Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – TC No : … …
: 2- … – TC No : … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – TC No : … …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özet olarak; taraflar arasında 03/04/2018 tarihli inşaat malzeme ve yapım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme uyarınca … Mahallesi … sokaktaki … ve …’a ait inşaatın işlerinin daire karşılığı (90.000 TL) malzeme ve işçilik dahil … tarafından yapılması kararlaştırıldığını, sözleşmede inşaata yapılacak malzemelerin gecikme olmaksızın vaktinde ve zamanında yapılacağını , yapılan bu işlerin faturalı ve KDV dahil olarak yapılacağını , … tarafından 90.000 TL nin peşin alındığını, işleri tamamladıktan sonra fazla gelen para üstü ödeneceğini, artarsa para iade edileceğini , 90.000 TL senet verdiği ,… parseldeki A ve B bloğun bütün işleri eksiksiz tamamlandığında senedi iade edileceği hüküm altına alınmış olup , sözleşme sureti ekte ibraz edildiğini, davalı tarafın müvekkillere ait aynı yerde başka parsellerde işler de yapmış olup , sözleşme ile de yapılacak iki bloğun belirtilen bedeller üzerinden yapımını üstlenmiş ise de müvekkilleri tarafından bloklardan biri tamamlandıktan sonra , söz konusu bloğa ilişkin işin yapımı talebinde bulunulmuş ise de davalı tarafın işi yapmaktan imtina ettiğini,
müvekkilleri tarafından ihtarname gönderilerek 3 gün içinde işe başlayıp , makul süre olan 1 aylık süre içerisinde işi tamamlaması talebinde bulunulduğunu, davalının ise karşı ihtarname gönderdiğini, taraflar arasında düzenlenen 03/04/2018 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunu ve değiştirilmesine asla muvafakat edilmediğini, taraflar arasında … parseldeki A ve B blok için 03.04.2018 tarihli sözleşme yapıldığını ve davalı tarafça bedeli peşin olarak alındığını, ancak işin yapılmadığını, müvekkilleri tarafından 25.02.2020 tarihinde Konya Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas , … karar sayılı dosyasından davalı aleyhinde dava açılmış ise de; mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiğini, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas , … Esasına gönderilen dava dosyasında “7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile eklenen TTK 5/A (1) maddesi gereğince ardabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını,
03.04.2018 tarihli peşin ödemeli sözleşme uyarınca davalı yüklenicinin hiçbir yükümünü yerine getirmemiş olması sebebi ile davalı yüklenicinin sorumlu olduğu ifa yerine geçen tazminat miktarının (olumlu zararın) tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve harç değer belirlendiğinde arttırılmak ve belirsiz alacak davası olmak üzere şimdilik 10.000 TL ‘nin 10.02.2020 tarihinden olmazsa dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafların kendilerine düşen edimi yerine getirmediğini, davacı tarafların davalı müvekkiline gösterdiği eserin yapılacağı yerin ayıplı olup çalışması için uygun olmadığını, bu durum defalarca kez davacı taraflara sözlü olarak bildirilmekle birlikte 03/09/2019 tarihli ihtarnameyle de teslim edilecek inşaatların bitirilmediğini, inşaatı teslimde gecikme olduğu bildirildiğini, müvekkilden odalara parke yapılması beklenmekte olup taban şapı atılmadığını, su ve elektrik tesisatının yapılmadığını, alçı ve boyanın yapılmadığının sabit olduğunu, dava konusu eserin gecikmesinde kusurun tamamen davacı tarafa ait olduğunu, ayrıca işbu tarihte bile dava konusu yer eserin yapılması için uygun olmadığını, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik iş nolu dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda da teslim edilen inşaatın teslime uygun olmadığı görüldüğünü, anlaşma uyarınca … parseldeki iki blokun müvekkiline mutad zamanda ve eserin icra edilebilir şekilde teslimi davacıların yani iş sahibinin yükümlülüğü olduğunu, davacıların borcunu ifa etmeden müvekkilini temerrüde düşürmesini kabul etmemekle birlikte sözleşme şartlarını yerine getirirken gecikmiş olmasının zararlarından müvekkilinin sorumlu tutulmadığını, ortaya çıkan tüm zarar davacı tarafların borcunu ifa etmemesinden ve gecikmiş olmasından kaynaklandığını, davacı taraflar kendi edimi olan inşaatı teslim edimini ifa etmemiş olup müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, ayrıca 28.08.2020 tarihli ihtarnamede TBK 125/2 maddede belirtilen borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilme