı takip dosyasından müvekkili şirkete gönderilen 24.02.2020 tarihli haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine müvekkili şirkete, … Ltd. Şirketi’nin borca battığını, SGK ve Vergi Dairesi’ne, başkaca kurum ve kuruluşlar ile şahıslara, çalışanlarına borçlarını ödemediğini, bu sebeple, takip ve davadan kurtulmak amacıyla … Ltd. Şti. isimli eni şirketin kurulduğunu öğrenmiş oldukları, iş mevzuatı uyarınca … Ltd Şirketi’nin devamı mahiyetinde gösteren … Ltd. Şirketi, önceki Loras şirketinin işçilik ilişkin borç ve yükümlülüklerinden dolayı sorumlu olduğunu, şirketin devri ve mahiyetinden çalışanları önceki şirketin işçilik hak ve alacaklarından sorumluluğunu, yeni şirkette de devam etmekte olduğu, takip alacaklısı SG Loras özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nin müvekkili hakkında “Özel Güvenlik Hizmet Bedeli” alacağından bahisle icra takibi yapmış olduğunu, müvekkili şirket ile … Ltd. Şti. arasında 01.01.2020 – 31.12.2020 tarihlerini kapsayan süre için, 23.12.2019 tanzim tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin yapıldığını, Sözleşmede müvekkili şirketin işveren, takip alacaklısı yüklenici konumunda olduğunu, sözleşmeye göre, takip alacaklısı … Ltd. Şirket’nin güvenlik personelinin SGK prim ve SGK borcu yoktur çizelgelerini, maliye borcu yoktur yazısının işveren müvekkiline fatura ile birlikte sunmak zorunda olduklarını, ayrıca takip alacaklısı sözleşmeye göre personel maaşlarını her ayın 1 – 15. Günü arasında ödemekle yükümlü olduklarını, yine sözleşme uyarınca takip alacaklısı personelin ihbar, kıdem tazminatı, yıllık izin verilmesi ve diğer işçilik alacaklarını ödemek ve karşılamakla yükümlü bulunduklarını, takip alacaklısı ile olan sözleşmenin sona erdiğini, takip alacaklısı sözleşme kapsamında edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini işçilerin ücret ve diğer işçilik hak ve alacaklarını ödemediğini, SGK primlerini ödediğine dair çizelgeleri müvekkili şirkete sunmadığını, sözleşmeye göre işçinin ücret ve tüm diğer işçilik alacaklarından takip alacaklısı … Ltd. Şti. sorumlu ise de, iş yasası ile ilgili mevzuat gereği, işveren konumunda olan müvekkili şirket de, takip alacaklısı yüklenici … Ltd. Şirketi’nin çalıştırdığı güvenlik personelinin ücret ve işçilik alacalarından müştereken ve müteselsilin sorumlu olduklarının, takip alacaklısı … Ltd. Şti. işçilerin ticretlerini ve diğer işçilik alacakları ödediğine dair belgeyi sunmadığı için, müvekkili şirketin haklı nedenlerle … Ltd. Şirketine sözleşme uyarınca hizmet bedeli için ödeyeceği paralar üzerinde hapis hakki doğduğundan davaya konu takibe bu nedenle haklı sebeplerle itiraz edildiğini belirterek; davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına yükletilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 11.532,41 TL asıl alacak ve 188.99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.721,40 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının 2020 yılı Kasım ve Aralık ayı özel güvenlik bedeli olarak açıklandığı, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın asıl alacak üzerinden iptali için de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıya özel güvenlik hizmeti sunulduğunu iddia etmiş davalı ise alacak üzerinde hapis hakkını kullandığını savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalının hizmet sözleşmesine dayalı davacı alacağı üzerinde hapis hakkını kullanmasının mümkün olup olmadığı, sözleşmeye ve iş mevzuatına göre davacının sorumlu olduğu herhangi bir işçilik alacağının ya da başka bir alacağın davalı tarafından ödenip ödenmediği, davalının iş mevzuatından kaynaklı müteselsil sorumluluk nedeniyle dava dışı işçilere herhangi bir ödeme yapıp yapmadığı, yapmış ise bu ödeme nedeniyle davacı alacağı üzerinde hapis hakkı olup olmadığı, davalının muhtemel alacakları nedeniyle davacının alacağı üzerinde hapis hakkı kullanmasının mümkün olup olmadığı, takip tarihi itibariyle takip alacaklısının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
İhtilaf, davalının davacının alacağı üzerinde hapis hakkını kullanmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı TMK’nın 950. Maddesine göre; ”Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir. Zilyetlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır. Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.”
Aynı yasanın 952. Maddesine göre ise; ”Alacaklı, borçlunun ödemeden acze düşmesi hâlinde, alacağı muaccel olmasa bile, hapis hakkını kullanabilir.Borç ödemeden aciz, taşınırın tesliminden sonra meydana gelmiş veya daha önce meydana gelmiş olmakla beraber alacaklı bu durumu teslimden sonra öğrenmiş ise; o şeyin belli bir yönde kullanılacağı konusunda alacaklı tarafından yüklenilmiş bir yükümlülük veya borçlunun teslim sırasında ya da daha önce verdiği talimatla bağdaşmasa bile, alacaklı hapis hakkını kullanabilir.”
4721 sayılı TMK’nın anılan hükümlerine istinaden davalının hapis hakkını kullanabilmesi için, öncelikle alacağının muaccel olması gerekir. Alacak muaccel değil ise diğer şartların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gereksizdir.
Somut olayda, davalıya 13/01/2022 tarihli celse 7 nolu ara karar ile hizmet sözleşmesine konu işin yapımı esnasında doğan işçilik alacaklarının, SGK alacaklarının, Vergi Dairesi alacaklarının vd. alacakların davalı tarafından ödenip ödenmediği, sözleşmeye istinaden çalışan işçilere maaş, kıdem, ihbar vd. alacak kalemlerine istinaden iş mevzuatından kaynaklı müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince bir ödeme yapılıp yapılmadığı, özetle davalının halen muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı konusunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davalı vekili 24/01/2022 tarihli dilekçesiyle bu hususlarda herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade etmiştir.
Davalının, muaccel bir alacağının bulunmaması karşısında davacının alacağı üzerinde hapis hakkını kullanması mümkün değildir. Ayrıca davalı, davacının ödemeden acze düştüğünü de ispatlayamadığından davalının hapis hakkının bulunduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesine göre; İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 01/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ile tarafları ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı defterlerine göre davacının 84.522,20 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise davacının 11.532,50TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı, kendi defterlerine göre dahi davacıya 11.532,50 TL tutarında borçlu gözüktüğünden, bu aşamada ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olmadığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Ancak davalı bu yönde yazılı bir delil ibraz etmediği gibi açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. Bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 11.532,41 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiş ve takibin bu tutar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı işlemiş faiz alacağı yönünden de itirazın iptalini talep etmiş ise de davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz alacağına ilişkin fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı itirazın iptali istemine ek olarak feri nitelikte icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuştur. Mahkememizce fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle takibe itirazın haksız olduğu ve alacağın likit nitelikte olduğu kabul edildiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı da tazminat isteminde bulunmuş ise de takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.532,41 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-11.532,41 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 2.306,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 787,78 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 182,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 605,34 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen reddedilen miktarına oranla (21,28 TL si davacıdan, 1.298,72 TL si ise davalıdan) alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 182,44 TL (peşin) harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 1.048,50 TL yargılama olmak üzere toplam 1.107,80 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 1.089,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 188,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.