Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/417 E. 2022/197 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : TENFİZ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 06/08/2021 tarihli dilekçesiyle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden 11/09/2019 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye tahkim şartı konularak taraflar arasındaki ihtilafa İngiliz Hukuku’nun uygulanmasının kararlaştırılığını, taraflar arasında uyuşmazlık çıkması üzerine de davacı tarafın tahkime başvurduğunu, … Ticaret Birliği (… )’nın Tahkim Yargılaması sonunda 09/09/2020 gün ve … sayılı kararı ile davacı lehine alacak kararı verildiğini, bu kararın uygulanabilmesi için tenfizine karar verilmesinin gerektiğini beyan ederek, … Ticaret Birliği (… ) Tahkim Yargılaması’nın 09/09/2020 gün ve … sayılı kararının tenfizine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, öncelikle taraflar arasındaki 11/09/2019 tarihli sözleşmenin (tahkim düzenlemesinin) geçersiz olduğunu çünkü, 10.04.1926 gün ve 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı olarak sözleşmenin ingilizce tek suret olarak düzenlendiğini, ayrıca tahkim yargılaması sırasında davalının savunma hakkının da ihlal edildiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davacı tarafından tahkim kararı aslı, infaz edilebilirlik şerhi ve ingilizce düzenlenmiş sözleşme ile bu belgelerin tercümeleri ibraz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tenfiz” davasıdır.
Somut olayda ; her iki tarafın tacir olduğu ve taraflar arasındaki ihtilafın nispi ticari dava ihtilaflarından olduğu anlaşıldığından Yargıtay . HD.nin 11/11/2015 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere Mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay HGK’nun 27/06/2019 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadında da açıklandığı üzere, yabancı hakem kararlarının tenfizinin maktu harca tabi olduğu anlaşılmıştır.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) kayıtlı davacı şirketin teminattan muaf olup olmadığı araştırılmış, BAE ile Ülkemiz arasında ikili bir anlaşma bulunmadığı gibi, BAE’nin Türkiye’nin taraf olduğu Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne de taraf olmadığı ancak, BAE’de açılan davalarda ve icra takiplerinde teminat talep edilmediği, bu konuda vatandaş ve yabancı ayrımı yapılmadığı belirlendiğinden, 5718 s. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48/2. maddesi gereğince davacının teminat yatırmaktan muaf olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı şirketin kayıtlı olduğu BAE’nin Yabancı Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi’ne taraf olmadığı anlaşılmış, davacı vekaletnamesinin BAE yetkili makamlarınca tasdik edilip edilmediği T.C. Dubai Başkonsolosluğu’na sorulmuş, davacının vekaletnamesinin yetkili makamlarca düzenlendiği belirlenmiştir.
Davacı şirketin kayıtlı olduğu BAE ile Ülkemizin New York Sözleşmesi’ne taraf olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay . HD.nin 29/11/2018 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, “Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi, tenfiz prosedürüne tabi olduğundan, hakem kararının New York Sözleşmesine göre, tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gelince; yabancı hakem kararlarının tenfizini engelleyen haller New York Sözleşmesinin (V). maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin (V). maddesindeki şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi re’sen dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir.
Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır.
Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkânından mahrum edilmesi, 3- Hakem kararının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4- Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5-Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır.”
Davamıza dayanak teşkil eden … Birliği (… ) tahkim yargılamasına ait kararın incelenmesi sonucu; yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında açıklandığı üzere tenfizi engelleyen ve Mahkememizce re’sen göz önünde bulundurulması gereken bir durumun (kamu düzenine aykırılık veya tahkime tabi olmayan bir uyuşmazlık) söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın, tenfiz engeli olarak ileri sürdüğü savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki itirazları da tahkim yargılaması kararı içeriğine uygun değildir. Çünkü, tahkim yargılamasında davalı tarafa savunma hakkı tanındığı, alıcı olarak vasıflandırılan davalı şirketin tarihsiz (savunma) dilekçelerinin 07.05.2020 ve 24.06.2020 tarihlerinde tahkim komisyonu tarafından alındığı belirlenmiştir. Dolayısıyla, New York Sözleşmesi hükümlerine göre gerek re’sen, gerekse davalı tarafından ileri sürülecek tenfiz engellerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, 10.04.1926 gün ve 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı olarak sözleşmenin ingilizce olarak düzenlendiğini ve bu nedenle tahkim şartının da geçersiz olduğunu ileri sürmüş ise de;
805 s. İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun’un;
1. maddesine göre, “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler,Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.”
2. maddesine göre, “Ecnebi Şirket ve müesseseler için bu mecburiyet Türk müessesatı ile ve Türkiye tebaasından olan efrat ile muhabere, muamele ve temaslarına ve devair ve memurini Devletten birine ibraz mecburiyetinde bulundukları evrak ve defterlerine hasredilmiştir.”
805 s. Kanun’un 1. ve 2. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Türk tabiiyetindeki şirketler, Türkiye dahilindeki her türlü muamele ve sözleşmelerini Türkçe tutmaya mecbur ise de, yabancı şirketler yönünde bu mecburiyetin Türk kurumları ve şirketleri ile yaptıkları muhabere, (mukavele hariç) muamele, temaslarına, Devlet görevlilerinden birine ibrazı zorunlu olan evrak ve defterlerine hasredildiği, 1. maddede yer alan mukavele (sözleşme) kelimesinin 2. maddede yer almadığı, yabancı şirketlerin Türk şirketleri ile yaptıkları sözleşmeler yönünden sözleşmenin Türkçe olması mecburiyetin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki, bir an için yabancı şirket ile Türk şirketlerinin yaptıkları sözleşmenin (veya en az bir suretinin) Türkçe olması zorunlu görülse dahi, tek suret ve ingilizce olarak bu sözleşmeyi imzalayan davalının, davacı ile aralarında ihtilaf doğmasından ve tahkim tarafından aleyhine karar verilmesinden sonra, kendisinin imzaladığı sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracağı kabul edilmiştir. 4721 s. MK’nin 2/2. maddesine göre de, hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından, davalının bu yöndeki savunmaları kabul edilmemiştir.
Söz konusu tahkim yargılamasına ilişkin kararın tenfizine engel bir durum olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile … Ticareti Birliği’nin (… ) 09/09/2020 gün ve … tahkim nolu kararının TENFİZİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL. harcın mahsubu ile kalan 21,40 TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL.lik peşin harç dahil toplam 366,85 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Gerekçeli karar tebliği için davacı avansından yapılacak 13 TL. yargılama giderinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı vekilleri için 5.100 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ibraz edilen belge asıllarının kararın kesinleşmesinden sonra ve re’sen davacıya (gerekirse masrafı davacı avansından kullanılarak) İADESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09.03.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip