Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2022/502 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili şirket ile davalı arasında icra takibine konu faturalar ve öncesinde de ticari ilişki olduğunu, muhtelif tarihlerde müvekkili şirket tarafından verilen malların miktarı ve cinsi belli olup, davalı şirket tarafından bu bedel ödenmediğini, bedelin ödenmemesi üzerine Konya . İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı taraf da süresi içinde yetki ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, 30.11.2020, 06.12.2020, 12.12.2020, 18.12.2020, 24.12.2020, 30.12.2020, 06.01.2021, 12.01.2021, 18.01.2021, 31.01.2021 tarihli faturalardan da anlaşılacağını, davalı borçlunun takip tarihi itibariyle 80.867,61 TL borcu olmasına rağmen icra takibine itiraz ettiğini belirterek; davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine alacağın %’20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Takibe konu edilen faturaların tamamı için herhangi bir borçlarının olmadığını, özellikle 06.01.2021 vade tarihli, 26.178,25 TL bedelli fatura, müvekkile ait hiçbir ticari defter ve vergi defterinde kayıtlı olmadığını, davacı şirket kendiliğinden, bir mal karşılığı olmadan sonradan böyle bir fatura kesip, müvekkile bunun bilgisini dahi vermeden fatura kesmiş olabileceğini, müvekkilinin 06.01.2021 vade tarihli, 26.178,25 TL bedelli fatura dışındaki aldığı malların bedeli olarak davacı tarafa “müşteri senedi” verdiğini, müvekkilinin davacı tarafa verdiği alacaklısı …, borçlusu …, 30.05.2021 vade tarihli, 85.000,00 TL bedeli olan müşteri bu senetle ödemeleri davacı şirket adına ödediğini, icra takibine konu olan faturaların borcu ödendiğini, taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığını, davalı tarafın tacir sıfatı olmadığını, TTK. M.23 ve ilgili mevzuata göre tacir olmayan kişiye karşı faturaya dayalı bir alacak talep edilemeyeceği, fatura içeriğinin haksız ve fatura alacağı yönünden usulüne uygun yasal takip ve yollar izlenmediğini, ayrıca müvekkilinin kendisine gelen mallardan dolayı kesilen faturalarla ilgili borcunu ödediğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 80.867,61 TL asıl alacak ve 6.848,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 87.716,24 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağı olarak 10 adet faturanın gösterildiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın asıl alacak olan 80.867,61 TL üzerinden hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, takibe konu fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli faturadaki malların kendisine teslim edilmediğini, diğer fatura bedellerinin ise ödendiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli faturadaki malların davalıya teslim edilip edilmediği, bu fatura dışındaki diğer faturalara istinaden davalı tarafça ödeme yapılıp yapılmadığı, davaya ve takibe konu faturalar nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Davalının 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli faturadaki malların kendisine teslim edilmediğini savunması karşısında, bu fatura yönünden ispat yükü davacı üzerinde olup faturaya konu malların davalıya teslim edildiği ispatlanmalıdır.
