Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/470 E. 2022/678 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR: 1-
2-
3-
VEKİLLERİ:
DAVA : TESPİT ve ALACAK
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 09/09/2021 tarihli dilekçesiyle ; davalı şirketin temsilcileri aracılığı ile yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarından ve bu arada davacıdan, davalı şirkete ortak olacakları, kendilerine yüksek faiz verileceği ve istenildiği takdirde de paralarını geri alabilecekleri vaadiyle paralar toplandığını, davacının da bu şekilde davalı şirket temsilcilerinin taahhütlerine inanarak, davalı şirket temsilcisi aracılığıyla davalılardan … A.Ş.’ye tahsilat makbuzu karşılığında 01/01/2001 tarihinde 39.398 DM. para yatırdığını, davalı şirketin davacıyı ortak yapmadığı gibi davacının yatırdığı paraları da iade etmediğini, davalı şirketin SPK kararlarına aykırı olarak izinsiz hisse senedi bastırıp halka arz ettiğini, davacının iradesinin fesada uğratıldığını, diğer davalıların da davalı şirketin yöneticileri olduğunu beyan ederek, davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ile şimdilik 39.398 DM. karşılığı 10.000 TL.’nin ödeme (01/01/2001) tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalılar vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca davanın esastan da reddini istemiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları getirtilmiş, davacı tarafından tahsil makbuzu ve hisse senetleri asılları ibraz edilmiş, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilam sureti dosyamıza getirtilmiş, bilirkişi heyetinden 19/04/2022 tarihli rapor alınmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tespit ve Alacak” davasıdır.
Somut olayda ; Davada çözülmesi gereken sorunlar ; davacının davalı şirkete para yatırıp yatırmadığı, yatırmışsa ne zaman ve ne kadar yatırdığı, yatırılan bedellerin iadesini isteyip isteyemeyeceği, isteyebilirse alacağının ne kadar olduğu, alacak varsa uygulanması gereken faiz başlangıç ve türünün ne olması gerektiği, davalı şirket dışındaki diğer davalıların da davacıya karşı sorumlu olup olmadığı, davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı ve davada zamanaşımı süresinin geçip geçmediği sorunlarıdır.
Öncelikle, SPK’nın başka bir dosyamıza gönderip bir sureti de usul ekonomisi gereğince ve re’sen bu dosyamıza alınan 14/01/2020 gün ve … sayılı emsal cevabi yazısına göre, davalı şirketin 3332 s. Yasının Geçici 4. maddesine tabi şirketlerden olmadığı anlaşılmış, 3332 s. Yasanın Geçici 4. maddesi bu davamızda uygulanmamıştır.
SPK’nın şikayeti üzerine davalı şirket temsilcileri hakında Konya Asliye . Ceza Mahkemesi’nin 09/04/2007 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile verilen kararın Yargıtay tarafından zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle bozularak ortadan kaldırıldığı, kararın da 25/11/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi heyetinin 19/04/2022 tarihli raporuna göre de “davalı şirketin 2000 ve 2001 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, bu ticari defterlerde davacının para yatırdığına veya ortak olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı ancak, bu defterlerin kapanış tasdiki bulunmadığından davalı şirket lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, davacının sunduğu tahsilat makbuzunda yazılı hisse senetleri ile yine davacının sunduğu hisse senetlerinin örtüştüğü, SPK ve TBMM raporlarına göre de, davalı …nin yurt içinde ve yurt dışında temsilcileri aracılığıyla işlem yaptığı, toplam 268 koordinatör ve temsilcinin bulunduğu, davacıdan tahsilat makbuzu karşılığı parayı alan Muzaffer Yıldırımer’in de davalı şirketin yurt dışı temsilciler ve koordinatörler listesinde yer aldığı, tahsilat makbuzları karşılığında toplanan paraların büyük bir çoğunluğunun şirket yasal kayıtlarında görünen ortakları tarafından sermaye ödemesi yapılmış gibi davalı şirkete muhasebeleştirildiği, davalı şirketin gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında izinsiz halka arz fiilini gerçekleştirdiği, şirkete para yatıranların ve ortakların durumunun 2 adet bilgisayardan izlendiği, ikincil kayıtlar tutulduğu, ortak kayıt defterinin güncel durumu yansıtmadığı ve güncel olmadığı, şirketin 1998 ve 1999 yıllarında zarar etmesine rağmen ortaklara kâr payı dağıttığı, yeni ortaklardan toplanan paraların eski ortaklara kâr payı olarak dağıtıldığı” anlaşılmıştır.