şartlarından borcun ifasından vazgeçtiğini bildirmiş fakat gecikme tazminatından kaynaklanan bir vazgeçme beyanında bulunmadığını, müvekkilinin defalarca kez inşaatın geciktiğini, diğer işlere göre dava konusu inşaatın süresinde bitirilmediğini, bu durumun sözleşmeye aykırı olduğunu, anlaşılan birim fiyatlarla işlerin yapılmasının mümkün olmayacağını hem 2018 yılı son aylarında hem de 2019 yılı başında davacı taraflara sözlü olarak beyan ettiğini, dava konusu sözleşmenin diğer belgelerle ve fiili durumla birlikte değerlendirilmesinin gerektiğini, davacı tarafların dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, davacı tarafların sözleşmeyi dürüstlük kuralına aykırı olarak yorumlamakta, tabiri caiz ise istediğim zaman inşaatı bitiririm o zaman da işim yapılmak zorunda aşamasına getirdiğini, sözleşmede teslimi kararlaştırılan iki blok teslime uygun olmamakla birlikte, uygun olsalar bile süresinde teslim edilmediğinden davacı tarafın talepleri dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, inşaat sektöründe masrafların tahmin edilemeyecek şekilde artması ve daire satışlarının da olağanüstü şekilde azalması nedeniyle sektördeki tüm meslekler zarar gördüğünü, müvekkilinin davacı taraftan aldığı daireyi zararına satmak zorunda kaldığını, tüm bu olağanüstü ekonomik gelişmelerin olduğu dönemde davacı tarafın kendi kusurundan kaynaklı gecikme nedeniyle tazminat talep etmesi de hukuka uygun olmadığını belirterek; davacı tarafların müvekkilinin temerrüde düşürmemiş olmaları nedeniyle davanın reddine, ikincil olarak davacı tarafların mutad süre içerisinde edimini yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle davanın reddine, üçüncül olarak ise dava konusu sözleşmenin günümüz birim ücretleri doğrultusunda uyarlanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacılar vekili 23/12/2021 tarihli tavzih dilekçesi ile ; davacı müvekkillerin birlikte alacaklı olup, dava konusu alacağın her iki davacıya birlikte verilmesini talep ettiklerini, müspet zararda sözleşmenin feshedilmemesinden değil borcun ifa edilmemesinden doğan bir zarar bulunmakta olup , davalı edayı sözleşme şartları ile yerine getirseydi müvekkillerin mameleki ne durumdaa olacak idiyse bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zararı oluşturmakta olup ; iş bu davada müvekkillerin talebinin tamamı bu zarar kalemine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
Davacılar vekili 27/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişen ve faizle karşılanamayan tüm zarar hakları saklı kalmak kaydı ile ; 03.04.2018 tarihli peşin ödemeli sözleşme uyarınca davalı yüklenicinin hiçbir yükümünü yerine getirmemiş olması sebebi ile davalı yüklenicinin sorumlu olduğu ifa yerine geçen tazminat miktarının (olumlu zararın) tespiti ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve harç değer belirlendiğinde arttırılmak ve belirsiz alacak davası olmak üzere şimdilik 10.000 TL ‘nin 10.02.2020 tarihinden olmazsa dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, bu talebin kabul görmemesi halinde müvekkillerinin peşin ödediği 90.000 TL bedelin rayiç değerinin tespiti ile öncelikle tespit edilen değere mümkün olmaz ise müvekkillerinin ödediği bedele göre fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL nin 03.04.2018 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, terditli dava niteliğinde olup terditli birinci dava tazminat, terditli ikinci ve terditli üçüncü dava ise alacak isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; taraflar arasında imzalanan 03/04/2018 tarihli sözleşme hükümlerinin taraflarca ihlal edilip edilmediği, ihlalin kim tarafından gerçekleştirildiği, davalının temerrüde düşüp düşmediği, davacıların inşaatı makul süre içinde sözleşmeye konu işin yapımı için davalıya teslim edip etmedikleri, davacıların sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle zarara uğrayıp uğramadıkları, varsa zarar tutarının ne kadar olduğu ile bu zarar tutarının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği, davacıların sözleşme kapsamında ödedikleri tutarın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin davalıdan tahsilini istemelerinin mümkün olup olmadığı, mümkün değilse ödenen tutarın davacıya iadesinin gerekip gerekmediği ve alacak istemi yönünden davacı tarafın hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususlarından ibarettir.
03/04/2018 tarihli ”İnşaat Malzeme ve Yapım Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile tarafların … Mahallesi … Sokakta bulunan … ile …’a ait yapının inşaat işlerinin 90.000,00 TL bedel mukabilinde … tarafından yapılması konusunda anlaşma sağladıkları, sözleşme kapsamında …’e 90.000,00 TL tutarında avans ödemesi yapıldığı, …’in ise karşı tarafa 90.000,00 TL bedelli senet verdiği, sözleşmeye konu işin tamamlanması halinde senedin …’e iade edileceğinin de sözleşme ile hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacılar Konya . Noterliği’nin 28/08/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek davacıdan sözleşmeye konu işin 1 ay içinde tamamlanıp teslim edilmesini istemiş, davalı ise Konya . Noterliği’nin 04/09/2019 tarihli … yevmiye numaralı cevabı ihtarname ile sözleşmeye konu işin yapımı için inşaatın hazır hale getirilmediğini, sözleşmeye konu birim fiyatlarının 2018 yılı için geçerli olduğunu, 2019 yılı birim fiyatlarının kabul edilmesi halinde işin yapılabileceğini aksi takdirde senedin iadesini ve 90.000,00 TL tutarında ödemenin iadesi için banka hesap numarası verilmesi gerektiğini bildirmiş, devam eden süreçte de davacılar Konya . Noterliği’nin 28/01/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini tanzim ederek borcun ifa edilmesi isteminden vazgeçtiklerini, ifa edilmemeden kaynaklanan zararların ödenmesini talep etmiştir.
Konya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında 16/03/2020 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, keşif neticesinde düzenlenen 31/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile sözleşme gereği yapılacak olan laminat parke, Amerikan panel kapı, çelik kapı, mutfak mobilyası, vestiyer yapım işlerinin başlaması odalarda şap betonu alçı, sıva ve seramik uygulamalarının tamamlanmış olmasının gerektiği, PVC pencere uygulamasının da sağlıklı olması için dış cephe yalıtımı ve sıva işlerinin tamamlanmış olması gerektiği, su saati montajının yapılması için ise iç tesisatın şebekeye bağlanmasının gerektiği, inşaatın mevcut durumu itibariyle sözleşmeye konu işlerinin yapılması için hazır olmadığı tespit edilmiştir.
Mahallinde 24/03/2022 tarihinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen ve dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 18/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; sözleşmeye konu bloklardan birinin dava dışı firma tarafından tamamlandığı, diğer bloğun ise sözleşmeye konu işin yapımı için uygun olmadığı, yapıların tespit tarihi olan 16/03/2020 tarihindeki durumu itibariyle de sözleşmeye konu işin yapımı için hazır olmadığı, davacıların işin yapımı için verdikleri 1 aylık sürenin makul olmadığı, sözleşmeye konu işin yapımı için en az 2 aylık bir sürenin gerekli olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda; davacıların 03/04/2018 tarihli sözleşmeye konu işin yapımı için davalıya yer teslimi yapmaları gerekmekte olup, davacıların kendi edim yükümlülüklerini yerine getirmeden davalıdan işin yapımını istemeleri mümkün değildir. 31/03/2020 tarihli tespit bilirkişi raporu ve 18/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ile sözleşmeye konu blokların sözleşmeye konu işin yapımı için hazır olmadığı belirlenmiştir. Yine 18/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ile davalıya işin yapımı için verilen 1 aylık sürenin de makul olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda, davacıların edim yükümlülüklerini yerine getirmemeleri ve davalıya verdikleri sürenin makul ve yeterli olmaması nedeniyle davalının temerrüde düştüğünün kabul edilmesinin mümkün olmaması karşısında davacıların borçlu temerrüdü iddiasına dayalı olarak zararların tahsilini talep etmelerinin mümkün olmadığı sonucuna varılmış ve terditli birinci taleplerinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacılar ödenen bedelin dava tarihindeki rayicinin tahsilini istemişlerse de; aynı gerekçelerle davacıların bu taleplerinin de yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve terditli ikinci talebin de reddine karar verilmiştir.
Davacılar terditli üçüncü talepleri ile sözleşme kapsamında davalıya ödenen 90.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Sözleşme tarihinde davacıların davalıya 90.000,00 TL tutarında avans ödemesi yaptıkları ve davalının da davacılara 90.000,00 TL bedelli senet verdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar vekili 22/12/2022 tarihli dilekçe ile sözleşme kapsamında verilen senedin halen davacılarda olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda davacıların senedi iade etmemeleri karşısında, davalıdan alacak isteminde bulunmalarının mümkün olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan toplam 349,56 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 169,66 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacılara (eşit oranda) İADESİNE,
3-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davacılardan (eşit oranda) alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan (eşit oranda) alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2023
Katip … Hakim …
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.