06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli fatura dışındaki faturaların bedelinin ödendiğinin savunulması karşısında ise bu faturalar yönünden ispat yükü davalı üzerinde olup, ödeme savunmasının yazılı delillerle ispatlanması gerekir. Davalı, 85.000,00 TL bedelli bono uyarınca davacıya ödeme yapıldığını savunmuş, davacı ise bu senede istinaden 17/06/2021 tarihinde 60.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, zaten bu ödeme düşülmek suretiyle takip başlatıldığını, ayrıca takip tarihinden sonra bu bonoya istinaden 06/07/2021 tarihinde 20.000,00 TL, 05/08/2021 tarihinde 4.950,00 TL ve 06/08/2021 tarihinde ise 500,00 TL tutarında ödeme yapıldığını ifade etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesine göre; İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile, davacıya ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davaya ve takibe konu faturalardan 1.760,53 TL bedelli fatura dışındaki faturanın defterlerde kayıtlı olduğu, 85.000,00 TL bedelli bononun defterlerde kayıtlı olduğu, bu bonoya istinaden takip tarihine kadar 60.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, takip tarihinden sonra ise 25.450,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve davacının takip tarihi itibariyle (takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınmadığında) 80.867,61 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporu ile 1.760,53 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiş ise de; 1.760,53 TL bedelli müstakil bir faturanın bulunmadığı, ödeme emrinde açıkça belirtildiği üzere bu 1.760,53 TL’nin 30/11/2020 tarihli 7.478,29 TL bedelli faturanın ödenmeyen kısmı olduğu sonucuna varıldığından rapordaki bu tespite itibar edilmemiştir.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi ek raporu ile, davalıya ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davaya ve takibe konu faturalardan 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli fatura dışındaki faturaların defterlerde kayıtlı olduğu, kayıtlı olan faturalardan 3 tanesinin nakit ödeme ile kapatıldığı ancak bu ödemelere dayanak belge bulunmadığı, defterlerde kayıtlı olmayan 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli faturaya istinaden davalı tarafça BA bildiriminde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Davaya ve takibe konu faturalardan 06/12/2020 tarihli 26.178,25 TL bedelli fatura dışındaki faturaların her iki tarafın defterlerinde de kayıtlı olduğu, her ne kadar 26.178,25 TL bedelli fatura davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de, davalının bu faturaya istinaden BA bildiriminde bulunması nedeniyle kural olarak bu faturadaki malların davalıya teslim ediliğinin kabul edilmesi gerekiği, bu aşamada ispat yükünün tamamen davalı üzerinde olduğu, davalının kendi defterlerinde yer almasına rağmen davacı defterlerinde yer almayan ödeme kayıtlarına dayanak belge ibraz edemediği, bu bakımdan davalı defterlerindeki ödeme kayıtlarına itibar edilemeyeceği, 85.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin yapılan ödemeler konusunda taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı, bu bonoya istinaden yapılan 60.000,00 TL tutarındaki ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı, bu ödeme dikkate alındığında davacının takip tarihi itibariyle 80.867,61 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından 85.000,00 TL bedelli bononun salt takibe konu faturalara istinaden verildiğini, bu bono nedeniyle yapılan ödemelerin takibe konu fatura bedellerinden düşülmesi gerektiğini savunmuş ise de; bononun salt takibe konu faturalardan kaynaklı borca mahsuben verildiği savunmasına ilişkin herhangi bir yazılı delil ibraz edilmediği, 6098 sayılı TBK’nın 102. Maddesi uyarınca kural olarak açıklama yapılmaksızın yapılan ödemelerin ilk önce muaccel olan borca mahsuben yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, yapılan ödemelere ilişkin dekontlarda fatura bilgilerinin yer almadığı bu bakımdan bu senede istinaden yapılan ödemelerin takibe konu faturalardan kaynaklı alacaktan önce muaccel olan borçlardan mahsup edilmesine engel bir durum bulunmadığı sonucuna varıldığından davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Takip tarihinden sonra 06/07/2021 tarihinde 20.000,00 TL, 05/08/2021 tarihinde 4.950,00 TL ve 06/08/2021 tarihinde ise 500,00 TL tutarında davacıya ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Bu ödemelerin takip tarihinden sonra yapılması nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle bakiye alacağının tespit edilmesi gerekir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 16/05/2022 tarihli bilirkişi raporu ile takipten sonra yapılan ödemelerin mahsubundan sonra davacının dava tarihi itibariyle 71.062,07 TL asıl alacak ve 1.500,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.562,16 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Anılan nedenlerle, takibin 71.062,07 TL asıl alacak ve 1.500,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.562,16 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı itirazın iptali istemine ek olarak feri nitelikte icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuştur. Mahkememizce fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle takibe itirazın haksız olduğu ve alacağın likit nitelikte olduğu kabul edildiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin dava tarihi olan 21/09/2021 tarihinden itibaren 71.062,07 TL asıl alacak ve 1.500,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.562,16 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa dava tarihi olan 21/09/2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-72.562,16 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 14.512,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.956,72 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 942,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.014,28 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin 1.184,43 TL’lik kısmının davalıdan, 135,57 TL’lik kısmının ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 942,44 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 1.562,70 TL yargılama olmak üzere toplam 1.622,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına hesaplanan 1.455,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Kendini vekille temsil eden davacı için, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 10.233,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kendini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.