Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2022/630 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin süt ve süt ürünleri üzerine ticaret yapmakta olduğunu, davalı yan ise çeşitli köylerden ve şahıslardan süt satın alıp aldığı sütleri toplu şekilde müvekkiline sattığını, davalı taraf kimi zaman sütlerin parasını peşin vermesi gerektiğinde müvekkilinden avans alarak buna karşılık müvekkiline senet verdiğini, davalı yanın sütleri eksiksiz getirdiğinde ise müvekkiline vermiş olduğu senedi geri aldığını, müvekkili ile davalı yanın iş bu ticareti uzun süre devam ettiğini, davalı yan yine müvekkilden 60.000,00 TL avans aldığını, ancak ilgili avansa karşılık sütleri eksik getirdiğini, bu sebeple müvekkilinin davalı yandan alacaklı hale geldiğini ve davalı aleyhinde 10.000,00 TL lik icra takibine geçildiğini, davalı taraf müvekkili şirket ile uzun süre ticaret yaptığından müvekkilini uzunca bir süre oyaladığını, bu sebeple davalının müvekkiline vermiş olduğu 60.000,00 TL bedelli, 25/01/2010 tarih ve 25/01/2012 vade tarihli senet bono vasfını yitirdiğini, bu sebeple de borçlu aleyhine genel haciz yolu ile Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya üzerinden icra takibine başlandığını, davalı tarafın borca, faize ve ferilerine itiraz etmiş aynı zamanda zaman aşımı itirazında bulunduğunu, ancak senet üzerindeki imzaya itiraz etmediğini belirterek; davamızın kabulü ile Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesine, tarafımız lehine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu bononun zamanaşımına uğradığını bu nedenle de davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı şirketin tacir olduğunu, düzenli olarak üretim yaptığından belli miktarlar süt ihtiyacının olduğunu, müvekkilinin ise üreticiden sütleri toplayarak davacıya teslim ettiğini, yani nakliyeci olduğunu, bu işi dolayısıyla davacı tarafından taşıma irsaliyesi düzenlendiğini, müvekkilinin de fatura kestiğini, davacının ticari defterleri incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, davacının sütün gelmemesi halinde üretimde aksama yaşayacağını ve zarara gireceği için nakliyecilerin sütü başkasına götürmemesi amacıyla senet düzenlediğini, yoksa nakliyeceye baştan avans verip sütü getirmesi şeklindeki bir ticaretin, tacirin basiretli olmasına ve olağan ticari hayata aykırı olacağının açık olacağını, sütçü esnaflara süt siparişi verip sütlerin başkasına daha pahalıya satılması ihtimali üzerine düzenli şekilde süt alamaması riski doğmaması açısından o dönem çalıştığı tüm nakliyecilerle bu şekilde teminat niteliğinde bono düzenleyerek çalıştığını, sütleri aldıkları zaman senetleri teslim ettiklerini, dolayısıyla avansı veren davacı değil müvekkili olduğunu, zaten işi müvekkilinin yaptığını, ödeme yapılacak kişinin müvekkili olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu bononun aralarında sürekli bir ticari iş dolayısıyla teminat amaçlı verildiğini dava dilekçesinde ikrar ettiğini, dolayısıyla Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre bononun talili gündeme geldiğini, bono davacının ikrarı üzerine sebepten soyut olma özelliğini kaybettiğini, bu aşamada davacıya herhangi bir borcu omadığını ispat yükü müvekkilinden davacıya geçtiğini, müvekkilinin senetlerin karşılığına denk gelen miktardaki sütü davacıya teslim ettiğini, ancak sürekli bu şekilde çalıştıkları için bir senedi davacıda unuttuğunu, vade tarihi 2012 olan senet 60.000,00 TL değerinde olduğunu, davacının ödenmediğini iddia ettiği kısım 10.000,00 TL olduğunu, dönemin ekonomik şartları ve para değeri düşünüldüğünde bu tutarın bir şirketin unutacağı bir tutar olmadığını, davacının alacağı olmadığı halde kötü niyetle takibe geçtiğini, davacının ticari defterleri incelendiğinde bu husus ortaya çıkacağını belirterek; davanın reddi ile takibin iptaline karar verilmesi, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 10.000,00 TL asıl alacak ve 5.331,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.331,98 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının keşidecisi … , lehtarı … Ltd. Şti. olan 25/01/2012 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli zamanaşımına uğramış bono olduğu, takibe itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya ve takibe konu bononun zamanaşımına uğradığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. bononun zamanaşımına uğraması nedeniyle bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bono her ne kadar alacağın varlığı yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde ise de borçlunun ödeme iddiası yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde değildir. Bu kapsamda ödeme savunmasının yazılı delillerle ispatlanması gerekir.
Davalı, davacı defterlerine delil olarak dayanmış ve Mahkememizce de davacı defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ise de, davacı defterleri ibraz etmediğinden defterlerde inceleme yapılamamıştır. Yapılan araştırma neticesinde de davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının defterlerini ibraz etmemesinin davalı lehine yorumlanmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Her ne kadar davacı defterlerini ibraz etmekten kaçınmış ise de davalının tacir olmaması nedeniyle defter tutma mükellefiyetinin bulunmadığı, dolayısıyla davalı lehine değerlendirilebilecek bir defter kaydının bulunmadığı ve davalı tarafça delil olarak münhasıran davacı defterine dayanılmaması karşısında somut olayda ibrazdan kaçınmanın bono bedelinin ödendiğinin kabulü için yeterli olmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Davacı tanıkları 26/05/2022 tarihli celsede davaya ve takibe konu bononun borç para verme karşılığında düzenlendiğini, davalıya 60.000,00 TL tutarında borç para verildiğini, takibe konu alacak dışında kalan tutarın nakit ödeme ve süt teslim edilmesi yoluyla ödendiğini ancak bakiye tutarın ödenmediğini ifade etmişlerdir.
Her ne kadar davalı da tanık deliline dayanmış ise de yukarıda da belirtildiği üzere ödeme savunması yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğine haiz bir delil ibraz edilmediğinden davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış ancak davalı yemin teklifinde bulunmamıştır. Dolayısıyla Mahkememizce takibe konu bono nedeniyle davacının 10.000,00 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı vade tarihinden takip tarihine kadar olan sürece ilişkin olarak işlemiş faiz alacağı isteminde de bulunmuş ise de, takibe konu bononun zamanaşımına uğramış olması nedeniyle vade tarihinden itibaren faiz isteminde bulunulmasının mümkün olmadığı, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğünün usulünce ispatlanamadığı sonucuna varıldığından davanın işlemiş faiz alacağına yönelik kısmının reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.
Davacı alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir. Davalının tacir olmaması, bonodan kaynaklı temel ilişkinin ödünç sözleşmesinden kaynaklanması ve bononun zamanaşımına uğramış olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir. (Ems: Bursa BAM . HD. … E … K)
Davacı itirazın iptali istemine ek olarak feri nitelikte icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuştur. Mahkememizce bono bedelinin ödenmemesi nedeniyle takibe itirazın haksız olduğu ve alacağın likit nitelikte olduğu kabul edildiğinden hükmedilen alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Her ne kadar davalı da feri nitelikte tazminat isteminde bulunmuş ise de takibe itirazın haksız olması, takibin muaccel alacağa dayanması ve davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 10.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-10.000,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 2.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 185,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 497,92 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin 860,94 TL2lik kısmının davalıdan 459,06 TL’lik kısmının ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 185,18 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 281,70 TL yargılama olmak üzere toplam 341,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 222,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.331,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.