Davalı taraf, zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de;
Yargıtay . HD.nin 30.05.2016 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere, zamanaşımı itirazında bulunmak kural olarak hakkın kötüye kullanılması sayılamayacak ise de, davalı tarafın bilirkişi raporunda yazılı haksız ve hukuka eylemleri karşısında zamanaşımı itirazında bulunmanın hakkın kötüye kullanılması teşkil edecek olması ve 4721 s. MK’nin 2/2. maddesine göre de hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacak olması karşısında davalı tarafın zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Bilirkişi heyetinin raporu ve toplanan delillere göre, davalı tarafın haksız fiil teşkil eden eylemeleriyle ve hukuka aykırı yollarla davacıdan para tahsil ettiği, taraflar arasında gerçek ve hukuka uygun bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, davacının yatırdığı paraların da iadesini isteyebileceği sonucuna varılmıştır.
Yine aynı bilirkişi heyetinin 19/04/2022 tarihli raporuna göre, davacının alacağının 39.398 DM’nin dava tarihi itibariyle karşılığı olan 202.391,61 TL. olduğu belirlenmiştir.
Davacının alacağı her ne kadar 202.391,61 TL. ise de;
Dava dilekçesinde 10.000 TL. istenilmesi, 09/11/2022 tarihli son duruşmada da kendilerinin 20/07/2022 tarihli dilekçelerinin faiz yönünden tavzih dilekçesi niteliğinde olduğunu, talep arttırım veya ıslah dilekçesi olmadığını açıkça beyan etmeleri ve talepten fazlaya karar verilemeyecek olması karşısında, 10.000 TL. alacağın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf gerek dava dilekçesinde, gerekse 20/07/2022 tarihli tavzih dilekçesinde alacaklarına en yüksek mevduat faizinin uygulanmasını istemiş ise de;
Davacı tarafın, Türk Lirası cinsinden alacaklarına yasal faiz ve avans faizi dışında başka bir faiz türünü istemesinin mümkün olmadığı, açıkça avans faizinin de istenilmemesi nedeniyle, davacının alacağına temerrüt tarihinden itibaren mevduat faizi değil, yasal faiz uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf, alacağına ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesini istemiş ise de;
Davalıların (şirket yönünden temsilcilerinin) sorumluluğu haksız fiil sorumluluğu olmasına rağmen, davacının istendiği an iade edileceği taahhüdüyle para yatırdığını beyan etmesi, yatırılan parayı geri alamayacağını ne zaman anladığını ve davalıları davadan önce temerrüte düşürdüğünü ispat edememesi nedeniyle faize dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekmiştir.
Davacı taraf, alacağının davalılardan tahsilini istemesine rağmen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil talebinde bulunduklarını açıkça beyan etmemiş ise de;
6098 s. TBK’nin 61. maddesine göre, “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” Bu nedenle davalıların yasal olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
a) Davacı … ile davalılardan … A.Ş. arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının TESPİTİNE,
b) 10.000 TL. alacağın, dava tarihi olan 09/09/2021 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fer’i nitelikteki fazlaya ilişkin faiz taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 10.000 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 683,10 TL. nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,78 TL. harcın mahsubu ile kalan 512,32 TL. harcın davalılardan (müştereken ve müteselsilen) alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin harç dahil 2.407,43 TL. yargılama gideri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak 18 TL. e tebligat gideri olmak üzere toplam 2.425,43 TL. yargılama giderinin davalılardan (müştereken ve müteselsilen) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (ve dava değerinin 10.000 TL. olduğunun kabulü ile) davacı vekilleri için 9.200 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan (müştereken ve müteselsilen) alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, davacı tarafından sunulan tahsilat makbuzu ve hisse senedi asıllarının kendilerine elden veya posta yoluyla iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde (ve belge asıllarının davacı tarafa iadesinden sonra) re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …